Romantik İlişkilerde Bireyler Neden Birdenbire Değişir?
Aşk maddeyi umursamaz.
Sevgili Typelish okurları, her birimiz hayatımız boyunca değişimler geçirmiş veya hayatımızda yer alan insanların köklü değişiklikler geçirerek farklı yollar çizebildiklerini de gözlemleyebilmişizdir. Birçok kişiye göre sabit olmaktansa değişim çoğu zaman iyidir. Yine de bu değişimler kimi zamanlar kalp kırıcı olabilmektedir. Yukarıda bahsedilen ve hayatımızda yer alan insanların farklı yolları denemeleri hususu romantik ilişkilerde terk edilme, aldatma gibi kötü sonuçlara da gebe olabilmektedir. Bu yazıda romantik ilişkilerde insanların sosyokültürel yapılıları neticesinde değişimlerini ve hayatlarına dair nasıl yol aldıklarını göreceğiz. Araştırma yapılırken heteroseksüel ilişkiler ele alınmıştır. Değişim hususları incelenirken daha çok belli başlı faktörler incelenmiştir. Bu faktörler şunlardır: Yaşa bağlı, maddi durumlara bağlı, eğitim seviyesine bağlı.
Romantik İlişkilerde Görülen Faktörler
Romantik ilişkilerin karmaşıklığı hepimizin malumudur. Bu ilişkileri etkileyen faktörler vardır. Bunlar arasında fiziksel görünüm, maddiyat, eğitim seviyesi, aile yapısı ve kültür gibi geniş bir yelpazede sayabileceğimiz birden çok unsur sayılabilir. İlişkinin başında bazı faktörler atlanırsa ilişki sağlıklı olmayan temeller üzerine inşa edilebilir ve belirli zaman sonunda ilişkiler büyük bir yıkımla bitebilir. Bunun önüne geçmek için ise çiftlerin sağlıklı bir iletişim kurmalarının şart olduğunu söylemeliyiz. Bulunan kaynaklarda ilişkilerde en büyük sorunların başında iletişim eksikliğinin geliyor oluşu olduğunu görebiliyoruz. Bunun yanı sıra insanların yaş aldıkça hayattan beklentileri de değişebilmektedir. Bu duruma kadın denkleminden bakarsak, üniversite hayatı boyunca eğitime aşık bir birey beklediğini bulamadığı ilişkilerinden sonra, üniversitenin de bitişinin ardından maddiyata önem vermeye, kendi eğitim seviyesinden düşük insanlarla birliktelikler yaşamaya da başlayabilir. Bu durum kendisi için ne kadar doğru ve mantıklı bir şekilde gözükse bile, dışarıdan ister istemez onu yargılayacak yorumlara maruz da kalacaktır. Bu düşünceler neticesinde konuda bahsi geçen birey, hayatında yer almış eski eğitimli ve yüksek bilgi birikime sahip partnerini bırakarak daha düşük seviyelere gidebilir. Bu değişimler bir bakıma erkeklerde de olan bir şeydir. Erkek denkleminde ise daha çok fiziksel özelliklerini zaman içinde beğenmediği partnerini, daha güzel ve daha iyi görünen bir kadınla aldatabilir veya o beğendiği partneri terk edebilir. Bunun sonucunda tatminkâr olamayan erkek hayatı boyunca düzenli bir ilişkiye kendisini ait hissedemeyecek veya mutluğu bulamayacaktır. Erkeklerin çok fazla yüzeysel ilişki istekleri, kadınların maddiyata yönelmeleri gibi unsuların birçoğunun başında kendini iyi bir şekilde yetiştirmeme unsuru yer alır. Çevrenizde denk gelmiş olabilir, belli bir yaştan sonra insanlar eğitim seviyelerine bakmaksızın, düşük profil insanlara maddiyat için giderek uzun ilişkilerini heba edebiliyorlar. Örnek olarak, hayatınızda uzun yıllar kalmış partnerinizin olmadığı birisi gibi davranarak tamamen değişmesi ve içinde barındırdığı özelliklerin tam tersi insanlarla birlikte olması oldukça fazla yaralayıcı olabilmektedir. Bu örnekleri oldukça fazla geliştirerek uzatmak mümkündür. Bu sorunların içine maddiyat, güzellik kıstası gibi şeyleri de içine alarak kapsamı genişletebiliriz. Sizde eğer biraz düşünürseniz hayatınızın bir döneminde bu tarz sizi şaşırtan anlar yaşamışsınızdır. Oysa partnerler tüm sorunlarını iyi bir şekilde iletişime geçerek konuşabilseler ve sorunlarından, beklentilerinden bahsedebilseler bunlar çözülebilecektir ve insanlar birbirlerini aldatma, görece olarak çevrelerinden saygısızca görünme gibi durumlara maruz kalmak zorunda da kalmayacaklardır. Hatırlatmalıyım ki ne olursa olsun hayata bir kere geliyorsunuz ve kendi seçimlerinizi insanların yargılarına göre yapmamanızda fayda var.
