Pygmalion Etkisi (Kendini Gerçekleştiren Kehanet) Nedir?
Sözlerimiz, düşüncelerimiz ve beklentilerimiz ne kadar güçlü olabilr?
Günlük hayatta kötü düşünme öyle olur, kötüyü çağırma, ağzını hayra aç, iyi düşün iyi olsun gibi sözlere elbet şahitlik etmişizdir. Peki günlük hayatta sıkça duyduğumuz bu sözler ne kadar haklılık payı içerir?
Gerçekten de bu sözler aslında psikolojide bir kavramı çok güzel şekilde ifade etmektedir. Bu kavrama Pygmalion etkisi denir, bir diğer adıyla kendini gerçekleştiren kehanettir.
Gelin sizlerle bu kavramı irdeleyelim. Pygmalion etkisi kavramı ilk defa 1948 yılında sosyolog Robert Merton tarafından ortaya atılmıştır. Robert Merton bu kavramı “olay ve koşulların yanlış değerlendirilmesinden kaynaklanan yeni davranışlar, yanlışın gerçekleşmesine neden olur" şeklinde açıklar. Peki Pygmalion ismi nerden gelmiştir?Mitolojide bir efsaneye göre Pygmalion isimli bir heykeltıraş bir gün hayalindeki kadının heykelini yapmaya karar verir. Uzun bir sabır ve özveriyle yaptığı fildişinden oyulan bu kadın heykeli bittiğinde o kadar güzel olur ki, yaşayan hiçbir kadının bu heykel kadar güzel olamayacağı rivayet edilir. Pygmalion ise giderek yaptığı heykele aşık olduğunu fark eder ve cansız olduğu için derin bir aşk acısı çekmeye başlar ve adaklar adar. Efsaneye göre de Afrodit, Pygmalion’un adağını kabul ederek dileğini gerçekleştirir ve heykel artık canlanmıştır. Böylece heykeltıraş, canlandırılan hayallerinin kadınıyla hemen evlenir ve ömür boyu mutlu yaşarlar. Bu mitolojik hikayeden esinlenerek ismi koyulan “Pygmalion etkisi” ya da “kendini gerçekleştiren kehanet" olgusu, kişinin bir süre sonra başkalarının ona ilişkin beklentilerine yönelik davranışlar sergilemesi şeklinde açıklanabilir.
Bu etki, aslında bize bir şeyi ne kadar çok istersek ve beklersek, gerçekleşme ihtimalinin de bir o kadar yüksek olduğunu anlatmak ister. Bu kavram hakkında yapılan bir çok çalışma da kavramı destekler nitelikte sonuçlar vermiştir. Bu yüzden düşüncelerimiz, beklentilerimiz biz farkında olmadan yaşamımızı yönetirler. Bu durumda bize düşen şey şu anki ve gelecek yaşamımız hakkında düşüncelerimizi, beklentilerimizi pozitif tutup çevredeki olumsuzluklardan etkilenmesini engellemektir.