Nedir? Ne Değildir? : Veganlık

Veganlık/veganizm nedir gelin beraber inceleyelim.

Merhaba!

Bugün hepimizin bilgisinin olduğu ama aslında belki de çoğumuzun yanlış bildiği bir konu hakkında yazıyorum: Veganlık. Diğer, ve daha genel, bir adıyla Veganizm. Böyle duyulduğunda kulağa acayip gelebileceğinin farkındayım ama veganlık aslında tam anlamıyla bir yaşam biçimi.

Öncelikle (burayı fısıldayarak söylediğimi farz edelim lütfen) ben vegan değilim. Ama tam olarak gününü bilmesem de şu an 10 aydır vejeteryanım ve veganlık konusunda da imkanlarım dahilindeki her şeyi yapıyorum. Laktoz intoleransım da olduğu için (başka bir deyişle insan olarak vücudum ineklerin içmesi için olan sütü sindiremediği için) süt ürünlerinin çoğunu zaten uzun süredir kullanmadığım ya da çok az kullandığım için artık onlarsız yaşamak benim için alışılagelmiş bir şey, süt yerineyse bir süredir bitki bazlı sütler kullanmaya başladım. Şu an hayatımda vegan olmayan tek şey yumurta ve mayonez. Onları da öncesine göre ciddi bir oranda azalttığıma inanıyorum, o yüzden şu anda %90 oranında vegan bir yaşam biçimine sahibim diyebilirim. Bu yazıyı da hem belki birilerini bu konuda bilgilendirip teşvik edebilirim, hem de tamamen vegan olduğumda geri dönüp bakmak için güzel bir anı olabilir diye düşündüğüm için yazıyorum. Şimdi artık beni bırakıp "Neymiş bu veganizm?" bir bakalım.

Veganlık için yaşam biçimi diyoruz çünkü veganlık sadece hayvansal gıda tüketmemek değil. Aynı zamanda, üretiminde veya edinilmesinde hayvanların bulunduğu her şeyi hayatından çıkarmak. Bunun içine yün, deri, inci, fildişi, jelatin, hayvanlar kullanılarak yapılmış herhangi bir giysi veya aksesuar ve hayvansal ürün içeren cilt/saç bakımı, temizlik ve makyaj malzemeleri de giriyor.

Veganlık sandığımızın aksine yeni veya popüler kültür ile oluşmuş da değil, aksine düşünebileceğimizden çok daha eski. Tabii ki ilk veganın kim olduğu hakkında bir bilgimizin olması imkansız denebilecek kadar zor ama vejeteryanlığın tarihi M.Ö. 3300'lü yıllara ve Vegan Society'e göre veganlığın tarihi ise 2000 yıl öncesine dayanıyor. Hatta bilinen en eski veganlardan biri ise Arap şair el-Maârî. Ama tabii ki o zamanlar veganlık adı konulmuş bir yaşam şekli değildi.

Vegan kelimesini ilk kullanan kişi ise 1940'lı yıllarda The Vegan Society'i kuran İngiliz Donald Watson ve eşi Dorothy Morgan idi.

Yani vegan tanımı ne kadar yeni olsa da önyargılarda sanıldığı gibi popüler kültür ile hayatımıza dahil olmuş bir trend değil. Ayrıca sanıldığı gibi kendimizi aç bırakmıyor, hiçbir vitamin ya da diğer besinsel değerden eksik kalmıyoruz ve evet proteinimizi de alıyoruz :)

Veganlara/vejeteryanlara en çok sorulan sorulardan biri ise "Neden hem hayvansal ürün tüketmeyi bırakıp hem de alternatif bulmaya çalıştığımız". Çünkü (ne kadar sağlık sorunları veya hayvansal ürüne karşı olan isteksizlikten dolayı vegan/ vejeteryan olan kişiler olsa da) çoğumuz hayvansal ürünlerin tadından iğrendiğimiz için değil, kendilerini savunma gücü olmayan canlıları yemeyi/kullanmayı istemediğimiz için vegan ya da vejeteryanız. Zaten tofu/soya, seitan, bitkisel bazlı sütler/peynirler/yoğurtlar ve daha birçok yiyecek de bu yüzden var ve aslında sanılanın aksine hayvansal ürünlerden daha fazla protein içeren her gün yediğimiz bitki ya da bakliyatlar bile var.

