Prekarya: Yeni Tehlijeki Sınıf
Standing'in Prekarya: Yeni Tehlikeli Sınıf kitabını gelin beraber inceleyelim.
Standing'in Prekarya: Yeni Tehlikeli Sınıf kitabı üzerine bir inceleme..
Prekarya 20.yy'da hayatımıza girmiş bir kavramdır. Çalışan bir sınıf olarak düşünebiliriz. Yarı zamanlı, proje bazlı sözleşmeler ile işgücü piyasalarına iş yapan bir sınıftır. Prekarya genelde yaratıcı süreçlerde çalışmaktadır. Emek yoğun çalışan sınıfı yerini bilgi yoğun çalışan sınıfa bırakmıştır. Prekaryaların sözleşmeleri sürekli iş güvencesi içermez. Dolayısıyla prekarya yeni tehlikeli sınıftır. Her geçen gün daha çok insan prekarya içerisine çekilmektedir. Standing bunu şirketlerin metalaşması, emeğin metalaşması, sayısal esneklik, işlevsel esneklik ve iş güvencesizliği, mesleklerin parçalanması, ücret sisteminde esneklik ile açıklar. İşler artık güvencesiz bir hal almıştır. Yeni mezun gençler prekaryanın lanetinden önlerini göremezler. İnsanlar şirketler için toplumsal bir fabrikaya dönüşmüştür. Göçmenler de prekaryanın önemli bileşenleridir. Buna göçmenlerin daha ucuza çalıştırılıp emeklerinin karşılığını alamaması da örnek verilebilir. Geleneksellikten uzak bir hayat yapıları olanları da prekarya içine alarak büyümüştür. Prekarya aklın özgürleşmesi demektir. Mevcut koşullara pragmatik olarak yaklaşmaz.
Prekaryanın sözcük anlamına baktığımız zaman güvencesiz sıfatı ile proletarya isminin birleşiminden geldiği görülür. Fakat prekarya işçi sınıfı ya da proletaryanın bir parçası değildir. Prekaryaya dahil olanlar orta sınıf da değildirler. Bu sınıf kısa dönemde düşük ücretli işlerde çalışmaktadır. Emeklerinin karşılığını alamayan bir sınıftan bahsediyoruz. Emeklerinin karşılığını alamayan bu sınıfın küreselleşmeyle beraber tehlikeli hale gelmesi doğaldır. Prekarya henüz oluşum sürecindeki bir sınıftır. Prekarya sınıfsal özellikleri sergiler. Parçalı statüye sahiptir. Geçici olarak çalışmak prekaryanın temel bir unsurudur. Prekaryanın başka bir önemli özelliği de gelirlerin güvence altında olmamasıdır. Prekarya içerisinde olan kişilerde iş temelli kimlik bulunmaz. Prekaryanın tarihsel öncülleri banausoi denilen toplumsal bir gruptur. Prekarya homojen bir yapıya sahip değildir. Çağrı merkezinde çalışanlar da prekaryaya dahil edilmişlerdir. Stajyerlikte örnek olarak verilebilir. Çünkü stajyerlerde kısa dönemde düşük ücretle çalıştırılmaktadır ve emeklerinin karşılığını alamazlar.
Prekarya endişe içinde yaşamaktadır. Prekaryaya dahil olanların kendilerine saygısı yoktur. Başarılı olsalar bile saygıyı her zaman başka yerde aramaktadırlar. Prekaryanın olduğu bir toplumda sosyal güvenliğin de gelişmesi pek mümkün değildir. Aslında bir şekilde prekarya içine girmeye mecbur bırakılıyoruz. Örnek olarak üniversitede kredi veriliyor. Krediyi alan kişi mezun olduğunda hayata 1-0 geride başlıyor. Borcu ödeyebilmek adına eğer bitirdiği bölümde bulunduğu yerde çok fazla istihdam edilebilen bir bölüm değilse düşük ücretli geçici bir işe girmek zorunda bırakılarak prekaryaya dahil oluyor.
Küreselleşmenin temel unsuru metalaşmadır. Metalaşma her şeyin bir metaya indirgenmesidir. Metalaşma hayatın her alanına nüfus etmiştir. Yükselen piyasa ekonomileri prekaryanın büyümesinde temel faktördür. Küreselleşme Çindistan'ı ortaya çıkarmıştır. Çin ve Hindistan'ın birleşimidir. Metalaşma iş bölümünü de akışkan hale getirmiştir. İşsizlik de prekaryayı doğurmaktadır. Sonuç olarak bir cennet siyaseti olmadığı sürece prekarya büyümeye devam edecek ve toplumu tepetaklak edecek bir numaralı unsur halince gelecektir.