Minimalist Yaşam
Mnimalist yaşama dair.
Minimalizm, gereksizliklerden arınarak daha sade ve anlamlı bir hayat sürmeyi amaçlayan bir yaşam tarzıdır. Kökenleri antik çağlara kadar uzanan bu yaşam tarzı modern dünyada 1980'ler ve 1990'larda popülerlik kazanmıştır. Özellikle 20. yüzyılın sonlarında, aşırı tüketim, hızla akan yaşam ve stres gibi unsurlar minimalist yaşam tarzının ortaya çıkışında önemli rol oynamıştır.
Minimalizmin temel ilkesi, bireylerin gerçekten ihtiyaç duydukları şeyleri belirleyip gereksiz olan her şeyi hayatlarından çıkarmasıdır. Bu felsefeye göre, fazla eşya ve tüketim alışkanlıkları bireyler üzerinde birer yük haline gelir. Eskiden kullanılan, ancak artık işlevini yitirmiş eşyalarla vedalaşmak, bu yüklerden kurtulmanın önemli bir yoludur.
Minimalizm, tüketim karşıtı bir hareket olarak algılansa da, asıl hedefi bilinçli ve farkındalık dolu bir yaşam sürmektir. Tüketim alışkanlıklarını sorgulayıp, sadece gerçekten gerekli olanı seçmeyi teşvik eder. Örneğin, alışveriş yaparken almak istediğimiz bir ürünü kasaya götürmeden önce, "Bu gerçekten ihtiyacım olan bir şey mi?" sorusunu sormamız gerektiğini vurgularlar. Bu felsefe, parayla olan ilişkimizi yeniden değerlendirip, yalnızca ihtiyaçlarımıza odaklanmamızı savunur.
Minimalist yaşamın Türkiye’de de tezahürleri görülmektedir. Türkiye’de minimalist yaşam Japonlarla özdeştirilmiştir. Tek koltukla, az eşya ile yaşamak Türk kültüründeki eşya anlayışı ile uyuşmasa da bu yaşamın iyi yönlerini insanlar kendi hayatlarına uyarlamaya çalışmışlardır.
Minimalistlere göre anılar, nesnelerde değil, kişinin içinde saklıdır. Bu sebeple, teknolojiyi kullanarak hatıralarını dijitalleştirmek, minimalistlerin sıklıkla başvurduğu bir yöntemdir. Böylelikle fotoğraflardan ve eski hatıralardan gelen fiziksel yüklerden kurtulmak mümkün olur.
Öte yandan, Türkiye’deki muhafazakar minimalistler, bu anlayışa farklı bir perspektifle yaklaşmaktadır. Onlar için hatıralar, fotoğraflar ve hediyeler birer manevi değer taşır. Bu yüzden bu tür eşyaları saklamayı tercih ederler. Çoğu zaman, şehirdeki evlerden köydeki evlere taşınan bu hatıralar, vitrinlerde yerlerini alır ve geçmişe dair bir bağın devamı olarak görülür.
Türkiye'de minimalizm ayrıca, eşyaların tek renge indirgenmesi, dolap ve çekmece düzenlemeleri ile kullanılmayan eşyaların ikinci el olarak satılması ya da köy evlerine gönderilmesi gibi uygulamalarla da kendini göstermektedir.
Sonuç olarak, minimalizm, hayatı sadeleştirmenin ve gerçekten önemli olan şeylere yer açmanın bir yoludur. Bu yaşam tarzı, modern dünyanın karmaşasında kaybolan bireylere bir nefes alma alanı sunar. Sadeliğin gücüyle, zihinsel ve fiziksel yüklerden arınarak daha bilinçli ve huzurlu bir yaşama adım atmak mümkündür.
Kaynakça:
Kükrer, Meriç. “MİNİMALİZM ANLAMLI BİR YAŞAM MI?: DÜNYADA VE TÜRKİYE’DE MİNİMALİST PRATİKLER”. FLSF Felsefe Ve Sosyal Bilimler Dergisi, sy. 32 (Aralık 2021): 321-40. https://doi.org/10.53844/flsf.955357.