Rambo Filmine İlham Kaynağı Olan Türk Askeri
"Türk Tugayı Kore'de: Hacı Altıner'in Gönüllü Katılımı ve Kunu-ri Muharebesi"
1950 Yılında, Anadolu’dan binlerce kilometre ötede Kore'de 3 yıl süren kanlı bir savaş yaşanmış ve Mehmetçik burada kahramanlık destanı yazmıştı. Ama içlerinden öyle birisi vardı ki, onu ayrıca anmadan geçmek olmaz. Türk askeri Hacı Altıner ve onun efsanevi hikayesi.
2. Dünya savaşı'ndan sonra Kuzey ve Güney olarak ikiye ayrılan Kore'de, Kuzey Kore'nin Çin ve Sovyetler Birliği'nin desteğini alarak Güney Kore'ye saldırması üzerine Türkiye, Birleşmiş Milletler kararına uyup asker gönderme kararı aldı.
Tuğgeneral Tahsin Yazıcı komutasındaki "5090" kişilik bir Tugay ile savaşa katılan Türk askerlerinin arasında Kars'ın Sarıkamış ilçesi, İslamsor köyünden, Er Hacı Altıner'de bulunuyordu. Hacı Altıner'in terhisine kısa bir süre kalmasına rağmen savaş çıkınca gönüllü olmuş ve Tugay'a katılmıştı. Türk ordusu Kore‘de ciddi kayıplar verdi. Kimi kaynaklara göre; 734 askerimiz şehit, 2 bin 147 askerimiz gazi, 234 askerimiz esir olurken, 175 askerimiz ise savaşta kayboldu. En büyük kayıp ise Türk Tugayı‘nın Çin Halk Kurtuluş Ordusu birliklerine karşı direndiği ‘Kunu-ri Muharebesi’nde yaşandı.
16 Ekim'de Kore topraklarına ayak basan Türk Tugayı, 20 kasımda şiddetli çatışmaların yaşanacağı Kunuri bölgesine geçti. 28 Kasım sabahında Amerikan 2. Kolordusu ve Türk Tugayı birlikte derin bir vadiye girdiler. Düşmanın yoğun ateşi ile karşı karşıya kalınınca Amerikan güçleri, Türk birliklerine haber vermeden geri çekilmeye başladı. Türk Tugayı sayıca kendisinden kat be kat fazla düşman karşısında artık tek başına kalmıştı. 2 Gün 2 gece sürecek bu kanlı çarpışmalar sırasında Hacı Altıner makineli tüfek nişancısı olarak en önde savaşıyordu.
Dört yandan 6 Çin Tümeni tarafından çevrilen Türk askerleri göğüs göğüse kahramanca çarpışıyorlardı. Hacı Altıner silah arkadaşları ile bir köprüyü tutmuş, makineli tüfeği ile akın akın gelen düşmana geçit vermiyordu. Yoğun düşman ateşi altında defalarca kurşun ve şarapnel parçaları ile yaralanmış olmasına rağmen savaşmaya devam ediyordu. Bir zaman sonra kalabalık düşman askerleri karşısında Türk Tugayının burada tutunamayacağını anlayınca, hiç olmazsa arkadaşlarının kurtulması için;
"BANA MAKİNELİ TÜFEK VE BİR SANDIK MERMİ BIRAKIN VE SİZ GİDİN. BEN ZATEN BU YARALAR İLE KURTULAMAM. HİÇ OLMAZSA DÜŞMANI OYALAR, SİZİN ÇEKİLMENİZİ SAĞLARIM" dedi.
Arkadaşları çaresiz onun dediğini yaptılar...
Hacı Altıner tek başına saatler boyunca savaştı ve düşmana geçit vermedi. Hava karardığında mermisi bitmiş, düşmanda ateş etmeyi kesmişti. Tam 14 yerinden yaralı olan Hacı Altıner, tüfeğinin kayışını boynuna doladı ve yaralarını umursamadan sürünmeye başladı. Ve sabaha kadar sürünerek bir yola ulaştı. Ama artık gücü tükenmişti. Daha fazla direnemedi ve gözlerini oracıkta kapadı.
