Neden Persepolis İzlemeliyiz? 2. Bölüm

Çünkü kültür çatışmasını yaşamadan anlamak çok zor ve küçük spoilerların bir zararı olmaz.

Marjane'ın Viyana'ya gitmesi ve Viyana'nın çeşitli yerlerinde kalmasının ardından en sonunda yalnız bir kadın ve köpeğiyle yaşamaya başlayan ana karakterimiz daha önce de fark ettiği kültür çatışmasını daha fazla yaşamak istemediği için kendini eğitmeye çalıştığını görüyoruz. Daha önce ne kadar arkadaşları Momo, Eve vs. onu Viyana'nın alt kültürü ile tanıştırsa da onların dünyasını yine de tam olarak anlamayan Marjane artık bundan sıkılıp yaşadığı yere entegre olma isteğiyle Batı'nın klasik eserlerini okumaya başlıyor fakat sonunda yine de bazı şeyleri anlayamayacağını anlıyor. Örneğin arkadaşları hayatın anlamı ya da politikanın ne kadar boş oluşu gibi konuları sorgularken ve bunlar hakkında yorum yaparken, özgürlük uğruna kendini feda eden bir amcaya sahip olması ve ülkesindeki insanların savaşta ölmesi onu oldukça kızdırıyor ve arkadaşlarını anlayamıyor. Bu olay bana Türkiye'deki insanların vatanın önemi, milliyetçilik gibi konuları konuşurken, Batı dünyasındaki çoğu insanın hümanizme daha çok önem vermesi ve 'insan olma' kavramını ön plana çıkarmasının çelişkisini anımsatıyor.

Viyana'da geçirdiği süreçte zorluklarla mücadele eden Marjane'ın, İran'a dönmesinin ardından yaşadığı kültür çatışması kendi memleketinde de devam etmeye başlar. O artık kendi söylediği gibi

İran'da bir Batılı ve Batı'da da bir İranlıdır.

Onu ziyarete gelen kuzenlerinin 'rahibe gibi görünüyorsun, kim sana Avrupa'da yaşamış der ki?' gibi yorum yapmalarının ardından biriyle yattığını sormaları ve Marjane'ın "Kiminle olduğuna göre değişir." demesi üzerine kuzenlerinin onu kınadıklarını görmesi onun kafasını daha da karıştırır. Oldukça modern görüşlü bir ailesi olmasına rağmen onlara göre fazla Batılı kalan Marjane artık hiçbir yere uyum sağlayamadına emin olmuştur ve ailesindeki insanların o kadar modern görüşlü olmadığının da farkına varmıştır. Aslında Türkiye'de de durum bu şekilde değil midir?

Çok farklı ve uç noktalarda, kesin görüşlere sahip olan insanlarla bir arada yaşamak, sürekli birilerinin hayatınız hakkında yorum yapabilme yetkisini kendisinde görmesi ve sert bir şekilde eleştiriye maruz kalmak bizi hep kendi kimliğimizi sorgulamamıza sebep olmuyor mu? Bunu yaşamadan önce Persepolis'i izleyip bu konu hakkında küçük bir spoiler almanın bize hiçbir zararı olmadığını düşünüyorum. Persepolis sadece bir kitap ve film değil ayrıca bizimki gibi ülkelerde yaşayıp, Doğu - Batı kültürü arasında sıkışan, kafası karışan insanları hayata hazırlayan küçük bir belgesel olduğunu düşünüyorum.