Palimpsest ve Yaratıklar Albümü

Deniz Barlas Velioğlu'nun görsel ve yazılı katmanları çarpıştırdığı anlamsal bütünlük etkisi: Palimpsesti

Palimpsest'in etimolojik anlamı 'tekrar kazımaktan' geliyor. Palimpsest bir parşömen çeşidi diyebiliriz. Parşömenin tekrar kullanabilirliğini sağlar. Parşömenin üstündeki yazılar kazınarak ya da yıkanarak palimpsest halini alır, yani tekrar kullanabilirliğini. Yeniden kullanılabilir, kullanılmış parşömenlere palimsest deniyor.

Deniz Barlas Velioğlu'nun 2022 yılında Palimpsest ismiyle çıkardığı yazılı-görsel dilinin isminin çıkış noktası da anlamını bildiğimizde daha kavranabilir oluyor.

Deniz Barlas Velioğlu 20 yıllık reklamcılık, sanat ve tasarım kariyeri üzerine şunları söylüyor: '' Reklamcılık, sanatla ve tasarımla iç içe olmamı sağladı. Ancak hem reklamcılığın çok stresli ve kıskanç bir meslek olması hem de benim kişilik yapım nedeniye ben de çoğu reklamcı gibi, çalıştığım yıllar boyunca reklam dışında hiçbir şey düşünemez, konuşamaz, yapamaz haldeydim. Oysa kendi iç dünyamı ve resim yapmayı özlüyordum.'' diyor. Bu sözler ikinci olarak bize bir tüyoyu daha veriyor aslında ve Deniz Barlas Velioğlu'nun dünyasına daha fazla çekilme imkanı sağlıyor.

Deniz Barlas Velioğlu yine bir stresli iş gününün akşamı eve geliyor ve resim yapmak için durdurulamaz bir istek duyuyor içinde. Evde resim kağıdı bulamayınca da gazete sayfalarını boyamaya başlıyor. Sonuç olarak gazete sayfalarının üstüne yeni bir dünyayı akıtıyor. Bu dünya sadece 'var olan' insansı varlıkların dünyası. Bu varlıklar Deniz Barlas Velioğlu'nun sözleriyle: '' Tepki duyduğu fakat kaçamadığı her şeye karşı bir gün kavuşmayı beklediği değerleri yansıtıyordu. Bunlar: Doğa, arınma, sükunet, bilgelik, duruluk ve yalınlık.

Geliştirdiği görsel-yazılı dil, görsel ve yazılı olmak üzere iki katmandan oluşuyor ve bu iki katmanın birleşmesiyle oluşan etki farklı anlamlar doğuruyor. İki katmanın vermek istediği bazen birbirini kabul ediyor bazen de reddediyor. Ama her iki şekilde de anlamsak bir çağrışımı oluşturuyor.

Prof. Dr. Yüksel Demir ise her şeyin başlangıcı Kaleköy ziyareti sonucu olarak açılmış, Kaleköy sergisi için oluşturduğu kendi müziği yani Yaratıklar albümü demeliyiz. İletişimin çok yönlü katmanlarını tamamlıyor. Görsel/İşitsel/Yazılı. Bir bütün olarak etki. Kişiden kişiye geçen çağrışım. İletinin tekdüzelikten çıkması ve bize geçerkenki olan o yolda yüklenerek gelmesi, sonrasında olan değişimin gücü çok büyük. Bizlere öyle güzel bir zevk yaşatıyor ki anlatamam. Bazen duyabilir bazen okumaya çalışabilir bazen de yalnızca görebilirim. Öyle ki bu bütünlük apaçık ortada ki hisleri çoşturabiliyor.


Albümün ilk parçası olan İŞ-GÜÇ / KAÇIŞ başladığında bir cızırtı sesiyle başlayan alarm sesini duyuyoruz sanki bir yerlerden de bizi kaldırmaya çalışan bir ses geliyor. Sanki telefon titreşiyor, bizim için çanlara vuruluyor. ''Haydi kalk.'' Biraz hareketlenmeye başlıyoruz tabi kalkıyoruz, günlük koşuşturmaca. Bir kahve demliyoruz, üstümüzü giyiniyoruz sonuç olarak aynı hengamenin içindeyiz. Kahve bardağını da alıp arabayı çalıştırmaya koyuluyoruz. Yine aynı trafik, çile, sıkıntı. Şehir, toz duman olmuş, korno sesleriyle güne başladık...

Ardından biraz gitar tınılarıyla hafifliğe doğru yol alıyoruz. Sırada KIYI parçası. Yani ben Kaleköy demek istiyorum. Yeniden doğmanın eşiğindeyiz bu eşik de kıyıda başlayacak diyebiliriz. Ateş böcekleriyle beraber kıyıda yürüyoruz sonra kıyıda duruyoruz sanki bir mayıs akşamı gibi. Yine hoş tınılar var kulağımızda, hafiflemeye başlamıyoruz muyuz? Dünyaya biraz daha göz alabildiğince baktığımızda yaratıkları görmüyor muyuz? Her taraftalar. Arınma ve yalınlık içimize işledi. Artık her şey daha farklı; ütopik, sevgi dolu. Güçlü bir duygu peşimizi bırakmayacağına benziyor. Sanırım pek de eskisi gibi olamayacağız. Yalın ve biricikliğin keyfi hissediş seviyesinin artışıyla kıyıda bize nimetlerinden bir parça vermek için hazırlandı. Sanırım kıyıya bırakacaklarımız var.

Bir balık, kuş. Artık hayvanlar alemi bu kıyı, canlılık getirdi. Bu canlılık bir esin kaynağı. Aynı parçanın ismi gibi; ESİN. İşte şimdi başlıyoruz yeniden başlamaya, üstümüzdekileri kıyıya atmaya. Tekrardan açılacağız gümüş rengi parlaklığın asaletine. Ama daha çok erken biraz daha zaman var. Bazı şeyler görüyor gibiyim, yaratık gibiler. Bana bakıyorlar ve anlatmaya çalışıyorlar tüm derdi.

Şimdi YARATIKLAR'dan mevzuyu kapmaya çalışıyorum. Ama öyle o kadar yakın ki bu yaratıklar bana sanki benden çıkma küçük insanlar. İçimden çıktılar ve söz söyleme hakkı onlara geldi, artık kendimden daha eminim. İçime bilgelik hali üşüştü, kendinden emin adımlarla hareket ediyor, güzel hislere gebe kalacakmış gibi bir his var. Artarak ilerledi gibi. Katmanlar birbirinin üstüne geldi ve bütünlüğü oluşturdu. Tınıların aynı oluşu fakat benim farklı yorumlayışım. Aslında tamamen bu sebepleymiş diyeceğim ve sakince bitireceğim, kıyılarda.

SON fakat devamlılık hissi edebiyet kalacağı hissi, kim bilir.

Images:

The Palimpsest Theory Textus Receptus Bibles

Palimpsest - Deniz Barlas Velioğlu Kapak