Pera Palas'ın Tarihi Geçmişi

Tarihi geçmişiyle ve mükemmel mimarisiyle ünlü Pera Palas Oteli'inde kimler kalmıştır ve müzeleştirilen odalar hangileridir?

Pera Palas Oteli, bir zamanlar İstanbul'un Küçük Avrupa'sı olarak bilinen Beyoğlu'nun Pera bölgesinde yer almaktadır. Yaşanmışlıkları, tarihi ve mimarisiyle dikkat çeken Pera Palas'ın hikayesi aslında 19. yüzyılın sonlarında başlamıştır.

1888 yılında Paris'ten yola çıkan ve çok lüks bir tren olan Orient Express bizim bildiğimiz ismiyle Şark Ekspresi, Alp Dağları'nı geçerek Budapeşte ve Bükreş üzerinden 80 saatlik bir yoluculuğun ardından İstanbul'a varmaktaydı. Bu trenin ilk yolcuları yüksek tabakadan bürokratlar, gazeteciler, yazarlar ve zenginlerden oluşuyordu. istanbul'da Orient Express yolcularının alışkın olduğu yüksek standartları sunma imkanı olan bir otel bulunmuyordu.

İstanbul'a gelen yolcular bu yıllarda İstanbul henüz uluslarası turizme hazır olmadığından dolayı Pera'da azınlıklar veya Levantenler tarafından açılan küçük otellerde kalmaktaydı. Ancak bu otellerde Avrupa'nın yüksek tabaksından olan insanlar için gerekli lüks ve konfora sahip değildi. Bu boşluğu kısa süre sonra kuruluş çalışmalarına 1892 yılında başlanan 1895'te ise açılış balosu yapılan Pera Palas Otel doldurdu. Bu otelin tasarımı Levanten mimar Alexandre vallaury tarafından yapıldı. Otel Haliç'in muhteşem manzarasına bakan, kültürel faaliyet ve sosyal yaşamıyla ünlenen Pera Palas, Pera'nın Tepebaşı bölgesindeydi. Türkiye'nin ilk Avrupa standartlarındaki oteli Pera Palas birçok ilki de bünyesinde barındırmaktadır. İstanbul'da Osmanlı Sarayları dışında elektriğin verildiği ilk elektrikli asanasörün ve ilk akar sıcak suyun bulunduğu binaydı.

Pera Palas kurulduğu dönemden bu yana pek çok ünlü misafiri ağırlamıştır. Bunlardan en önemlisi cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'tür. Atatürk'ün adeta evi gibi kullandığı ülke için de önemli kararlar aldığı ve üst düzey misafilerini ağırladığı 101 numaralı oda, Atatürk'ün doğumunun 100 yılı olan 1981 de Atatürk'ün şahsi eşyalarının da sergilendiği bi müze haline getirildi.

Pera Palas'ın misafileri arasında ünlü devlet adamları, krallar, kraliçeler, ünlü casuslar Mata Hari ve Çiçero, ünlü yazar Agatha Christie de yer almaktadır. Agatha Christie'nin en ünlü romanı "Şark Ekspresinde Cinayet" romanını Pera Palas'ta kaldığı 411 numaralı odada yazdığı söyleniyor. Kayıp günlüğü ve anahtarının gizemi yıllardan beri çözülememiştir. Günlüğün daha sonra bu odada bulunan anahtarının replikası ile eski tip bir daktilo Agatha Christie'nin anısına kalmış olduğu bu odada sergileniyor.

Günümüzde de hala eski ihtişamını ve güzelliğini koruyan Pera Palas Oteli birinci derece tarihi eser statüsündedir.