Ninjababy
Annelik kavramı üzerine farklı bir bakış açısı gösteren film: Ninjababy.
Berlin Film Festivali’nin Generation bölümünde dünya prömiyerini yapan, bir süredir de MUBI kataloğunda izlenmeye açık olan Ninjababy, Inga Sætre’nin çizgi romanından uyarlanan senaryonun ortak yazarı yönetmen Yngvild Sve Flikke, Ninjababy ile alışageldiğimiz şekilde babanın ortadan kaybolduğu, annenin her türlü zorluğu tek başına yaşadığı bir hikayeye yer vermiyor. Bunun yerine kendine hayatta henüz yer edinememiş, dağınık ve savruk yaşayan bir kadın olan Rakel'in karnında sinsice büyüyen ninja bebeğin annesi tarafından kesinlikle istenmediği bir hikayeyi izliyoruz.
İzlediğimiz diğer yapımlarda görülen hamile olduğunu öğrenince aniden bünyeye annelik yüklenen kadın imajına ters bir senaryo sunuluyor ve Rakel’in kürtaj olamayacağını öğrendikten sonra hayatına giren animasyon bebek filmin ana yapısını oluşturuyor. Hayatında şu an ve belki sonrası için de bir bebeğin sorumluluğunu yüklenmek istemeyen Rakel'i, film boyunca bu durumu "çözmeye" çalışırken seyrediyoruz. Animasyon karakteri olarak karşımıza çıkan bebeğiyle komik diyalogları da filmin dinamiğini yükseltiyor.
İstenmeyen hamileliklerde sorumlulukları kadına yükleyen topluma karşı bir duruş sergileyen Ninjababy, annenin anne olmak istemediği fakat babanın baba olmaya istekli olduğu karmaşık durumu ortaya döküyor. Aynı zamanda Kuzey Avrupa’nın ayrıcalıklı bireylerinin evlat edinme süreçlerinde açığa çıkan gizli ırkçılıkları da yine karşımıza getirilen meseleler arasında.
Artık görmekten sıkıldığımız, kadınların istenmeyen hamileliklerinde çaresizce ve tamamen vicdana dokundurulan cümlelerle her türlü zorluğa göğüs geren anne imajı, son sahnede çocuğun neşeyle koştuğu sahnelelerle mutlu son olarak bize sunulan yapımlara inat, Ninjababy farklı bir görüş ve gerçekçilikle ekranlara gelen başarılı bir film olarak kesinlikle geçer not alıyor.