Polonya Başbakanı Tusk'un Ankara Ziyareti
Türkiye ile Polonya yaklaşık 6 asırdan beri iyi ya da kötü bir şekilde ilişkilerini sürdürmektedir.
Polonya, Türkiye'nin en önemli müttefiklerinden birisidir. Bu durum iki ülkenin yaklaşık 1440'lü yıllardan beri ilişki sürdürmesiyle bağlantılı olarak zaman zaman iyi olurken zaman zaman düşmanlık halleri olmuştur. AB Dönem Başkanı olan Polonya'nın Ankara ziyareti Rusya-Ukrayna Savaşı ve ABD'nin Avrupa geneliyle olan düşmancıl yaklaşımında dolayı önemlidir.
12 Mart'ta Cumhurbaşkanı Erdoğan, Polonya Başbakanı Tusk'u Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde ağırladı. "Türkiye'nin Avrupa Birliği üyelik sürecinin artık gerçekçi ve elde tutulur bir süreç olmasını temenni ediyoruz." konuk diyen Başbakan, "Biz bu konuda Türkiye'yi her zaman destekledik ve desteklemeye devam edeceğiz." diye ekledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ise, son dönemde sıkça vurgu yaptığı AB üyeliği konusuna tekrar değindi. "Türkiye olarak AB üyeliğinin stratejik hedeflerimizden biri olduğunu her fırsatta dile getiriyoruz. Avrupa Birliği güç ve irtifa kaybının önüne geçmek, hatta tersine çevirmek istiyorsa bunu ancak Türkiye'nin tam üyeliğiyle başarabilir." ifadelerini kullandı.
Erdoğan ayrıca, Türkiye ve Polonya'nın NATO müttefiki olduğuna da vurgu yaptı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye ve Polonya, NATO'nun Avrupa'daki en büyük iki kara ordusuna komuta eden, ittifakın doğu ve güney kanatlarında konumlanan iki kilit müttefiktir." ifadelerini kullandı.
Ayrıca iki ülke arasındaki ticaretin 12 milyar dolardan 15 milyar dolara çıkartılması, bölgesel ve uluslararası konular ile vize konusu da diğer görüşülen konular oldu.
Türkiye ile AB'nin Yakınlaşması
Türkiye ile AB'nin özellikle AB tarafının Türkiye ile hızlı bir şekilde sıcak ilişki kurma isteği birkaç sebepte toparlanabilir. Bunların en önemlisi kıtanın ABD'ye olan bağımlılığı ve ABD'nin Avrupa'ya yeteri kadar önem vermemesi, Rusya'nın Ukrayna'da kazanan olmaması ve Ukrayna'nın Rusya ile devam eden savaşında Ukrayna'nın kazanan tarafta yer alması önemli sebeplerden. Ayrıca Türkiye hem kıta genelinde hem de NATO içerisinde en önemli askeri güçlerden birisi olmasından dolayı AB ülkeleri tarafından övüldü.
Özellikle Doğu Akdeniz, Suriye ve göç krizi gibi konular Türkiye-AB ilişkilerinin güvenlik boyutunu daha da kritik hale getirirken, Avrupa’nın stratejik bağımsızlık tartışmalarında Türkiye’nin rolü giderek daha fazla öne çıkıyor. Trump’ın NATO’ya yönelik şüpheci tavrı ve Avrupa ülkelerinin savunma konusunda daha fazla sorumluluk alması gerektiği yönündeki söylemleri, Türkiye’nin AB ile güvenlik işbirliğini nasıl şekillendireceği sorusunu da gündemde tutuyor.
Bununla birlikte Türkiye'den Bayraktar TB2 S/İHA sistemleri tedarik eden Polonya, daha farklı askeri sistemleri de bu süre zarfında tedarik edebilir. Özellikle askeri güç bakımından kıtada önemli ülkelerden birisi olan Türkiye, Avrupa'nın güvenlik açığı problemini güzel bir şekilde değerlendirirse hem şirketler hem de reklam için güzel olabilir. Baykar ile İtalya merkezli Leonardo'nun anlaşması da Avrupa için önemli. Özellikle insansız sistemler bakımından pek de başarılı olamayan Avrupa ülkeleri bu ikili anlaşmayla kendilerini güçlendirebilir.
Türkiye'nin son zamanda Avrupa ülkelerine kendini pazarlaması önemli fakat Türk askerinin Ukrayna'da Ruslara karşı savaşması ekonomik ve askeri olarak Türkiye'yi zayıflatabilir. Onun için Türkiye şu anda Avrupa ülkelerine silah tedarikinde bulunmalı ayrıca Gümrük Birliği ve Vize muhafiyeti gibi önemli meselelerde de Türkiye lehinde gelişmelerin yaşanmasını için adım atılmalıdır.