Bir süre sonra bir Amerikan konvoyu yol üstünde yatan Hacı Altıner'i fark etti ve en yakın hastaneye yetiştirdi. Daha sonra Tokyo'da 6 ay hastanede tedavi gördü.
Hacı Altıner bunu kendi ağzından şöyle aktarır:
“Kunuri savaşındaki başarım hem Türkiye’de hem de Amerika’da büyük yankı uyandırmıştı. Çok sayıda Çinlinin tek ikmal yolu olan köprüyü 12 saat süreyle tutmuş, BM kuvvetlerine geri çekilebilmeleri için cephe açmış, tesadüfen bulduğum tahrip kalıplarını ateşleyerek 2000 düşman askerinin ölmesini sağlamıştım. 6 ay Tokyo’da General Hospital hastanesinde tedavi gördüm.
Kore’de savaşan Birleşmiş Milletler üyesi birlikleri ABD’de ve Fransa’da temsil edecek muharipler heyetinde yer almak üzere Türkiye’yi temsilen bir asker davet eder Ülkemizi temsilen Kore’de savaşan askerler arasından Hacı Altıner’in anılan heyette yer alması Milli Savunma Bakanlığınca kararlaştırıldı.
Hacı Altıner 19 Ekim 1951-5 Aralık 1951 tarihleri arasında Abd'ye 47 günlük bir seyahat gerçekleştirdi. Bir savaş kahramanı olarak üst düzey protokol ile ağırlanan Hacı Altıner ve birlikte olduğu heyet ABD Başkanı Harry S. Truman tarafından ağırlanmıştı. Er Hacı Altıner ve Çavuş Ziya Buraş, 24 Ekim Birleşmiş Milletler Günü kutlamaları için Vaşington’da düzenlenen törene katılmıştır. Başkan Truman, müttefik ülkelerden askerleri kabulünde “Hür dünyaya yaptığınız hizmetlerden dolayı sizleri tebrik ederim.” ifadelerini kullanmıştır. Hacı Altıner, Güney Kore’nin savunulması için askeri müdahalede bulunan BM üyesi 13 ülkeden 23 asker ABD’nin çeşitli eyaletlerinde ağırlanmıştı. Amerikan halkına olağanüstü kahraman olarak tanıtıldı. Bir çok eyalet ve şehrin altın anahtarları ve şeref madalyaları verildi. Amerikan ordusunun savaş madalyası olan gümüş yıldız ile onurlandırıldı. Ayrıca Güney Kore Cumhurbaşkanınca liyakat madalyası, Birleşmiş Milletler üstün hizmet madalyası, Fransa tarafından Légion d'honneur ile ödüllendirildi.
Hacı Altıner Memleketine döndüğünde yaşamını yoksulluk içinde sürdürmeye devam etti. Kısa bir süre sonra da Batı'nın hayali kahramanları ile avutulan toplumumuz diğer birçok kahramanlarımız gibi Hacı Altıner'i unuttu.
Yıllar geçti...
Hacı Altıner vücuduna yediği 14 kurşun sebebi ile artık bedensel faaliyetlerine hakim olamaz duruma gelmişti. Gazi olduktan sonra geçirdiği 16 yoksul yıl boyunca kimseden en ufak bir yardım talebinde de bulunmadı. Ancak 16 yıl sonra Türkiye Büyük Millet Meclisi, Kayseri Milletvekili Hüsnü Dikeçligil ve 69 arkadaşı tarafından hatırlandı ve Gazi Hacı Altıner'e maaş bağlanması teklifiyle Meclise yasa tasarısı teklifi gönderildi.