Eğitim Faktörü Değişimleri Nasıl Etkiler?
Yukarıda da verilen bilgiler ışığında görülebileceği üzere insanlar hayatlarının belirli evrelerinde değişimlere girebiliyorlar. Eğitim unsuru, insanların hayatlarının değiştiren bir süreci kapsamaktadır. Bu süreç, bireylerin küçüklükten yetişkinlik düzeylerine gelene kadar karakterlerinin oturmasına ve kişiliklerinin şekillenmesine olanak tanır ve yardımcı olur. Bu eğitimden maruz kalmış bireyler ise kendi kişiliklerini bulamaz ve zamanla bazı bozuklukları da benliklerinde geçirebilmektedirler. Bu bazı zamanlar bireylerin aniden farklı yollara sapabilmesine olanak tanır. Romantik ilişkilerde eğitimin önemine gelecek olursak, eğer partnerlerden birisi farklı heyecanlar tatmak, yeni deneyimlere yelken açmak adına kendisinden düşük eğitim seviyesinde birisiyle ilişki yaşamayı tercih ederse bunun sonuçlarının oldukça zararlı olduğu yapılan bazı araştırmalarda görülebilmektedir. Zhang’ın yaptığı "Çiftlerin Eğitim Seviye Farklılıklarının Evliliklere Olan Etkileri" adlı çalışmasında bahsedilen sonuçlarını bazılarını görebiliyoruz. Bu sonuçlarda ise, çiftlerin eğitim düzeylerinin farklı olması sonucunda evliliklerde boşanma oranlarının artışı arasında pozitif bir denklem bulunduğu gözlemleniyor. Ayrıca bu araştırmada, kadının erkeğe göre eğitim seviyesi daha yüksekse bu oranın daha da arttığı görülebilmektedir. Tam tersi, erkeklerin eğitim seviyesinin yüksek, kadının daha düşük eğitim seviyesi oranlarında ise, bu durumun boşanma oranlarına pozitif bir etki yapmadığı görülmüştür. Bu durumdan aldığımız bulguları şöyle bir çıkarım yaparak açıklayabiliriz. Eğitim seviyesi kadına göre daha yüksek bir erkek, hayatında yer alan kadınla sorunlarını çözmede daha başarılıyken, tam tersi kadının yüksek olduğu durumlarda ise kadınların bu konuyu belirli zamanlarda sorun yapabildiği ve boşanma oranlarının arttırdığı görülmüştür. Eğitim seviyesi farklılığına rağmen süren uzun süreli evliliklerde veya ilişkilerde, zamanla çiftlerin bu seviye farkını öne plana çıkararak tartışmalarda eğitim kavramı olgusunu kullandıkları da yer almıştır. İlişkinin başında eğitim seviyesini önemsemeyen birey daha sonradan bunun farkına vararak birdenbire farklı bir yola girebilir. Ayrıca, bu ilişkilerde doğan çocuklarda kültür ve eğitim açısından bir karmaşa içinde kendilerini bulurlar. Bu çıkan sonuçlara rağmen bu araştırmanın belirli sınırlılıklarının olduğunu da söylemeli ve kesin bulguları içermediğini aktarmalıyız.
Tüm bunların yanında, farklı eğitim seviyelerine sahip kişilerin farklı zihniyet yapıların da bulunduğu bir gerçektir. Üniversite görmüş, yüksek tahsilat yapmış bir bireyle, bunları görmemiş bir bireyin zihniyetleri ne kadar uyuşuyor gibi gözüksede ilişkilerin bazı zamanlarında çatlakların ortaya çıktığı ve büyük problemlerin de çıkan çatlaklarla birliklte gelerek sorunları büyük ilişki yarıklarına dönüştürdüğü görülebilir.
