Bilge'ye Mektuplar

Kozadan çıkmak için acelen ne?

Sevgili Bilge,

Her beklemenin sonucu hüsran mıdır? Durakladığımız yerler hayatı dondurduğumuz anlar mı nefes alma molaları mı? Her noktasında hayatın tökezleme zorunluluğu var mıdır diye sorduğumda? Deneyimlerin olmadan geçen başarılı bir hayatta korkak biri olmanın ötesine geçemezsin. Hata yapmaktan neden bu kadar korkuyorsun, içindeki korkunun kaynağını bul dedin. Bu sorunun daha çok korkuttuğunu söyleyemedim. Düşünmek için etrafıma baktığımda kuşların yağmurlu günlerde dahil cesur hareketlerle ve özgürce uçtuklarına şahit oldum. Sanki ne bir çarpma korkusu ne de düşme korkusu vardı. Acaba anneleri büyürken başka kuşların ne kadar mükemmel olduklarını ya da hiç hata yapmadıklarını övmemişler miydi? Sevgili Bilge, beni boğan bu düşüncelere dalmışken bizim dışımızdaki tüm varlıkların değişen hava koşullarına bizim gibi tepki vermediklerini fark ettim. Ağaçlar kaç yaprak feda ederlerse etsinler dimdik duruyor, kuşlar sert gelen rüzgarlara aldırış etmiyor, kedilerin yine umurlarında değil dünya , köpekler en fazla yağmur almayan bir çalılıkta uyuyorlar. Yani korku sadece benim içimde olan bir duygu durumu olmaktan çıkıp insanlığın geçmişinden gelen yinelenen bir durum olarak çıkıyor karşıma. Dolayısıyla yaşamıyor bir şeylerden korkuyoruz. Değişen hava koşullarından, hayvanlardan, normal ya da normal olmayan olaylardan, birbirimizden.

Dökülme zamanını iliklerime kadar yaşadım. Ağladım, pişman oldum, yeni şeyler denedim, yeni yüzleri selamladım her sabah, her gün yeni bir güne uyandım. Düş kurmak için daha ne kadar dökülmem gerek Bilge? Nefes aldığın her an düş kur öyle güzel öylesine değişik düşler olmalı ki sorgulamamalısın güzelliğini yarattıklarının. İnsan olma yolculuğundaki beşer, başına kötü bir olay geldiğinde ya da en ufak bir hayal kırıklığında oturmaya, yaptıklarını bir hamle ile yıkmaya meyillidir. Mutlu olduğunda eklediklerini üzgün olduğunda sağlamlaştır. Yıkmaya eğilimli ruhunu ehlileştir. Bir olayla karşılaştığında iyi mi kötü mü olduğuna bakma hoşgeldin de icabına sonra bakarsın. Ayna ol engel olma dedin. Öyleyse açıyorum bu kış penceremi kuşlar gelsinler. Soğuk tüm olağan haliyle işlesin öyle ki kış olduğunu hissedeyim. Yeniden doğmak için çok mu geç?


Sevgilerimle