Ön Yargı Algısını Bizlere İyi Şekilde Aktaran Film; 12 Öfkeli Adam
1957 yapımlı bu film "Ön yargı" ve "Toplumsal Dışlanma" durumlarını bir de beyaz perdeden bizlere aktarıyorlar.
Filmin konusu itibariyle oldukça merak uyandıran eski klasiklerden olan 12 Öfkeli adam bizlere birçok yönden mesajlar vermektedir.
Babasını öldürmekle suçlanan, kenar mahallede yaşayan bir gencin davasında 11 jürinin “suçlu” olarak tanımlarken 1 kişinin onun suçsuz olduğunu düşünmesi ve bunu sonucunda o 1 kişi diğer 11 kişinin düşüncelerini değiştirme sürecidir.
Burada birçok psikolojik durum ele alınmıştır. Onlardan biri 12 jürinin farklı bakış açıları, farklı yaşam tarzları doğrultusunda davaya bakış açılarıdır. Fakat içlerinden biri yani 8 numaralı jüri, diğer jürilerden farklı olarak olayı kestirip kapatmaktansa gence bir şans tanımayı onu dinlemeyi seçmiştir.
Aslında gencin suçlu olduğunu kabul edenler kendi önyargılarına ve kişisel yaşantılarından çıkarttıkları sonuçlardan dolayı dinlemeden o tanımlamayı yapmışlardır.
Filmdeki örneklerden bir tanesi, günün en sıcak anında jüriler bir odada toplaşıp davayı tartışırken odada vantilatör bulunmaktadır ve onun çalışmadığı kanısına varılır. Durum üzerine düşünmeden hemen kabul etmeleri ve aslında vantilatör çalışır haldeyken onun çalışmadığına inanmaları bir metafor örneğidir.
Bir diğer örnek ise “Toplumsal dışlanma”. Yaşlı jüri üyesinin çocuk ve kenar mahalle adı verilen mekanlarda yaşayan insanlar hakkındaki önyargılı düşünceleri oldukça şaşırtıcıdır. Bunu gösteren ifadeleri şöyledir: “… biz ve onlar… bir kenar mahallede doğmuş, kenar mahalleler tam bir suçlu yuvasıdır… şiddet onların doğasında var… onlar tehlikeli ve kötüdürler…’’ bu sözleri doğrultusunda diğer jürilerden destek almak istemiş fakat tam alamamıştır.
Bu da ötekileştirme düşüncelerine ve toplumu ikiye ayırma, toplumsal dışlamaya örnektir. Filmdeki 8. Jüri üyesi ise önyargılara, üzerine düşünülmeden yapılan davranışlara düşüncelere, hayatın önemsenmemesine karşın bir direniş göstererek davayı çok farklı hale getirmiştir.
Sonuç olarak film bize önyargıların ve toplumsal dışlanma normlarının bir hayatı bile ne kadar çabuk bir şekilde yok edebileceğini göstermiştir. Yani sosyal psikolojinin hukukun üstünde oldukça etkisi göründüğünü anlatmıştır.