Mor Giyinme Zamanı
Şiir ve trendler üzerine
Yaşlı bir kadın olduğumda mor giyeceğim
Kombinime gitmeyen ve bana uymayan kırmızı bir şapkayla.
Ve emekli maaşımı brendi ve yaz eldivenlerine harcayacağım
Ve saten sandaletler ve tereyağı için paramız olmadığını söyleyeceğim.
Yorgun olduğumda kaldırımda oturacağım
Ve mağazalarda numuneleri gözleyeceğim ve alarm zillerine basacağım
Ve sopamı halka açık korkuluklarda gezdireceğim
Ve gençliğimin ayıklığını telafi edeceğim.
Yağmurda terliklerimle dışarı çıkacağım
Ve başkalarının bahçelerinden çiçek toplayacağım
Ve tükürmeyi öğreneceğim.
Korkunç gömlekler giyebilir ve daha fazla şişmanlayabilirsin
Ve bir anda üç kilo sosis yiyebilirsin
Ya da bir hafta boyunca sadece ekmek ve turşu
Ve kalemleri, kurşun kalemleri, bira paspaslarını ve diğer şeyleri kutulara saklayabilirsin.
Ama şimdi bizi kuru tutan kıyafetlerimiz olmalı
Ve kiramızı ödemeli ve sokakta küfür etmemeliyiz
Ve çocuklar için iyi bir örnek olmalıyız.
Akşam yemeğinde arkadaşlarımızla olmalı ve gazete okumalıyız.
Ama belki şimdi biraz pratik yapmalıyım?
Böylece beni tanıyan insanlar çok şaşırıp şok olmazlar
Birdenbire yaşlandığımda ve mor giymeye başladığımda.
-Jenny Joseph
Jenny Joseph 'Warning' şiirini yalnızca moru sevdiği için yazmadı, hatta mor rengini kendisine hiç yakıştırmazdı ve dolabında da bulundurmazdı, bize başka bir şeyi söylemeye çalışıyordu.
Moru seviyordu fakat dış gözlerin onu çirkin görmesinden endişelendiği için giymiyordu. Uyumsuz renkleri bir arada seviyordu, cesurdu, fakat giyimine bunu yansıtmaktan korkuyordu. yağmurda terlik giymek istiyor fakat yine, cesurlaşamıyordu. Yemek yemek ve vücut güzelliği zırvasını dinlemekten, herkesin ne düşüneceğini düşünerek yapmak istediği her şeyden vazgeçiyordu. Yapmak istediklerini yalnızca herkesin 'huysuzluk' olarak nitelendireceği yaşlılık zamanına saklıyordu.
Fakat uyduğu kurallar da onu kendi gibi hissettirmiyordu. İstemediği şeyler ağzından dökülüyor, kendini uygunsuz davrnışlardan çekiyor, başkaları için giyiniyor, geziyor ve yiyordu. Özgür değildi, kendini maskesinin ardına saklamıştı.
Ve tekrar, başkaları için düşünüp 'gerçek' kimliğini biraz olsun göstermeye karar vermişti.
Yolda renkli saçlı yaşlı kadınlar gördüğümde her zaman mutlu olurum. Özgürleşme yılları gelmiş demektir; ya bir zamanlar yapamamıştı, ya da kendinden vazgeçmemişti. Hala hevesle kendi zevklerini gösteriyordu.
Peki ya biz?
En son neyi sevdiğimiz halde başkalarının düşüneceklerinden dolayı giymedik, yapmadık, yemedik? Ne zaman yapacağız? Yaptıklarımızın sorgulanmayacağı bir yaşa geldiğimizde mi? Peki bugünün anlamı ne olur? Şimdiki sen olmanın anlamı? Yıllarca takacağın maskeye bir gülümseme yerleştirebilecek miyiz?
Alışveriş yaparken bile, elimizin gittiği ilk ürün için 'trend' diyip deneme kabinine koşuyoruz. İnsanların üzerinde gördüğümüz ve görmeye alışkın olduğu ürünlere elimiz gidiyor ama. gerçekten onu giyinmek istiyor muyuz ve bizi yansıtıyor mu, düşünmüyoruz.
Beğendiğmiz ama sıradışı ürünleri almaktan da korkuyoruz ve çekiliyoruz. Kendimiz olmaktan kaçıyoruz.
Peki, bizim de mor giyinme zamanımız gelmedi mi?