Meksika İşi GTA: Total Overdose

İki oğulun intikamı etrafında bir Meksika çıkmazı.

Çılgın mı çılgın, renkli mi renkli bir o kadar da aksiyon dolu ama gelin görün ki underrated olan bir yapım; Total Overdose. Deadline Games tarafından geliştirilen ve SCi Games (hepimizin yakından tanıdığı Eidos'u satın alan ve sonradan ismi Eidos olarak değişen yayıncı firma) yayıncılığını üstlendiği Total Overdose 2005 yılında çıkışını yapmıştı. Oyun sektörünün önemli ve kült yapımlarının çıktığı bir yıldı 2005 yılı örnek verecek olursak GTA: San Andreas, Indigo Prophecy, Call of Duty 2, Battlefield 2, Tom Clancy's Splinter Cell: Chaos Theory, Prince of Persia: The Two Thrones, F.E.A.R, Need for Speed: Most Wanted, Quake 4, Doom 3 bunlardan bazıları. Ancak Total Overdose, onun türünde o dönem açık dünya oyun türüne damga vuran ve uzun yıllardır adından söz ettiren (halen namı büyüktür ara sıra duyarız) GTA: San Andreas'ın gölgesinde mi kaldı yoksa yayını iyi mi yapılmadı merak ettiğim bir nokta açıkçası. Ya da oyun dünyası için dopdolu olan 2005 yılının oyunlarının mı gölgesinde kaldı? Bu soru işaretlerini bir yana bırakıp hikayemiz ile incelememize başlayalım.

Ayrıca altını çizmek istiyorum, Chili Con Carnage adıyla PSP için çıkan oyun Total Overdose ile karıştırılabiliyor. Evet firmanın kendi oyunu, evet karakterlerden aynı olanlar mevcut ama olay örgüsü farklı bir oyun. Bir de Total Overdose 2: Tequila Gunrise adında devam oyunu planlanmaktaydı fakat Eidos'un projeden elini çekmesi ve akabinde gelen Deadline Games'in finansal sıkıntıları oyunun iptaliyle sonuçlandı. Yazıyı okurken arkada çalması için bazılarınıza yabancı gelmeyecek olan, oyunumuz o efsane menü müziğini sizler için aşağı bırakıyorum.

Hikaye

Hikayemiz pek de çetrefilli olmayan bir intikam hikayesi. 1989 yılında başlayan hikayede Meksika’da DEA (Uyuşturucu ile Mücadele Dairesi) ajanı olarak gizli bir görevde çalışan Ernesto Cruz büyük bir uyuşturucu karteli lideri olan Papa Muerte hakkında bazı bilgiler almak için gittikleri tapınakta DEA ordusuyla birlikte saldırıya uğrar. Saldırıdan sonra bindikleri helikopterden atılan Ernesto'nun düşüşü ölümle sonuçlanır. Bu ölüm, resmi kayıtlarda aşırı doz uyuşturucu olarak rapor edilir. Oyunda önemli karakterlerden olan Albay Trust (Tommy'nin komutanı) da bunun aşırı dozda uyuşturucudan olduğuna inanmaktadır. Ancak gerçek, Ernesto'nun Papa Muerte'nin emriyle öldürüldüğüdür. Ernesto'nun ölümü oyunumuzun hikayesinin başlangıcını oluşturuyor. Babasının ölümünden yıllar sonra DEA'de yüksek rütbeli bir ajan olan Tommy bu olayı araştırmaya koyulur. Bu araştırmaların sonucu intikam arzusu olacaktır. Tommy Meksika'ya gider ve Morales Karteli ile birebir bağlantısı olan Marco'yu bulur. Ardından bir Virgillo çetesi konvoyunu ve benzin istasyonunu yok eder ancak bir el bombası patlaması sonucu ağır yaralanır. Tommy, intikam için önemli bir adım atmıştır ancak tekerlekli sandalyeye mahkum olduğundan ve intikamın yarım kalmasını istemediğinden ikiz kardeşi Ramiro ile iletişime geçer. Ramiro "Ram" Cruz bir suçludur ve birçok nedenden dolayı hapse gönderilmiştir. Hapisten yeni çıkan Ramiro, kardeşinin teklifini kabul eder. Onun ikizi olduğundan DEA ajanı olarak onun yerine geçebilecek en mantıklı kişi odur ve babalarının intikamı için Los Toros'un yeraltı dünyasına sızar.