Teklifin gerekçesi şöyledir; "Hala Ankara'nın Dikmen semtinde oturan, Sarıkamış ilçesi, Karaurgan bucağı, İslamsor köyünden Mehmet Mirzaoğlu, 1928 doğumlu Hacı Altıner, 6 çocuk babası olup sekiz nüfuslu bir aileyi geçindirmek mecburiyetindedir. 14 yara almış bu Kahramanımızın hâtıraları henüz hafızalarda taze olduğu için geniş şekilde yeniden ifade edilmesi yersiz olur. Bu Gazimizin aldığı yaralar, zamanla reaksiyonlar yaratmış ve hiç bir işte çalışamaz duruma gelmiştir. Yukarıda izah olunan sebepler karşısında kalabalık bir aileye bakmak zorunda olan ve hiç bir işte çalışamaz durumda bulunan Hacı Altıner'e Vatani Hizmet Tertiribinden, hayatta bulunduğu müddetçe 1000 lira aylık bağlanmasına hakkaniyet icabı ve Milli bir görev olduğu kanısıyla ilişikteki kanun teklifi hazırlanmıştır. "
Bu kanun teklifini duyduğunda Hacı Altıner'in verdiği cevap ise şu oldu;
"Bundan 16 sene evvel Gazi olarak layık olduğum manevi alakayı gördüm. Ben tıpkı İstiklal Savaşında üstün yararlılıklar gösteren vakur Kahramanlar gibi devletten özel bir muamele istemiyorum. Çalışıp kazanırım."
Her ne kadar Hacı Altıner böyle bir duruma razı olmasa da, Türkiye Büyük Millet Meclisi sırf onun için çıkarılan özel bir kanunla 1968 yılında, yani Kore savaşından tam 18 yıl sonra aylık 500 lira maaş bağlanmasına karar verdi.
1969 Yılına gelindiğinde Kıbrıs'da rumların yapmış olduğu katliamlardan sonra ABD Başkanı Lyndon B. Johnson tarafından Başbakan İsmet İnönü’ye 5 Haziran 1964 tarihinde gönderilen, Türkiye’nin Kıbrıs’a müdahalesini önlemek amacıyla yazılan ve Johnson Mektubu olarak bilinen yazışmanın basına yansımasının ardından Hacı Altıner, şahsına verilen madalyaları sahiplerine iade etmek üzere BM Genel Sekreteri U. Thant’a ulaşma girişiminde bulunmuştu. Kıbrıs’ta yaşanan gerilime yönelik ABD’nin tavrına tepki olarak Hacı Altıner’in şu ifadeleri kullandığı aktarılmaktadır:
"İnsan hakları uğrunda Kore’de müttefiklerimizle omuz omuza birbirimiz için can verdik, kan verdik. İcap ettiği yerde aynı şeyi yapmakta vaatli olan Birleşmiş Milletlerin vaadini tutmadığını görüyorum. Kıbrıs olaylarına Birleşmiş Milletlerin göz yummasından üzüntüm çok büyüktür. Kunuri savaşlarında yanı başımda çarpışan Amerikalı albay Cambynin bizlere yaptığı konuşmaların aldatıcı olduğuna işaret ederken Vovan vadisinde hayatının tarafımdan kurtarıldığını hatırlatmak isterim. Kızıl Çinlerin akınını 13 saat durdurup panik halinde Birleşmiş Milletler Kuvvetlerinin yeniden cephe almasını sağlayan Kore Türk tugayının temsilcisi tek askerim. İcab ederse Kıbrıs’ta da bu durumumu muhafazaya hazırım” diyerek bizzat Amerikan Başkanı tarafından kendisine verilen Gümüş Yıldız Madalyasını, Kore Cumhurbaşkanının liyakat madalyasını, Birleşmiş Milletler hizmet madalyasını, Fransız Légion d'honneur nişanını, Amerika'nın muhtelif şehir ve eyaletlerinin kendisine verilen altın anahtarlarını ve madalyalarını geri vermiştir.
İşte Hacı Altıner böyle bir Vatansever, böyle bir Kahramandı. Aslında şanlı tarihimizin her döneminde böylesi Kahramanlar hep var olmuştur. Ama biz ne yazık ki, içimizden çıkan Hacı Altıner'leri değil, daha çok hayal ürünü kahramanları biliriz.