Maddi Faktörler Değişimleri Nasıl Etkiler?
Romantik ilişkileri etkileyen en büyük faktörlerden birisi de maddi unsurlardır. Bunun ana nedeni ise maddiyatın insan hayatında önemli bir yere sahip olduğu gerçeğidir. Kimi zaman bireyler ilişkilerine başlamadan önce maddi açından onlara kolaylık sağlayacak partnerleri seçebilmektedirler. Hatta kimi zaman bireyler, uzun süreli ilişkilerinden maddi nedenlerden dolayı ayrılıp, daha iyi koşulları arama gayesine bile gidebiliyorlar. Bunun birden çok nedeni olabilir. Bunlar arasında, ilişkinin başında maddi kaygılar gütmeyerek partnerine ait fiziksel ve kültürel özelliklere aşık olmaları, daha sonradan maddi isteklerin ortayı çıkması, ilişkinin başında maddi gücü yüksek partnerinin bir anda kötü duruma düşmesi ve bunun neticesinde beklentlerin karşılanmaması gibi durumları sayabiliriz. Bunların neticesinde eski partnerlerini bırakan bireyler hızlı hareket ederek sırf maddi durumu iyi diye kültür ve eğitim açısından kendisinden daha düşük bir yeni partner bulabilmektedirler. Bu konuda bazı açılardan eğitim faktörüyle bağlantılıdır. Eğer birey maddiyat uğruna kültür ve eğitim olarak kendisinden alt bir partner seçerse bazı sonuçları da göğüsleme zorunda kalacaktır. Bu bahsi geçen durumun zararlı yanlarından bazılarını ”Çiftler Arasindaki Eğitim Seviyesi Farkının Evlilik İçi Çatışmalarda Kullanılan Davranış Türleri Üzerine Etkileri” araştırmasında görebiliyoruz. Bu yolu tercih eden birey ilk zamanlar ne kadar mutlu veya iyi hissediyor gibi görünsede, bir zaman sonra kendisinin yaşadığı hayatı eğreti bularak, yeni partnerinin ona karşı yaklaşımını beğenmeyerek hata yaptığını anlayabilir ve eski partnerine geri dönmek isteyebilir. Hatta bunun neticesinde yeni partnerinden gördüğü fiziksel ve ruhsal şiddete varan kötü sonuçlarla da karşılaşabilir. Bu ortaya çıkan sonuçlar bireylerde büyük tahribatlar da bırakabilmektedir. Çünkü, eğitim hayatta sahip olabileceğiniz en değerli kaynaklardan birisidir. Maddi açıdan düşüşler romantik ilişkilerde bireylerin birdenbire değişerek farklı yollara gitmesine sebep olan ana etkenlerden birisidir
Yaş Faktörü
Bilgiler ışığında bireylerin ilişki seçimlerinde maddiyat, eğitim seviyesi gibi olguları ön plana alarak partner seçimi yaptıklarını görebilmiştik. Yaş olgusu da bu seçimlerin başında gelir. Yapılan araştırmalarda kadınların kendilerinden yaşça daha olgun partnerleri seçtiği erkeklerin ise daha genç partnerlere gittiği görülmüştür. Bu bazen tam tersi de olabilmektedir. Bu genel olarak yukarıda yer alan maddiyat ve eğitim olgusuyla da örtüşebilmektir. Kadınların maddi açıdan daha iyi seviyelerde olduğunu düşündüğü, kendilerinden büyük veya bazı zamanlar da küçük yaşta partnerlere gittiği görülebilmektedir. Erkeklerin ise genel olarak kendilerinden daha genç partner arayışlarında oldukları, bunun en büyük etkeninin altında ise fiziksek özelliklerin yattığı görülmüştür. Erkekler yaşça genç kadınların daha güzel ve daha çekici olduğunu düşünmektedirler. Ayrıca romantik ilişkilerde, belirli yaş oranlarından sonra kadınlar ve erkeklerin partner arayışlarında da değişimler gözlemlenebiliyor. Bazı araştırmalarda kadınların maddi kaygılar etrafında ilerlediği, erkeklerin ise yüzeysel ve fiziksel etkenler neticesinde farklılaştığı ve partnerlerini değiştirmek istediği görülebilir. Örnek olarak üniversite yıllarında partnerlerinin skalası modern ve entelektüel bir doğrultuda ilerleyen birisi yaş aldıkça bu tarz olguları önemsemeyerek maddiyata veye fiziksel özelliklere yönelebilmektedir. İlişkilerde yaş almak, kendi içinde sorunları çözemeyen çiftlern birdenbire değişmelerini sağlayabilmektedir. Bunun oluşmasında öne çıkan ana unsurlar ise yaş aldıkça çevrenin değişmesi, ailesel baskılar ve beklentilerin farklılaşması gibi durumlardır.
