Mülksüzler - Ursula K. Leguin
Ursula Guin'in Ütopyası
Mülksüzler hakkında konuşmasını dinlediğim Ursula, kendi halkına kısmen ayak uyduramayan bir fizikçi fikri ile bu kitabı yazmaya başladığını söylüyor.
“Fikir bir yerde tıkandı ama karakter içime işledi karakter pasif direniş veya gandizm hakkında insanları bilgilendirmek için harekete geçirdi beni.” diyor.
Bunun üzerine yazar, pasifist anarşizm hakkında araştırma yapmaya yönelir ve bir kitapçının anarşist yazım üzerine bir koleksiyonu ile karşılaşır. Bu koleksiyonda birden fazla ütopya ile karşılaşır fakat aralarında anarşist ütopyanın olmadığını fark eder ve bunu kendisi oluşturmayı düşünür, kafasında oluşmuş olan fizikçi karakteri ile bu fikir kendiliğinden bağlantılı hale gelir.
Okuyucularla kitabı yazma düşüncesinin nasıl oluştuğunu paylaşması şahane.
Mülksüzler ikircikli ütopyadır yani bolluğun ve zenginliğin üzerine kurulmamıştır, yoksulluğun kıtlığın olduğu ve doğa şartlarının zor olduğu bir coğrafyadır bu.
Guin bu kitapla Nebula Ödülünü almıştır, yani Oscar ödülü derecesinde bir ödül olan Amerikan bilim kurgu yazarlarının anarşist fikri desteklememelerine rağmen ona verdiği bir ödüldür bu.
Dostoyevski’nin Ecinniler kitabına yanıt olarak yazılmış ve bu ismin tam zıttı olan Mülksüzler, özgürlüğü tam anlamı ile sahip olunma ve sahip olma olmadan özgür anarşist olarak anlatmıştır.
Konusu Annares ve Uras adında iki gezegenin var oluşu, günümüzde karşılaştırıldığında Uras sosyalist kapitalist ülkeleri ile dünyayı Annares ise doğa koşulları ile Ay’ı anlatır.
Shevek, Annares’te doğup yaşamış tüm koşulları görmüş aslında günümüzde hepimizin hayali olan özgür ve eşit yaşamın içinden gelmiş fakat onun geldiği gezegendeki tek sorun insanların gelişimini, bilimi istemeyişleri ve diğer gezegenlerle bağlantı kurmayışlarıdır.
Shevek, başarısı ile özgür de olsa bu gezegene sığamamıştır.
Onun düşüncesi bilimi yaymaktır. Özgürlüğü tam anlamı ile bilim öncülüğünde yaşayabilmek için Uras’a gider.
Uras'taki yaşamın abartılı hali, yaşayanların gösteriş düşkünlüğünü anlatışı öyle gerçekçi ve zekice ki.. Günümüz dünyasının sorgulatıcı şekilde.
Uras’taki işçiler, bağımsızlar ve bağımsızlık isteyenler Shevek ile ayaklandılar.
Mülksüzler Odocu düşünce tarzını benimsemişlerdi. Odo mülkün, hırsızlığı doğurduğunu, yasalar koymanın ise suçları doğurduğunu savunuyordu. Odo’yu kendilerine Önder etmişlerdi. Bu anarşizm fikri onları heyecanlandıran ve işlerine sarılmalarını sağlayan bir etmendi.
Kitap bir ütopyada olabilecek tüm detaycı harika etkileri barındırıyor.