Potansiyelin ve Gerçeklerin Kesiştiği Yer: Hayalini Kurduğun Değil, Mecbur Kaldığın İşte Çalışmak
Tutkular ve Zorunluluklar Arasında Sıkışmak: Kendi Yolunu Bulmak
Hayalini kurduğun meslek, yıllarca emek verdiğin eğitim, uykusuz geceler, sınavlar, tezler… Hepsi bir noktada, istediğin hayatı inşa etmenin tuğlaları olmalıydı. Ancak gün geliyor, elindeki diplomaya rağmen bambaşka bir işte kendini buluyorsun. Belki bir satış danışmanı, belki bir çağrı merkezi çalışanı, belki de hiç ilgini çekmeyen kurumsal bir pozisyonda. O an zihninde iki zıt duygu çarpışmaya başlıyor: “Ben burada olmamalıyım.” ve “En azından kendi ayaklarımın üstünde duruyorum.”
Toplumsal Normlar ve Kendi Ayakları Üstünde Durma Baskısı
Toplum, özellikle belirli bir eğitim seviyesine ulaştıysan senden hep "uygun" bir işte çalışmanı bekler. "Bunca yıl okudun, neden mesleğini yapmıyorsun?" sorusu sürekli bir yankı gibi kulaklarında çınlar. Ama bir yandan da maddi özgürlük diye bir gerçek var. Kendi paranı kazanmak, kimseye muhtaç olmamak, kendi ihtiyaçlarını karşılamak… Bunlar kulağa güçlü hissettiren şeyler. Ancak bu güç, bazen içindeki tatminsizliği örtmeye yetmez. Çünkü biliyorsun ki, yapabileceğinden, üretebileceğinden, yaratabileceğinden daha azına razı geliyorsun.
Özellikle ekonomik koşulların zorlayıcı olduğu bir dünyada, tutkularını takip etmek ile hayatta kalmak arasındaki dengeyi kurmak her zaman kolay değildir. Hayallerinin peşinden gitmek büyük bir lüks haline gelebilir. Bu yüzden birçok kişi, idealindeki meslek yerine, hayatını sürdürebilmek için başka alanlarda çalışmak zorunda kalır. Fakat bu, içinde bir boşluk yaratabilir. Çünkü insan yalnızca çalışarak değil, aynı zamanda kendini anlamlı hissettiği bir alanda var olarak tatmin olur.
Potansiyelini Kullanamamanın Getirdiği Huzursuzluk
Eğitimini aldığın alanda çalışamamak, seni sadece maddi olarak değil, ruhsal olarak da etkiler. İşini ne kadar iyi yaparsan yap, bunun senin gerçek yeteneklerini ve bilgini yansıtmadığını bilmek içten içe kemirir insanı. Bazen bir müşteriyle konuşurken, bazen bir e-posta yazarken aklının bir köşesinde hep o düşünce vardır: “Ben burada olmamalıyım.”
Bu duygu, uzun vadede motivasyonunu azaltabilir. Kendini tekrar eden ve sana anlam ifade etmeyen işlerde çalışmak, seni yorgun ve bıkkın hissettirebilir. Zihninin bir köşesinde hep “Bunun için mi bu kadar çalıştım?” sorusu döner durur. Ama diğer yandan, günün sonunda kendi paranı kazanıyor olmak, başkasına bağımlı olmamak da bir güç duygusu verir. Çalışıyorsun, üretiyorsun, kendine yetiyorsun. İstediğin bir şeyi alabiliyor, sevdiğin bir kafede kahveni içebiliyor, kendi hayatının kontrolünü elinde tutabiliyorsun. İşte tam burada, tatminsizlikle minnettarlık arasında sıkışmış bir duygu belirmeye başlar.
Bundan Sonra Ne Yapmalı?
Peki, bu hislerle nasıl başa çıkılır? Tamamen mutsuz olmamak için bazı adımlar atılabilir:
- Paralel bir yol yarat: Belki şu an istediğin alanda çalışmıyorsun, ama küçük adımlarla oraya yaklaşabilirsin. Ek iş, freelance projeler, ufak girişimler… Belki de haftanın birkaç saatini tutkularına ayırarak kendine bir çıkış kapısı oluşturabilirsin.
- Öğrenmeye devam et: Sadece çalıştığın işe odaklanmak yerine, hayalindeki alanda kendini geliştirmeye devam etmek ileride fırsat kapılarını açabilir. Online kurslar, kitaplar, seminerler, gönüllü projeler gibi yollarla alandaki güncelliğini koruyabilirsin.
- Kendini suçlamaktan vazgeç: Sistemin dinamikleri, ekonomik şartlar, şans faktörü… Hepsi iş bulma sürecinde büyük rol oynar. Burada olmak senin suçun değil. Kariyer her zaman düz bir çizgide ilerlemez. Bazen beklenmedik yollar, seni asıl istediğin yere götürebilir.
- Baktığın yönü değiştir: Belki şu anki işin, sana farklı beceriler kazandırıyordur. Bunu tamamen kayıp olarak görmek yerine, bir geçiş süreci olarak değerlendirebilirsin. Hayatındaki her deneyim, ileride kullanabileceğin bir bilgi ve donanım sağlar.
- Sabırlı ve esnek ol: Hemen her şeyi değiştiremeyebilirsin, ancak uzun vadede kendine bir çıkış yolu oluşturabilirsin. Bugün sahip olduğun fırsatları değerlendirerek gelecekte istediğin noktaya ulaşmak için stratejik adımlar atabilirsin.
Hayatın Sürprizlerine Açık Olmak
Evet, belki şu an hak ettiğin yerde değilsin. Belki potansiyelinin tamamını kullanamıyorsun. Ama bu yolun bir parçası olabilir. Kariyer, bazen düz bir çizgi değil, dolambaçlı yollardan geçen bir serüven. Ve en önemlisi, bulunduğun yerin, kim olduğunu tanımlamasına izin vermemek. Unutma, şu an yaptığın iş sadece bir aşama olabilir, ama senin yeteneklerin, zekân ve hayallerin seni ileriye taşıyacak en büyük güç.
Bazen, hayalindeki meslekten uzak bir işte çalışıyor olmak, uzun vadede sana bambaşka kapılar açabilir. Belki de şu an yaşadığın deneyimler, ileride kendi alanında daha güçlü ve çok yönlü bir kariyer inşa etmeni sağlayacaktır. Önemli olan, nerede olursan ol, kendini tamamen kaybetmemek ve içindeki ışığı söndürmemek. Çünkü hayat, her zaman tahmin ettiğimiz yolda gitmez ama bazen en büyük başarılar, en beklenmedik yollardan gelir.