Ne Kadar Özgürüz?

Özgürlük nedir ve özgürlüğümüze nasıl kavuşuruz?

Bugüne kadar özgürlük kavramı üzerinde birçok filozof durmuştur. Devletin, bireylerin ve toplumun özgürlüğü gibi çeşitli kategorilere ayırmışlardır. Özgürlüğü ilk etapta her şeyi istediğimiz gibi canımız nasıl isterse yapmak olarak düşünürüz. İstediğimiz her türlü davranışı engelsiz, sınırsız ve kendi irademizle seçtiğimiz şekilde yapabilme lüksüdür. Ancak durum bir noktada böyle değildir aslında. Başka insanların özgürlüklerine zarar vermemek de bizim bir yükümlülüğümüzdür. İstediğimiz davranışları ve eylemleri seçerken bunu başkalarına zarar vermeyecek şekilde düşünmek en doğrusu olacaktır.

 Özgür fikirleri olmayan yani kararlarını kimsenin etkisi altında olmadan alamayan insanlar asla özgür olamazlar ve başkaları tarafından yönetilen bir robottan çok da bir farkları kalmaz. Özgürlüğün temelinde yatan şey bence zihnen özgür olmaktır. Zihnen özgür olmayan insanlar tam olarak özgür olamazlar hiçbir zaman. Zihinleri duvarlarla örülmüş gibidir adeta belli bir düşüncenin ve fikrin dışına çıkmazlar eylemleri hatta yedikleri yemekler ve içtikleri içecekler bile sınırlıdır. Yeni şeyler deneme cesaretinde dahi bulunmazlar.

 Özgür olmak için yapmamız gereken şey özgürlüğümüze zarar veren her şeyden kurtulmaktır. Önyargılar, korkular, insanların ne düşündüğünü gereğinden fazla önemsemek, bağımlılıklar, alışkanlıklar, istek ve arzular, öfke kontrolünü elinde tutamamak gibi insanların özgürlüğünü kısıtlayan şeyler vardır. Önyargılar insan beynini şartlandırır ve insan bu şekilde karşısına çıkan olay ve durumlara karşı özgür şekilde düşünemez. Şartlanmış bir zihin tüm yeniliklere kapanmıştır. Önyargılı insanlar düşünme özgürlüklerini de kısıtlarlar. Belirli bir çerçevenin dışına çıkmazlar düşüncelerinde.  Düşünce özgürlüğüne sahip bir insan tüm gökyüzünü görebilirken düşünce özgürlüğüne sahip olmayan insanlar sadece gökyüzündeki tek bir buluta odaklanır ve diğer güzel bulutları geceleri yıldızları, ayı görme fırsatını kaçırmış olurlar. Düşündüğünü ifade etmek de düşünmek kadar önemli bir eylemdir. Burada da devreye ifade özgürlüğü girer. İnsanları düşündükleri her şeyi uygun bir dille ifade etmelidirler.  Fiziksel özgürlükten bahsedecek olursak insanın hareketlerinin kısıtlanması diyebiliriz mesela hapis cezası buna bir örnektir. Ya da bacakları engelli bir insanın fiziksel olarak tam bir özgürlüğü yoktur. Hareketleri daha kısıtlıdır. 


İnsanların yaptıkları eylemler kadar yapmadıkları eylemler de birer özgürlüktür. Mesela sigara içmek insanın bir bağımlılığıdır kendini şartlandırıp kötü alışkanlığından vazgeçtiğinde aslında gerçek anlamda özgür olur. Yani aklımıza gelen her şeyi yapmak ve canımızın istediği her şeyi yapmak da dahil bizi tam olarak özgür yapmaz. Bazı bağımlıklar insanı tutsak eder zihnini, bedenini, sağlığını ele geçirir. Özgürlük kavramı insanlık ile var olmuştur ve hep var olacaktır. Peki yeterince özgür bireyler miyiz? Bu kişinin kendini zihnen geliştirmesine ve yaşantısı ile ilgili kararları kendisi vermesine bağlıdır. Ancak özgürlük çerçevesinde kendi özgürlüğümüz adı altında kimseye zarar veremeyiz ve rahatsız edemeyiz. Hiçbir bireye ve kendimize zarar vermeden yapacağımız her türlü eylemde özgürüz ve bu eylemlerden sorumluyuz aynı zamanda.