Mandalanın Faydaları

Altı sene önceydi. Tüm hazırlıklarımı tamamlamıştım. Yolculuk saatine uygun havalanına gidip boydan uzun olan camlardan kocaman uçakların uçuşuna ve kalkışına bakıp bundan gözümü alamamıştım. Koca bir demir parçasının havadaki uçuşunu anlamaya çalıştım. Oysa bu durum Vehbi Hürkuş 'un ilk uçağı icad ettikten sonra günümüze kadar gelip hayatımızda yer edinendi.

Uçağa bindim. Amsterdam hava alanına geldikten sonra yolculuk sona ermişti. İki Hollandalı bayanın bana yardım etmesiyle istediğim adrese ulaşmıştım.

Yeşil doğa, su üzerindeki evler, bazı yapay göller, kumsal kumunu kullanarak oluşturdukları sade parklar...

Birde kapılar vardı tek renge hakim olan kapılarda mandalalar asılıydı. Daireler şeklindeki rengarenk mandalalar...

Geleneksel miydi acaba, kendilerine özel hangi tarihin önemini yansıtıp neyi simgeliyordu acaba? Ben bunları düşünürken mandalanın daire ve merkez anlamına geldiğini, Hindistan kökenli olduğunu, terapi amacıyla da kullanıldığını, zihnin sonsuzluğa açılan parça bütün ilişkisini oluştuduğunu, mandalanın çeşitleri olduğunu, belli bir düzen doğrultusunda boyandığını, çocukların bile faydalanabildiği, odak noktasına yoğunlaşmak isteyen anda kalmak üzere nizami doğrultusu olduğunu, dinlerinde etkisinin olduğunu ve buna göre davranıldığını, renklerinin belli anlamlar taşıdığını, kırk bin yıl öncesine dayanan mağara resimlerinin varlığını, insanların dileklerine kavuşması için manyetik çekim gücünün mandalanın desenleriyle alakalı oluşunu, resim meditasyonu olduğunu, korku, endişe stresi giderdiğini, beynin sağ lobunu çalıştırdığını, hayal gücünü desteklediğini, dövme olarakta kullanıldığını son olarakta koordinasyon ve psikomotor gelişimine fazlasıyla katkı sağladığını öğrendim.

Yaşamı tam ve bütün olarak yansıttını düşünenler bu şekilde varlığını da devam ettiriyorlardı mandalanın. Farklı ülkelerde insanlar ilginç bile olsa kendilerini yansıtmışlar.

Şimdi bizler neler yapmalıyız, zihnimizde huzur ve sukuneti bulmak için çalışmamız ne olmalı? Sıramız gelmişken düşünelim.