Oynanış

Her şeyden önce Meksika'da olduğumuzu her yönüyle hissediyoruz bunu söylemeden geçemeyeceğim. Oynanış tarafında oyunu çıktığı yılara göre baz alırsak ortalamaya yakın bir oyun olduğunu söyleyebiliriz. Mekanik ve teknik açıdan eksikliği hissedilir derecede ancak günümüzde sırf eğlencesine dahi açıp oynayabileceğiniz bir oyun. Zaten 5½ saatlik bir hikayesi var oynayışınıza bağlı olarak bir oturuşta bitirilebiliyor hatta daha da kısa sürede bitirebilmek mümkün. Şimdi oyunumuzu zevkli ve aksiyon dolu kılan 2 unsur var. Birincisinden bahsedecek olursak, oyunda akrobatik hareketler, ağır çekimler ve Bullet Time derken Matrix, Max Payne ve Prine of Persia vari bir oynanış bizleri bekliyor. Duvara basıp taklalar açmak mı dersiniz, olduğunuz yerde 360 derece dönmek mi dersiniz, Max Payne gibi ileri, geri, sağa, sola atlamalar mı dersiniz tamamen sizin hayal gücünüze ve oynayış stilinize kalmış bir şey. Bu hareketleri yaparken yaptığımız normal ve özel vuruşlarla eğlenceli anlara tanık olabiliyoruz. İkincisi ise Loco Moves (Çılgın Hareketler) olarak adlandırılan ve 7 adet hareketten oluşan eğlenceli bir sistem. Bunlar; Golden Gun, Tornado, El Toro, El Mariachi, Sombrero of Death, Explosive Piñata and Mad Wrestler/Mysterioso. Loco Moves'lardan birisi aktif edildiğinde maksimum canınızın süresi kadar aktif kalır ancak kullandığınız esnada bu süre azalır. Ayrıca aktif ettiğiniz esnadan bitişine kadar hasar almayacak ya da az hasar alacak kadar dayanıklı oluyorsunuz. Hadi gelin Loco Moves'larımız neymiş bir bakalım:

Loco Moves'tan Tornado

Golden Gun (Altın Silah): Düşmanlarınızı uzak mesafeden sadece bir vuruşla avlamayı tattığınız bu hareket sayesinde nişan aldığınız her karakteri sadece tek bir vuruşla yere serebiliyorsunuz. Golden Gun'ın toplam dört atış hakkı var ve mantıken bölüm sonu bosslarında işe yaramıyor.
Tornado (Kasırga):
Yukarıda bahsettiğim 360 derece dönme olayı bu hareketin bizlere sunduğu görsel bir şölen. Etrafınızda yığınla düşman varken yapmanız gereken tek bir şey var, Tornado'yu aktif etmek. Tornado esnasında Ram, havaya zıplayarak olduğu yerde dönmeye ve elindeki uzilerle düşmanlarına sıkmaya başlıyor. Yere indiğinde ise etrafta kalan düşman sayısı şaşırmayacaksınız üzere 0. Böylelikle kısa günün karı diyebileceğimiz bir durum yaşanıyor.
El Toro (Boğa): Bu sefer silah kullanmak yok, biraz da kafamızı kullanalım değil mi Ram'in, kızgın bir boğa edasıyla sağa sola koşturduğu bu hareket dokunduğunuz düşmanı öldürmenizi sağlıyor.
El Mariachi: Oyunumuz, okuduğum bir bilgi sonrası öğrendim ki Roberto Rodriguez'in Meksik Üçlemesinin bir parodisi. El Mariachi ise ismini bu üçlemenin ilk filmi olan Gitarım ve Silahım (El Mariachi) 'dan alıyor. Böylelikle üçlemeye bir saygı gösterisi yapılmış. Hareketi etkinleştirdiğimizde iki elimizde birer gitar kutusu ile ağır makinalı kullanıyormuşcasına düşmanlarımıza kök söktürüyoruz.
Sombrero of Death (Ölüm Şapkası): Sombrero şapkasıyla ve iskelet desenine sahip kıyafetiyle çılgın bir arkadaş geliveriyor yanımıza. Elindeki bomba atar ile bizim için düşmanlara el bombası yağdırıyor. Elinin ayarı olmadığından biz de nasibimizi alabiliyoruz dikkat etmenizi tavsiye ederim.
Explosive Piñata (Patlayıcı Pinyata): O meşhur oyuncak Pinyata'yı hepiniz biliyorsunuzdur. Hani içi şekerlerle falan dolu olan? İşte onun patlayıcılı versiyonunu düşmanlarımıza el bombası atar gibi atıyoruz.
Mad Wrestler/Mysterioso (Çılgın Güreşçi/Gizemli): Sonuncu hareketimiz Mad Wrestler'dayız. Sombrero of Death'te olduğu gibi bir arkadaş çağırıyoruz ama bu sefer güreşçi kıyafetleriolan tombik bir karakter geliyor. Bu güreşçi arkadaşımız elinde beyzbol sopası ile bir o yana bir bu yana koşarak yardımcı oluyor bize. Kendisini izlemesi de ayrı bir eğlenceli tabii.

