Marksist Bir Perspektiften Açlık Oyunları Evreni: Panem vs. Capitol
Are you, are you coming to the tree?
Karl Marx, 19. yüzyılda vahşi kapitalizmin etkisi altında geliştirdiği teorilerle, toplumsal eşitsizliklerin kökenine dair radikal bir bakış açısı sunar. Marx, toplumsal yapıları açıklamak için Hegel’in idealist felsefesini tersine çevirerek materyalist bir tarih anlayışı gelişmiştir. Ona göre insanların bilinci, toplumsal varlıkları tarafından şekillenir; yani bireylerin maddi yaşam koşulları ve üretim ilişkileri, düşüncelerini ve toplumsal davranışlarını belirler.
Marx’ın sınıf teorisi, kapitalist sistemdeki eşitsizliklerin doğal olmadığını, aksine bir toplumsal sınıfın (burjuvazi) üretim araçlarına sahip olarak diğer sınıfı (proletarya) sömürdüğünü savunur. Marx’a göre tarih, sınıf çatışmalarının tarihidir ve bu çatışmalar, kapitalist toplumun da belirleyici özelliğidir. Kapitalist üretim sistemi, burjuvazinin sermayeyi kontrol ettiği, proletaryanın ise emeği karşılığında hayatta kalmaya çalıştığı bir düzene dayanır. Marx, bu sistemin içsel çelişkilerinin, zenginlerin daha zenginleşmesine ve işçi sınıfının giderek yoksullaşmasına yol açacağını öngörmüştür.
Marx’ın ekonomi teorisinde, toplumlar beş aşamadan geçer:
- İlkel-komünal toplum
- Köleci toplum
- Feodal toplum
- Kapitalist toplum
- Sosyalist/komünist toplum
Bu aşamalarda altyapı (üretim araçları ve ilişkileri) üstyapıyı (kültür, hukuk, din, devlet gibi unsurları) belirler. Marx’a göre kapitalizm, kendi çelişkilerinden dolayı son aşama olan komünizme doğru evrilecektir. Bu süreçte proletarya, burjuvaziye karşı ayaklanarak sınıfsız, sömürüsüz bir toplumu inşa edecektir.
Karl Marx’ın sınıf teorisine dayanan çatışmacı teorinin temel varsayımları, toplumsal kaynakların eşitsiz dağılımı ve bu eşitsizliklerin yarattığı çıkar çatışmaları üzerine kuruludur. Çatışmacı teorinin bazı temel varsayımları şunlardır:
- Kaynakların Eşitsiz Dağılımı: Tüm toplumsal sistemlerde kıt ve değerli kaynaklar eşitsiz şekilde dağıtılır. Bu durum, gücü ve zenginliği elinde tutan sınıflarla bu kaynaklardan mahrum kalan sınıflar arasında çatışmaya yol açar.
- Çıkar Çatışmaları: Toplumdaki eşitsizlikler, farklı sınıflar ve toplumsal tabakalar arasında çıkar çatışmalarını tetikler. Marx’a göre, bu çatışmalar özellikle burjuvazi (üretim araçlarını elinde tutan sınıf) ve proletarya (üretim araçlarına sahip olmayan, emeğiyle geçinen sınıf) arasında yoğunlaşır.
- Değerli Kaynakların Kontrolü Üzerine Çatışma: Toplumsal sınıflar arasındaki çıkar çatışmaları, değerli kaynakları kontrol edenler ile edemeyenler arasında süregiden bir mücadeleye dönüşür. Marx’a göre bu mücadele, nihayetinde proletaryanın zaferiyle sonuçlanacak ve sınıfsız, çatışmasız bir toplum doğacaktır.
- Toplumsal Değişim: Marx, bu sınıf çatışmalarının uzun vadede kapitalist toplumun yıkılmasına ve sosyalizmin zaferine yol açacağını savunur. Çatışma, toplumsal yapının köklü değişikliklerle yeniden örgütlenmesine neden olur.
Özetle Marx, sosyalist devrimle birlikte sınıfsız bir toplumun kurulacağını, çatışmaların sona ereceğini ve toplumsal sorunların ise köklü yapısal değişimlerle çözüleceğini savunur.
