Ölümcül Güzellik III: Modanın Ateşten Çemberi
19.yy modasının belirgin ve ölümcül öğesi krinolin, yerini daha az zararlı bir modaya bırakana kadar binlerce kadın yanarak canından oldu...
19. yüzyılda kadın modasının en belirgin öğelerinden biri olan krinolin, hem hayranlık hem de korku uyandıran bir giysi aksesuarıydı. Krinolin, etekleri kabartmak için kullanılan, kafes şeklinde, sert kumaş veya tel çemberli bir eteklikti. İlk olarak Fransız moda tasarımcısı Josephine Main tarafından 1830’larda tanıtılarak zirvesine Victoria döneminde ulaştı. Kadınların sosyal statü ve zenginlik simgelerinden biri haline geldi. Ancak görkemi, arkasındaki dehşeti gölgelemeye yetmedi. Bu kafes şeklindeki ve genellikle telden yapılmış olan yapı, sadece görünüm olarak değil, aynı zamanda hareket özgürlüğü açısından da kadınları kafese sokuyordu. Kadınların hareket özgürlüğünü kısıtladı, rüzgarla savrulmalarına, merdivenlerden düşmelerine, araba tekerleklerine sıkışmalarına ve hatta ateş alarak yanmalarına neden oldu. Bu yapının ateşten bir ölüm çemberi halini alması bile, kullanımını maalesef ki durdurmadı. Krinolin yangınları, 19. yüzyılın en büyük felaketlerinden biri oldu ve binlerce kadının ölümüne yol açtı.
Yukarıda da söylediğim gibi fazlasıyla trajik sonuçları bulunan bu modanın kurbanları arasında Oscar Wilde’ın iki üvey kız kardeşi de vardı. Alev alan etekleri sonucunda yanarak öldüler. Krinolin yangınları sadece Oscar Wilde’ın üvey kız kardeşleri gibi bireysel vakalarla da sınırlı kalmadı. Tarihte pek çok toplu yangın olayı da krinolin modasının yıkıcı sonuçlarını gösterdi. Örneğin Londra’da bir baloda, bir kadının kirinolin eteğinin proyla tutuşması, 200’den fazla kişinin ölümüyle sonuçlanmıştı. Sonrasında bunları biraz olsun önleyebilmek adına alev geciktirici kumaşlar ve kimyasallar, daha küçük, daha az çemberi olan krinolin etekler giymek gibi şeyler denendiyse de ne iyi bir başarı ne de popülerlik yakalayabildiler. Bu ölümcül modanın son bulması ise ancak yerini başka bir modanın almasıyla oldu.
Kadınların sağlığına ve özgürlüğüne ulaşmasının önündeki bu ateşten çemberi söndürerek yerine geçen modaysa bustle modasıydı. Eteğin arkasını kabartarak popoyu vurgulayan bu aksesuar krinoline benzer olsa da ona kıyasla daha az hacimli ve daha az yanıcıydı. Kadınların hareket özgürlüğünü arttırmasının yanı sıra tekstil sektöründeki tüketim ve israfın da azalmasını sağladı.
Bustle modası da krinoline gibi geçiciydi. Sadece bir an için parlaklık saçtı, ardından gölgesinde kayboldu. Fakat, bu akımların gelip geçişine rağmen, moda dünyasında kadınların refahını gözeten evrimleşme kalıcı oldu. Kısıtlayıcı, zarar verici ve yaşam standartlarını düşüren trendler hala varlığını sürdürse de, çoğu işkence niteliğinde olan bu akımlar unutulmuş sayfaların tozlu raflarında yerini aldı.