Nietzsche Felsefesinde Üstinsan Söylemi ve Agonizm Üzerine

19.yüzyılın son çeyreğinde Friedrich Nietzsche, Tanrı'nın ölümünü ilan ettikten sonra bir kez daha sahneye çıkar.


Agonizm yani Antik Yunan'daki yarışma kültürü. Bu kültür her alanı içinde barındırmakta. Aklımıza yalnızca spor müsabakaları gelmemeli. Agonlara katılabilmek için Yunan ırkından ve hür olmak gerekir. Kadınların toplumdaki hiyerarşik düzende en alt sınıfta olduklarından bu oyunlara katılamazlar fakat kadınlar arasında da belli oluşumlar olduğuna dair söylentiler mevcut. Ayrıca her oyuncu kurallara uyacağına dair bir yemin töreninden geçer. Spor müsabakalarında bir taraf yenildiğini kabul edene kadar oyun devam eder ve şartlar oldukça adildir. Spor harici yarışmalarda ise kazananı belirlemek oldukça zor. Agonistik kültürü ayakta tutan da daha çok spor. Zaten Grek politeizmi bedeni baskı altına almayan bir din olduğundan olay tamamen bedensel ibaret diyebiliriz. Toplumda olduğu gibi bu yarışma kültüründe de hiyerarşik bir yapılanma söz konusu. Yarışmacılar önce kahraman sonra da Tanrı oluyorlar. Yani Tanrılar bir zamanlar insandı. Grek dini aynı zamanda insan benzeri bir din. Dolayısıyla insanlar ve Tanrılar arasında oldukça akıcı bir ilişki olduğunu söylemek mümkün. Buna ek olarak Antik Yunan'da monoteist dinlerde olduğu gibi hayvan adakları da var. Bu oyunlarda da eski kültürün bir parçası olarak Tanrılara en çok adanan hayvanlar öküz, keçi veya horozdur.


Yarışmak insanları harekete geçiren bir eylem. Kendinizi aşarak adeta reenkarne oluyorsunuz. Spor da esrik bir faaliyet olduğu için kendinizden çıkıp diğer şeylerle bir bütünü oluşturursunuz. İşte tam da bu noktada üstinsan kavramı devreye giriyor aslında. Fakat agonizm daha çok başka insanları aşmak üzerine bir yarış. Rakiplerinizle bir savaşçı edasıyla dövüşmüyorsunuz. Savaşlardaki yarışta diğer tarafı tamamen bitirme arzusu hakim, agonizmde ise diğer tarafı öldürmek için değil yenmek için yarışırsınız. Agonizm aslında yapıcı bir çatışma. Bir de bunun tam karşıtı olan, aralarında hiçbir benzerlik bulunmayan antagonizm var. Bir bakıma agonizme mecburuz. Çünkü antagonizm her an kapımızı çalabilir.



Agon kültüründeki kültürel oluşumlar güç şekillerini de içinde barındırır. Hiyerarşi de bu yapıyı ayakta tutan en temel unsurdur. Nietzsche'deki güç, Star Wars'ta olduğu gibi dinamik ve yaşayan bir şey. Güç duygusuna paralel olarak da üstinsanın ahlak prensibini oluşturan güç istenci gelişir. Nietzsche'deki güç istenci ise tüm evrendeki güç ilişkilerini içinde barındıracak boyutta oldukça kapsamlı. Fakat asıl önemli olan gücün kendini nasıl ortaya koyduğu. Aktif yani intikam alma içgüdüsüyle mi yoksa reaktif dediğimiz baskıcı, arzuları ve bedeni bastıran şekliyle mi? Örneğin tek Tanrı inancına mensup dinlerde dogmatik çerçevede kabul gören tek bir doğru vardır ve bunun altında farklılığı reddeden reaktif güç yatar.

Nietzsche'nin Böyle Buyurdu Zerdüşt'te bahsettiği Übermensch yani Üstinsan söylemi ise aslında olimpiyat geleneğiyle başlayan agonizmden doğmuştur. Asıl agonistler bu yarışmalarda başarılı olanlardır ve bir üstinsan örneği oluştururlar. Nietzsche'ye göre kültürlerini, değerlerini oluşturan ve doğayla bir bütünlük kurarak kendini aşan üstinsandır. Aynı zamanda yükselmeye çalışan, esrik olan ve en tehlikeli olan intikamla mücadele eden de üstinsandır. Dolayısıyla üstinsan dediğimiz şey aslında bir insan tiplemesi. Üstinsan, acıma duygusunu da aşmaya çalışır. Nietzsche buna ithafen duyarsız olduğuna dair birçok eleştiri alır. Nietzsche özelinde önemli olan diğer insanlarla kurulan ilişki. Sonuçta her insanın acısını da koşamayız ama acı aracılığıyla bağ kurabiliriz.

Üstinsanı bulmak, insanın kendi özüne doğru bir iniştir. Kendi benliğine eklemeler yapmaktansa en derinliklerinde var olanı keşfetmektir. İdeolojik olarak da ulaşılabilecek en yüksek mertebe olduğundan insan evriminin nihai aşamasını oluşturur. Nietzsche'nin bu bağlamda en çok bahsettiği kişiler ise Da Vinci ve Napolyon. Açıkçası Fransız Devrimi'ni eleştiren birinin çizdiği profilde Napolyon'un nasıl yer alabildiği de ayrı bir tartışma konusu.