Suzanne Collins’in Açlık Oyunları serisi ise, Marksist bir perspektiften değerlendirildiğinde kapitalist sistemin eleştirisini içeren unsurlar barındırır. Yukarıda bahsettiğim üzere, Marksist teoriye göre, toplum sınıf çatışmaları üzerine kuruludur ve üretim araçlarını kontrol eden azınlık (burjuvazi) ile bu araçları çalıştıran çoğunluk (proletarya) arasında bir sömürü ilişkisi vardır. Bu bağlamda, Açlık Oyunları serisi Panem’deki bölünmüş toplum yapısını ve sınıf eşitsizliklerini ele alır.
Panem ve Sınıf Çatışması
Panem, Capitol ve çevresindeki 12 mıntıkaya ayrılmış bir ülkedir. Capitol, lüks ve aşırı tüketimle refah içinde yaşarken, çevre bölgeler yoksulluk içinde hayatta kalmaya çalışır. Capitol, üretim araçlarını kontrol eden burjuvazi olarak işlev görürken, bölgelerde yaşayan insanlar proletaryayı temsil eder. Collins’in Panem dünyasında, üretim araçlarının kontrolü tamamen Capitol’ün elindedir ve bölgeler bu sistemin hem ekonomik hem de fiziksel olarak sömürülür. Marx’ın artı-değer kavramı, Panem’deki bu ekonomik sömürüyle örtüşür; bölgeler zenginliği üreten işgücü olarak kullanılırken Capitol bu zenginlikten faydalanır.
İdeolojik Baskı ve Medya
Marksist görüşe göre ideoloji, kapitalist sistemi meşrulaştırmak için kullanılan bir araçtır. Panem’de Capitol, halkı kontrol etmek için Açlık Oyunları’nı kullanır. Oyunlar, medyanın güçlü bir ideolojik aygıt olarak işlev gördüğünü gösterir. Bu oyunlar, hem Capitol’ün otoritesini pekiştiren hem de bölgeler arasındaki dayanışmayı engelleyen bir araçtır. Karl Marx’ın ideoloji kavramı, Panem’deki medyanın halk üzerindeki etkisini anlamak için kritik bir yaklaşımdır: Capitol, açlık oyunları aracılığıyla bölgesel halkı korkutarak ve birbirlerine karşı kışkırtarak sınıf bilincinin gelişmesini engeller.
Katniss ve Proletaryanın Başkaldırısı
Katniss Everdeen’in isyanı, Marksist bakış açısından proletaryanın farkındalık kazanarak burjuvaziye karşı başkaldırması olarak yorumlanabilir. Katniss, Capitol’ün baskıcı sistemine karşı direnişin sembolü haline gelir. Marx’ın sınıf bilinci teorisine göre, proletaryanın gerçekliği fark etmesi ve örgütlenmesiyle devrim gerçekleşir. Katniss, bu süreçte Capitol’ün manipülasyonunu fark ederek devrimci bir lider haline gelir.
Sonuç olarak, Açlık Oyunları serisi Marksist bir yorumla kapitalizmin ve sınıf eşitsizliklerinin bir alegorisi olarak değerlendirilebilir. Capitol’ün zenginliği ve gücü, yoksul bölgelerin sömürüsü üzerine kuruludur, ve bu sömürü medya ve ideolojik baskılarla meşrulaştırılır. Ancak, Katniss’in direnişi, bu sömürü düzenine karşı bir başkaldırı ve sınıf bilincinin uyanışı olarak yorumlanabilir.
O zaman, size sadece şu soruyu sormak istiyorum:
"O ağaca geliyor musunuz?"
Şarkı:
Kaynakça
- Thomson, W.E; and Hickey, J.V.; Society in Focus, Third Edition, Longman, New York, 1999; s.19-20.
- Marx, K.; Engels, F.; Manifesto of the Communist Party , 1848; İnternet Ad: http://www.anu.edu.au/polsci/marx/classics/manifesto.html
- MacRae, D. G., Karl Marx, in The Founding Fathers of Social Sciences, Edited by T. Raison, Penguen Books, 1969, s.62
- Schaefer, R.T.; Lamm, R.P.; Sociology: 1995, s.19.
- Coser, Rhea, Steffan, Nock, Introduction Sociology, HBJ., 1983, s. 17.
- Schaefer, R.T.; Lamm, R.P.; Age, s.19.
Görsel İçerik Linki