One Day

Klişe ama bir o kadar keyifli!

Netflix’te çıktığı andan itibaren çok sevilen One Day dizisi, aynı isimli kitaptan uyarlanmıştır. 1988 yılında başlayan bu hikâye,yıllar süren bir aşk hikayesini anlatıyor.

2011’de filmi de çekilen bu serinin, dizi olarak tekrar çekilmesi, sevenlerinin gönlünü fethediyor. Oyuncu seçimiyle bazı tartışmalara yol açmış olsa da, bu seçimin hikaye açısından doğru olduğunu düşünüyorum. Önemli olanın görünüş olmadığına dair Netflix tarafından yapılan bu nüans, filme bir klişe daha eklese de anlatımı güçlendirmiş.

2000’li yılların ortasından itibaren başlayan romantik türe dair tüm klişeleri içinde toplayan, belki de bu klişelerin çıkış noktası diyebileceğimiz kitabın uyarlaması da bir o kadar klişe. Buna rağmen oldukça keyifli bir izleme sunuyor. Çekim açıları, renkler, ne kadar başarılı olduğu tartışılsa da 80’lerin havası derken izlerken hikâyenin büyüsüne kapılıp gidiyorsunuz.

Dizide en yakın arkadaşlar olan Emma Morley ve Dexter Mayhew’un hayat hikayelerini onların ekseninde izliyoruz. Birbirlerine aşık bu ikili, bazı şanssızlıklar ve zamanlama hataları nedeniyle birlikte olamıyor. Yıllar içinde beraber büyümelerini, atlattıkları zorlukları, kariyerlerini inşa çabasını izliyoruz.

Çok üstünde durulmasa da Emma ve Dexter’ın kendi hızlarında hayatlarını inşa etmeleri oldukça gerçekçiydi.

Onun dışında, göreceli olarak “çirkin ve güzel”, “zeki ve aptal”, “fakir ve zengin”, “aktivist ve umursamaz” şeklinde olan klişeler bazen diziyi sıkıcı ve izlemesi zor hale getirse de kimi klişe de bir o kadar eğlenceliydi. Dexter’ın mezuniyetten sonra Avrupa’ya gitmesi, Paris’te yaşadıkları aşk, her zaman destekleyici olan o anaç en iyi arkadaş Tilly, zengin ve güçlü kadın imajını veren Sylvie gibi stereotipleri izlemesi eğlenceliydi.

Dizinin en büyük eksisi belki de dramı yeterince verememiş olması. Çok daha acıklı olabilecekken daha sade bir son tercih edilmiş.

Spoiler olmaması adına diğer klişelerden ve sonundan bahsetmeyeceğim ancak iyi bir romantik seri olduğu aşikâr. Bu türü izlemeyi sevenler için 14 bölümden oluşan mini dizi, bir kült olma niteliğinde. Tüm o klişelerle iyi iş çıkartması ve bu kadar izlenip sevilmesi de bunu doğrular nitelikte. İzlenmesi tavsiye edilir.