Prekarya: Yeni Yükselen Sınıf MI?
Home office çalışma modeli acaba ortaya yeni bir sosyal sınıf mı çıkarıyor? Ya da çıkardı mı? Gelin birlikte düşünelim.
Son yıllarda adeta moda haline gelen home office çalışmak, freelance çalışmak gibi kavramlar ile birlikte yeni iş modelleri ortaya çıkmakta. Pandemi döneminde popüler hale gelen ve sonrasında da birçok kurumun devam ettirdiği bu home office iş modeli acaba ortaya yeni bir sosyal sınıf mı çıkarıyor? Ya da çıkardı mı?
Bu yazıda prekarya sınıfı hakkında akademik bir makale yazmayacağım, sadece şahsi bir değerlendirme yapmaya çalışacağım. Ancak bu değerlendirmeye geçmeden önce adettendir bir tanım yapmak gerekir, kavram kimin onu açıklamak gerekir çünkü bunları yapmazsam sosyolog kimliğim beni rahat bırakmaz.
Prekarya ilk olarak 1980 yılında Fransada mevsimlik işçilere verilen isim olarak karşımıza çıkıyor. Prekarya kavramını çalışma yaşamı ile bağlantılı olarak ilk kullanan isim Pierre Bourdieu. Bourdieu, prekaryayı hegemonyanın yeni bir türü olarak görmekte, ekonominin yeniden yapılanma süreçlerinde çalışmaya zorlanmış ve iş gücü piyasalarının parçalanması ile ortaya çıkan yeni bir sınıf olarak tanımlamakta (Oran, 2015:239). Bourdieu’nun bu söylemleri Guy Standing’in düşüncelerine bir temel oluşturuyor. Guy Standing prekarya kavramını ilk olarak “The Precariat The News Dangerous Class” isimli kitabında kullanıyor. Prekaryayı en kısa hali ile kapitalizmin küreselleşme döneminde ortaya çıkan ve giderek de varlığını arttıran bir sınıf olarak açıklamak mümkün. Prekarya, esnek çalışma saatleri, evden çalışma imkanı, bir şirkete bağlı olmama durumunu da içerisinde barındırıyor. Standing, toplumsal sınıflar arasında en alt sınıf olduğunu iddia ettiği prekaryayı güvencesiz bir sınıf olarak tanımlıyor.
Günümüzde evden çalışma, güvencesiz çalışma, esnek çalışma, part-time çalışma ve freelance çalışma iş modellerinin giderek yaygınlaşması ile birlikte çalışma kavramının ve sınıf bilincinin değiştiğini söylemek mümkün. Değişen bu çalışma kavramının ve sınıf bilincinin ortaya yeni bir sınıf türü çıkarması da oldukça muhtemel. Özellikle de küreselleşme ile birlikte emek esnekliği kavramı yaygınlaşıyor, güvencesiz işlerde çalışanların sayısı giderek artıyor (Ayparçası, 2022:278).
Aslında evden çalışmanın birçok iyi yönünün olduğunu söylemek mümkün. Mesela sabah erken kalkıp hazırlanıp işe giden o uzun ince yola düşme derdi yok, yol ve yemek masrafı yok, üstünde gömlek, altında pijama çalışma özgürlüğü var. Bu yönüyle bakıldığında gerçekten biçilmez kaftan. Ancak uzun vadede getireceği sorunlar bence göz ardı ediliyor. Bu sorunlardan en büyüğü ise özel alan ihlali. Prekarya'ya istediği saatte, istediği yerde ve istediği biçimde çalışma imkânını veren bu sistem onun elindeki güvenceyi alıkoyuyor. Çalışma saatleri belli olmayan, bir işyeri olmayan prekarya için özel alan ve kamusal alan kavramı da ortadan kaldırılmış, her yer onun işyeri haline getirilmiş oluyor.
Yeni toplumsal düzende aslında hepimiz birer prekaryayız bana kalırsa. Kimimiz evden çalışıyor, kimimiz freelance çalışıyor, kimimiz o kadar yoğun ki işten eve bir sürü halledilmesi gereken birikmiş işler ile dönüyor, çalışmaya evde devam ediyor. Ve öyle görünüyor ki bu durum kaçınılmaz olarak hayatlarımıza entegre olacak. Ancak önemli olan demek kaderimizde prekarya da olmak varmış demek yerine bu durumun farkında olmak ve olabildiğince özel alan ve iş alanını birbirinden ayrı tutmaya çalışmak.
Ayparçası, Mümin . "Koronavirüs Pandemi Sürecinde Guy Standing’in Prekarya Kavramı Üzerine Sosyolojik Bir Değerlendirme". ESAM Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Dergisi
Serter, Oran (2015). Kitap incelemesi: Modern zamanların tutunamayanları Prekarya: Sınıf mı, sınıftan kaçış mı?. Ankara Üniversitesi SBF Dergisi, 70(1), 237-247.