Mutluluk Beklentisi Ne Kadar Gerçekçidir?

Mutluluk size gelecek olan mı, yoksa sizin yaratmanız gereken bir duygu mudur?

İçtiğimiz bir kahveden, gördüğümüz güzel bir manzaradan, aldığımız bir terfiden beklentimiz genelde bizi 'mutlu' etmesidir.

Bilimsel yönden bakıldığında mutluluk, bireyin yaşamına dair olumlu düşünce ve duygularının miktarca üstünlüğüdür. Öte yandan bunun hem biyolojik hem de psikolojik tarafının olduğu açıklanmaktadır. Daha hayatın içinden, bilimsel olmayan yönden bakarsak mutluluk, az önce dediğim gibi gündelik yaşantımızdaki eylemlerin veya yaşadıklarımızın bize vermesini istediğimiz duygudur. Yani bir sonuç olarak gördüğümüz duygudur diyebiliriz. Bir gerçek ki çoğumuz mutluluğu kovalıyoruz. Bugün birçok terapiye yeni başlayan bireyin ilk seansında kurduğu cümle şu oluyor:

'Hiçbir şey beni mutlu etmiyor, mutlu olamıyorum.'

Bakın cümlede aslında bir anlam bozukluğu var. Mutlu 'etmiyor'. Bizim ona değil onun bize hizmet etmesini beklediğimiz bir nokta aslında bu. Yani evleniyorum çünkü mutlu olacağım, yeni araba alıyorum çünkü beni mutlu edecek gibi gibi.

Ancak mutluluk kovalanacak ve size gelecek olan bir şey değildir. Elbette o arabayı aldığınızda mutlu olacaksınızdır ancak bu ne kadar sürecek? 1 ay, 6 ay veya 1 yıl mesela. Sonra ne olacak? Sıkılacak ve yeni bir araba isteyeceksiniz. Bu sefer sizi mutlu etmesi gereken de o yeni alacağınız arabadır. Bakıldığında mantıksal olarak da bir hata doğuyor. Sürekli bir şeyler yapıyorum ve o şeylerin beni mutluluğa götürmesini istiyorum. Götürmezse onu hayatımdan çıkarıyorum veya tekrarlamıyorum. Yani bunların hepsi 'anlık' mutluluklardır. Bir ucu da hevese bakan mutluluklardır. Peki, gerçek mutluluk nedir?

Size gelmesini beklemediğiniz, sizin yarattığınız mutluluk gerçek mutluluktur. Yaşadığınız anlar, deneyimler iyi veya kötü olsun hepsinden mutluluk duyabilmektir. Berbat bir günün ortasında bile kendinize yaptığınız bir kahveyi çok önemli görmektir mesela. Veya yaşadığınız acı deneyimleri kabul etmektir. Oturup mutluluğun gelmesini beklemek yerine yaptığınız günlük eylemlerden, deneyimlerin keyif almaya bakmaktır. Hatta Nietzsche mutluluk ile ilgili şunu söyler:

"Mutluluk, hayatın anlamını ve acıyı kabul etmekle mümkündür. "

Bakın yaşadığınız şeylerin sizi mutlu etmesini beklemek yerine kabul etmekten söz ediyor. Yani hayatı daha basit yaşamak. Hayata bu yaklaşımla bakmadığımız zaman bu bizi mutsuzluğa, oradan tükenmişlik sendromuna ve oradan da depresyona sürükleyebiliyor. Mutluluk seviyemizi alçaklara çekmekte fayda var. Mutluluğu başkalarına, bize yapılan güzel şeylere, yalnızca pahalı bir hayata bağlamamak gereklidir. Mutluluk ölçütünüz ne kadar yüksekteyse mutlu olmanız o kadar zordur. Bu ölçüt yalnızca size bağlıdır. Mutlu bir yaşam için hayatınızı gözden geçirmekte fayda var. Fazlalıklardan, bağımlılıklardan ve beklentilerden arınmaya çalışın. Mutluluğu beklemeyin, kendi içinizde yaratmaya bakın.