Loco Moves'tan Mad Wrestler/Mysterioso

Bir de oyunda Forza, Dirt, Grid, Prince of Persia, Life is Strange gibi oyunlardan aşina olduğumuz zamanı geri sarabilme Rewind (geri sarma) özelliği bulunuyor. Açıkçası ben oynarken hiç kullanmadım desem yeridir. Mesela Dirt serisinde yaptığım bir hata yüzünden ya da aracım hasar aldıysa diye kullanırdım ama Total Overdose'da öyle aman aman ihtiyaç duymuyorsunuz. Ya elim çarptı ya da meraktan bastım. Silah çeşitliliğimiz de oldukça geniş. Düşmanlarınızı ya da yayalarınızı kovalayabileceğiniz bir kürekten tutun, tabancalara, tüfeklere ve roket atarlara kadar bir silah yelpazesi var. Oyun içinde bizleri bekleyen mücadeleler ve mini oyunlar (yan görevler de denebilir) da bulunuyor. Haritada işaretli noktalarla belirtilen bu mini oyunlara gittiğimizde diyalog için NPC ile etkileşime geçiyoruz. Görevin bize ekstra sağık, ekstra adrenalin getirileri oluyor. Oyun free roam imkanını oyuncusuna sunsa da keşfedilmeye açık bir dünyası yok çünkü haritamız çok büyük değil ve bununla beraber yapılacak şey pek yok (mesela bu örnekte GTA: San Andreas ile kıyaslayınca geride kalıyor, gölgede mi kaldı sorusuna verilecek cevaplardan). Yapabileceğimiz şeyler rampalardan uçmak, toplanabilir öğeleri toplamak (ekstra sağlık, ekstra adrenalin, silah yükseltme, silah kasaları, global score points (küresel skor puanı) gibi öğeler), yukarıda bahsettiğim yan görevler ya da mücadelelerden ibaret. Örneğin haritanın belli bölgelerinde bulunan alevli kırmızı kuru kafalar var. Bu kuru kafalar Day Of The Dead adında bir mücadeleye sokuyor bizi, Sombrero of Death'teki arkadaşların şapkasız olanları akın akın üstümüze koşuyor biz de onları öldürüp puan kasıyoruz.

