Mary Wollstonecraft'ın Feminist Manifestosu: "A Vindication of the Rights of Woman"

"Ben kadınların erkeklerle aynı türden olduklarını kanıtlamak istemiyorum, ama insan olduklarını."


Mary Wollstonecraft, feminist düşüncenin öncülerinden biri olarak kabul edilir. O zamanlar feminizm tam teşekküllü bir hareket olarak ortaya çıkmasa da, Wollstonecraft'ın yaratıcılığı ve yapısı, temel zorlukları ele almak ve kadın haklarına ve maliyetlerine çözüm bulmak için oldukça önemliydi. 

Wollstonecraft'ın "A Vindication the Rights of Woman" makalesindeki ana argümanı, kadınların eğitimsizliği ve sınırlı imkanlarının, onların erkeklere boyun eğmeleriyle sonuçlandığıdır. Kadınların da erkekler kadar akılcı ve akıllı olduğuna ve eğitim ve istihdama eşit erişime sahip olması gerektiğine inanmaktaydı. Çalışmaları,kadınların yalnızca süs eşyaları veya erkeklerin emrinde olduğu şeklindeki geleneksel görüşlere meydan okumakta ve toplumun kadın rollerine yönelik tutumlarında bir değişiklik çağrısında bulunmaktaydı tüm bunlara ek olarak Wollstonecraft'a göre, kadınların potansiyellerini gerçekleştirmelerinin önündeki birincil engel, eğitim biçimleriydi.

"A Vindication of the Rights of Men" (Erkeklerin Haklarının Müdafası) adlı eseri, Wollstonecraft'ın erkeklerin haklarını savunduğu bir çalışma değildir esasen; Edmund Burke'un Fransız Devrimi'ni eleştiren "Reflections on the Revolution in France" adlı eserine verdiği bir yanıt niteliğini taşımaktadır. Bu kitapta, Wollstonecraft, Burke'un muhafazakar görüşlerini eleştirerek, erkeklerin ve kadınların eşit haklara sahip olması gerektiğini ve ayrıcalıkların sadece seçilmiş azınlığa değil, tüm insanlara ait olması gerektiğini savunurmaktadır.

"Ben kadınların erkeklerle aynı türden olduklarını kanıtlamak istemiyorum, ama insan olduklarını."

Wollstonecraft'ın bu ünlü sözü ise temelde kadınların erkeklerle aynı temel insan haklarına ve onuruna sahip olduğu fikri, Wollstonecraft'ın kadın hakları ve eşitlik mücadelesinin temelini oluşturmaktadır. Onun feminist felsefesini en iyi şekilde yansıtan ve etkileyici bir sözü olarak hafızalara kazınmıştır ve bu söz feminist düşünce tarihinde oldukça önemli bir noktaya sahiptir , esasında kadın hakları mücadelesinde ilham kaynağı olmayı başarmıştır.