Güzellik mefhumu üzerine

Facebook Facebook söyle bana, var mı benden daha güzeli bu dünyada?

Genellikle kadınlara atfedilen "güzellik" sıfatı çağımızda hiç olmadığı kadar önemli bir yere konulmuş gözüküyor. Sosyal medyanın bunda çok büyük etkisi olduğuna hiç şüphe yok. Artık yapılan eylemler beğenilme odaklı yapılmaya başlandı. Yenmeden hemen önce çekilen fotoğraflara yoğun çaba harcanmış gibi görünüyor. Kahvaltı masası hazırlayıp zeytinlere kurdale bağlayacak kadar ileri giden bile var. Yani hiç üşenmemiş uğraşmış. Beğeni almak için ne yapacağını şaşırmış bir toplum olduk. Selfie çekerken uçurumdan düşüp ölen bile var! Bu ne şaşkınlık bu ne dikkatsizliktir?

Özellikle güzel bir yüz ve fit bir vücut için amansız emek verilmeye başlandı. Bundan çok fazla fitness salonu ve youtuber ekmek yedi. Dahası bazı gençler doğal yüz hatlarından memnun olmamaya ve bunu değiştirmek için estetik ameliyata bile başvurdular. 2000'li yıllarda estetik ameliyata talep patlaması yaşandı. Soruyorum size; daha 18 yaşında bir genç kız neden burnunu beğenmeyip bıçak altına yatar? Toplum baskısı, burada en büyük etkendir denebilir. Birbirlerine özenen gençler yeterli parayı bulup "daha güzel" görünmek umuduyla ailelerine estetik ameliyatı yaptırmak için baskı yapıyorlar. Bana sorarsanız bu kişilerin ilk gitmesi gereken kişi bir psikologtur çünkü belli ki takıntıları hastalık boyutuna ulaşmış. Kendilerini olduğu gibi kabul edemiyorlar. Çok merak ediyorum yarın yaşlanıp da belleri bükülünce nasıl bir ruh hali içinde olacaklar? Büyük bir hüsran olmaz mı? Yüzlerini gerdirip Ajda Pekkan'a benzeseler bile beğenilme hastalığından kurtulmadıkça refaha eremeyecekler ne yazık ki.

Farklı bir bakış açısı elde etmek için şehirli olanların aksine yaşamını çoğunlukla köyde geçirenlere bakabiliriz. Köylüler, kendileriyle daha barışık ve özgüvenliler. Özellikle şehirlileşmemiş yaşlılara bakılınca insanı olduğu gibi kabul eden bir tabiatla karşılaşıyoruz. Belki de bu nedenle yaşlıların yanında huzur buluyoruz. Alaya alma, eleştiri veya yüzeysel bir bakışı yok onlarda. Karşılıksız bir sevgi veriyorlar size. Şehir hayatı kişiyi beğenilme hastası yapıyor anlaşılan. Hepimiz köy hayatına dönemeyeceğimizden bu sahte imaj takıntısından uzak durmayı bir çare olarak görebiliriz. Kendimizi koşulsuz sevebilir, başkalarıyla karşılaştırmadan görebilir ve diğer insanlara da aynı bakış açısıyla bakabiliriz. Bu sayede köy ve şehir sentezini psikolojik sağlığımızı bozmadan yapmış oluruz. Yaşlandığımızda bile kendimizi çok güzel hissedebiliriz.


"Önemli olan iç güzelliktir" klişesine değinmeden geçemeyeceğim. Güzel görünümlü kişilere kıyak geçtiğimiz bilimsel bir gerçek. Onları daha iyi ve daha tercih edilir olarak görüyoruz. Ancak bu her zaman kişilikle doğru orantılı olmuyor. Dış görünüm artık günümüzde büyük önem arz ettiği için sürekli iltifata boğulan kişi narsist veya egoist oluyor. Burada sözde iyilik ederken karşımızdakinin gerçek olmayan bir üstünlük hissine kapıldığını hatırlatmak isterim. Adeta kendini ilah zannediyor zavallı. Hayatında kaydadeğer bir yatırım yapmadan yaşayıp gidiyor bu dış sebeplerden dolayı.

Doğrusu nasıl olmalı derseniz, derim ki ahlaki doğrulara övgü yapılmalı. Bir doğruyu öğrendiği için doğru yapabildiğine değinilmeli. Ne kadar umursamasak da çevremizin değerlendirmelerinden etkileniriz. Toplum bireye bir miktar da olsa yön verir. Bu yüzden birlikte yaşadığımız insanları dikkatli seçmeliyiz, sürekli suçluluk hissi duyduğumuz sözde "havalı" kişilerden koşarcasına kaçmalıyız. Belki düşünme fırsatı bulurlar hem. Her tanıştığımızı yakınımzda tutmak gibi bir ihtiyacımız olmadığını idrak edebilmeliyiz. Bazen davetlere icabet etmemek, tekliflere kolayca "Hayır" diyebilmek gerekir. Bu bizi değerli yapar. Başkasının ne düşündüğü değil kendi sınırlarımızı koruyabilmemizdir önemli olan. Yanında güzel hissettiğiniz insanların bol olması dileğiyle.