Karakterimizin animasyonları ortalamaya yakın diyebiliriz ancak yüzme kabiliyeti yok (Claude Speed ve Tommy Vercetti'ye büyük selamlar).. Araç fizikleri ise aşırı yavan. Herhangi bir GTA oyunundaki gibi zevkle araç sürmek mümkün değil (motor ve bir kaç tane hoş araba bulunuyor onların göze hitabı ile biraz olsun sürüş yapmaktan zevk alabilirsiniz). Ek olarak araçların şöyle güzel bir yanı var, Ram sürdüğü aracın kapısını aralayarak araçtan atlıyor (motorlardan ise direkt atlayarak) ve aracı düşmanlarına, patlayabilecek alanlara yönlendirerek çatışmalarda avantaj kazanabiliyor. Ulaşım için fizik yoksunu araçları kullanmak istemes iseniz bunu taksi ile de yapabilirsiniz. Evet, yanlış duymadınız. Taksi ile ulaşım oyunda mümkün. Haritamızda belli bölgeler var ve o bölgelerden istediğimizin merkezine taksi bizi bırakıveriyor. Bölgeler demişken sizlere üzülerek söylüyorum ki oyunda bir yerden başka bir yere geçerken yükleme ekranı ile karşılaşıyoruz. Kendi aracınız ile seyahat ederken önünüze çıkan mavi duvara doğru aracınızı sürdüğünüzde ufak bir yükleme ekranı beklemesinden sonra konum değiştirmiş oluyorsunuz. NPC'lere gelecek olursak eksik noktalardan birisi de onlar. Yola atlayan, duvarın içine geçip orada kalan, birbirine çarpıp ölenler bize oyunun fizik motorundaki o noksanlığı gözler önüne seriyor. NPC'lerle alakalı ufak ancak komik ve eğlenceli iki detay vermek istiyorum. İlk olarak araba çaldığınız zaman Ram ile aralarında bir tartışma dönüyor, NPC ağzının payını alıyor ve yan koltuğa geçiyor. Yolculuk boyunca bizimle beraber takılmayı tercih etseler de araç durunca kaçıyorlar. Bir diğeri ise onlardan şapka çalabilmemiz. Şapkası olan NPC'lerin arkasına geçerek şapkalarını çalabiliyoruz fakat kimisi bundan hoşnut olmayabiliyor ve sonları Ram'den dayak yemek oluyor. Son olarak değinmek istediğim şey oyundaki puan sistemi, bu puan sisteminde puanımız arttıkça ödüller kazanıyoruz.

1978 Chevrolet El Camino, oyunda El Camino olarak geçen 2 araçtan birisi.

Grafik & Ses

Çıktığı yıllarda grafik olarak normal bulunabilir ancak günümüzde rahatsız edecek türden bir grafik yapısı var. Yalnız oyunun grafiklerden yana oyuncuyu tatmin etmemesi rengarenk bir dünyası olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Renk tonlarının ben buradayım dediği bir atmosferi var oyunun. Hal böyle olunca renkli Meksika sokaklarında dolanmak güzel olabiliyor.

Seslendirme tarafında oyun gayet tatmin edici. Kaliteli seslendirme kadrosu, atmosfer ile birebir uyumlu sesler ve her anına uyan eğlenceli müzikleri ile kulaklara hitap eder halde. Karakterlerin diyalogları sizleri sıkmıyor ve tatlı atışmalar komik anlara sahne oluyor. Oyunun müzik seçimleri gerçekten çok güzel olmuş. Bir çatışma ortasında çalan herhangi bir müzik sizi çatışmaya daha da bağlıyor, yani özellikle seçseniz anca o kadar olur. Sizler için yazının başına bıraktığım menü müziği ise oyunun efsanesidir ve ortalama düzeyde bilinen bir şarkıdır. Ne yalan söyleyeyim oynamaya başlamadan önce durup dinleyip oyuna öyle başladığım oluyordu. Atmosfer ile olan uyumunu da size şöyle anlatayım, NPC'lerden yayayken veya trafikteyken duyduğumuz sesler (zaten tipleme olarak başarılılar), karakterlerin seslendirmesi derken Meksika'da geçen bir oyun oynadığınızı hissedebiliyorsunuz.

Robert Rodriguez'in ünlü Meksika Üçlemesi'ne değinen, türünde farklı bir tarz yakalayan, aksiyon ve keyif dolu anlar sunan, yer yer güldürerek eğlendiren bu underrated yapım Total Overdose'a şans vermeye ne dersiniz? Keşfedilmeyi bekleyen Los Toros ve onun renkli sokakları sizleri bekliyor...