Sonuç
Görülebileceği üzere romantik ilişkilerde partnerlerden birisi romantik aşkı aniden ve sebepsiz yere hissetmeyi bırakabilir. Bırakılan veya terk edilen bireyler bunun "neden" olduğunu da anlamayabilirler. Bunun cevabını kısa da olsa yukarıda verilen unsurlarda yattığını görebiliyoruz. Aniden ve gizemli bir şekilde partnerine karşı hislerini kaybetmiş birçok insan örneği de hayatımızın bir köşesinde yer almaktadır. Genç bireylerde beklentiler farklıdır ve maddi unsurların oranı da bu beklentilerin doğrultusunda azdır veya çoktur. Yaş aldıkça bunlar değişiri. Bu ani değişimler uzun süreli ilişkilerde daha çok görülür. Bu değişime giden yollları ise şöyle aktarabiliriz, öncelikle tipik olarak ilişkinin ilk başında yer alan hayranlıklar azalır ve partnerini değiştirmek isteyen birey kendisinin haklı olduğunu düşündüğü durumlarda daha istikrarlı ve daha gerçekçi adımlar atmak ister. Bu adımlar ilişkiyi ayrılığa ve aldatmaya götürebilir. Bu unsular sonucunda terk edilmiş çok fazla insan örneği de vardır ve bu onların bakış açısından sadece aniden ortaya çıkmıştır. Ama bu aniden olan bir şey değildir. İlişkinin başında atlanan eğitim seviyesi, fiziksel olgular, kültür farklılıkları gibi unsurlar ve görülemeyen bazı gerçekler bunun neticesidir. Peki neden bireyler gerçekleri ve farklılıkları göremez? Birisi sizi sevdiğinde veya siz de onu sevdiğinizde, beyniniz serotonin, oksitosin ve dopamin salgılar. Zihniniz o kişiyi mutlu nörokimyasalların kaynağı olarak görür ve bağımlı olursunuz. Bu tam olarak bilimsel bir açıklamadır. Zamanla bunlar azalabilir ve bireyler o anda duygularını mı yoksa mantıklarını mı izleyecekleri seçimini yapmak zorundadırlar. Kimi ilişkilerde partnerler bu sorunların üstesinden gelebilirken kimileri ise gelemez. Son olarak, insanların değişebileceğini ve hatanın tamamıyla sizde olmadığını unutmayın. Ani değişimler gördüğünüz partneriniz varsa, detaylıca tüm süreci düşünün ve kendinizi iyileştirme yoluna gidin. Kim bilebilir, belki de partnerinizin sizi terk etmesini sağlayan ve sizi acıtan bu değişimler gelecekte sizin yaranınıza bile olabilir.
Kaynaklar
Andrea L. Meltzer , Men Still Value Physical Attractiveness in a Long-Term Mate More Than Women: Rejoinder to Eastwick, Neff, Finkel, Luchies, and Hunt
Beth Fowkes Tobin , Maureen Daly Goggin , Introduction: Materializing Women
Jude Cassidy, Adult Romantic Attachments: A Developmental Perspective on Individual Differences
Karl Grammer, Human pheromones and sexual attraction
Margareta Jelić, Željka Kamenov , Age Differences in Effects of Family Structure and Quality on Attachment to Family and Romantic Partners
Monica Butnariu, Biochemistry of Hormones that Influences Feelings
Victor Karandashev , A Cultural Perspective on Romantic Love w
Yael Sela , Why do people disparage May–December romances? Condemnation of age-discrepant romantic relationships as strategic moralization,
Zübeyir Nişancı vd. , Çiftler Arasındaki Eğitim Seviyesi Farkının Evlilik İçi Çatışmalarda Kullanılan Davranış Türleri Üzerine Etkileri
Zhang Wenhao, How Do Diffrerent Education Levels of Couples Affect Marriage?