Vegan beslenme bu şekilde hem daha kolay hem de sanılanın aksine finansal açıdan çok daha erişilebilir oluyor.

Hâlâ "ama et yememiz gerekiyor" diyenleriniz olduğunu duyar gibiyim. Hayır, et yememiz "gerekmiyor". Eğer et yememiz gerekseydi (veganlığı seçmiş olanları bir kenara bırakalım) et yiyemeyen herkes, ölürdü.

Ayrıca vücudumuzun bize verdiği birçok ipucundan anlayabileceğimiz üzere, biz etçil varlıklar değiliz. PETA tarafından yapılan araştırmaya göre insan vücudunun yapısı (kısa, keskin olmayan dişlerimiz, uzun yemek borumuz) etçil canlılarla değil otçul canlılarla uyum gösteriyor.

Buna ek olarak, etin insan vücuduna göre bir yiyecek olmadığı, midemizin çiğ eti sindirebilecek güçte olmadığı ve çiğ etin mide sorunlarına, yiyecek zehirlenmesine hatta ölüme yol açabileceği kanıtlanmış. Evet, eti çiğ yemiyorsunuz. Ama aynı araştırmanın devamında da yüksek ateşte pişmiş etin de kolon kanserine ve çeşitli mikroplara yol açtığı söyleniyor.

RUSH Üniversitesi Tıp Merkezi'ndeki Kardiyolog Jeffrey Soble'ın yaptığı araştırmaya göre vegan beslenme doğru uygulandığında kolesterol seviyenizi dengeleyerek kalp hastalığı riskini ve kansere yakalanma riskini azaltıyor. Vegan beslenmenin ayrıca böbrek fonksiyonlarınızı düzeltip diyabeti önlediği de bilinmekte.

Vegan yaşam tarzının faydaları sadece kişisel de değil, aynı zamanda global. Yani "dünyayı sen mi kurtaracaksın vegan olup?" diyenlere "evet" diyebilirsiniz. Çünkü istatistiklere göre 2023 yılında dünyada yaklaşık 88 milyon vegan var ve evet dünyayı biz kurtaracağız :)

Donald Watson 1944 yılında vegan kelimesini ilk kez yazısında kullanıp tanımını yaptığında gazetenin 25 abonesi vardı, arkadaşları ise Watson ile dalga geçip bu beslenmenin mantıksız olduğunu söylediler. Ama 2005'te öldüğünde dünyada bilinen 250,000 vegan vardı.

Haliyle, bir yaşam biçimini benimsemiş 88 milyon insan varken, global etkilerini de azımsamamak gerekir.

Vegan bir kişi tek başına aylık ortalama 30 hayvanın hayatını kurtarmakta. Oxford Üniversitesi'ndeki bilim insanlarının yaptığı araştırmaya göre ise vegan biri 1 ayda zararlı karbon emisyonunu yaklaşık 281 kg azaltmakta, 84 m2 bir ormanlık alanı ve 44 ton suyu da kurtarmaktadır.

Türkiye'nin ilk vegan diyetisyeni Kevser Başkara'ya göre, gezegendeki kullanılabilir toprakların %83'ünün, sera gazı salımının %58'inin, su kirliliğinin %57'sinin, hava kirliliğinin %56'sının ve temiz su kirliliğinin %33'ünün sebebi et üretim endüstrisi ve gezegenimizi kurtarmak için atabileceğimiz en büyük adım ise bitkisel beslenmeye geçmek.

Özetle, vegan yaşam biçimi, veganizm, sanılanların aksine çok daha ulaşılabilir ve sanılandan çok çok daha büyük bir etkisi var. Bu yazımda size elimden geldiğince bildiğim ve araştırabildiğim kadarıyla veganlığın tarihçesinden ve kişisel ve global etkisinden bahsetmeye çalıştım.

Umarım keyifle okumuşsunuzdur.