Neden Yazıyoruz- Yazmanın Modası
Neden yazıyoruz?
Yüzyıllardır, kendimizi ifade etmek, eğitmek ve tarihi kayıt altına almak için yazıp çiziyoruz. Orta Çağ'da daha çok öğretmek için kullanılan yazı, yazı derken dramaların tiyatro uyarlamaları demek daha doğru olur, endüstri devrimiyle beraber, daha çok eğlenceye evrildi. Varlıklı insanların vakit geçirebilmesi için bir araç haline geldi.
Tabi edebiyatta her zaman estetik kaygılar güden ve sanatın sanat için olduğunu savunan bir kesim hep oldu, aynı şekilde hem halka hitap edip hem de oldukça sanatsal kitaplar yazan büyük yazarlar da oldu. Aslında düşününce her şey yazıylaydı, bu yazıda biz edebiyat kısmına odaklanıyoruz.
Sonra yanılmıyorsam 1920'lerden itibaren sinemanın dünyayı kasıp kavurmasıyla, edebiyat daha sanatsal bir form olmaya geçiş yaptı. Erişim kolay olduğu için yine okunuyordu ancak sinema her zaman daha önceki bir tercihti. Düşününce sinemanın da temeli yazı ve edebiyat ama edebiyattan çok daha farklı bir sanat formu. Çoğu noktada benzese de aralarında derin bir uçurum var, edebiyat betimler sinema gösterir.
Günümüze gelince de durum pek farklı değil, kitapların modası geçti, artık streaming servislerinin de katkısıyla, senaryolar hariç edebiyat çokta önemli ve okunan bir şey değil. Kitaplar rafa kalktı, bazı kitap gurmeleri ve akademisyenler hariç yüzüne açıp bakan yok. Ya da film ve dizi uyarlamaları için kullanılıyorlar.
Sinemanın da gelmesiyle iyiden iyiye edebiyat tarihe karışmaya başladı.
Peki biz neden hala yazıyoruz?
Belki hala anlaşılmak için, belki bir yerlerde okunmak için. Belki edebiyata ve kitaplara sadakatimizden, belki de old-fashioned olduğumuzdan. Belki benim de edebiyat gibi modam geçmiştir. Eskiye bu kadar bağlanmak yerine sinemaya ve TV'ye geçmek daha akıllıca olurdu. Nedense içimde kitaplara karşı derinden bir bağlılık var, cümleler ve kelimeleri çok seviyorum. Onları görmeyi, dokunmayı ve zihnimde canlandırmayı seviyorum. Belki de bu yüzden yazmaya devam ediyorum.