Ruh'un Aşk'ı Aradığı Zorlu Serüven: Eros ve Psyche

Psyche ihanet ettiği sevgilisinin gönlünü kazanabilecek mi? Eros Psyche'yi affedebilecek mi? Peki ya Afrodit'in kıskançlığı?

En çok duyduğumuz mitolojik kahramanlardan biri belki de Afrodit. Özellikle güzel bulduğumuz kadınları tanımlamak için çokça kullandığımız bir metafor “Afrodit gibi!”. Ancak kaçımız biliyoruz Afrodit’in tam bir kaynana edasıyla müstakbel gelini Psyche’ye çektirdiklerini? Oğlunu sevdiği kadından ayırmaya çalışan kıskanç bir kaynana olduğunu? Kendisinden daha güzel birinin varlığını çekemediğini? Gelin Afrodit, Eros ve Psyche’nin hikayesine yakından bakalım.

Bir zamanlar üç güzel kızın babası olan bir kral vardı ve kızların en küçüğü o kadar güzeldi ki insanlar onu güzellik kraliçesi olarak kabul etmişlerdi. Ona tapıyorlar ve sürekli çiçekler sunuyorlarmış. O sırada Afrodit artık kendisine çiçek verilmediği ve bu güzel kadın Psyche’nin kendi yerine konulduğunu duyunca kıskanmaya başlamış ve intikam almaya ant içmişti. Tanrıça, oğlu Eros’u huzuruna çağırıp haddini bilmeyen bu genç kadını öldürmesi emrini vermişti. Annesinin emrini yerine getirmek için Psyche’yi bulmaya giden Eros hiç aklına gelmeyecek bir şey yaşar. Psyche’nin güzelliğini görünce kendini kaybetmiş ve kendisini ona aşık olmaktan alıkoyamamıştı. Gönlünü kaptırdığı bu güzelliği öldürmeye kıyamamış ve Olimpos’a dönmüştü. Kıskanç Afrodit ise oğlu Eros’un incitmeye kıyamadığı en büyük rakibi Psyche’ye hayatı zindan etmişti. Saraydan kaçmayı başarabilen Psyche bir dağın zirvesine doğru tırmanmaya başlamıştı. Önce ölmekten korkmuş ama sonra kendisi için söylenen kehaneti hatırlamış. Psyche’nin kaderinde “ne Tanrıların ne de insanların karşı koyabileceği bir canavar” ile evlenmek varmış. Bunu hatırlayan Psyche kendisini kayalık uçurumlara bırakıvermiş. Psyche’yi uzaktan takip eden Eros böyle bir şeyi yapabileceğini önceden tahmin etmiş ve Zephyrus’a Psyche’yi kurtarıp Eros’un özel olarak hazırlattığı ıssız adaya götürmesi emrini vermişti. Böylelikle ölmeyi bekleyen Psyche kendisini büyüleyici bir sarayın eşsiz bir bahçesinde bulmuştu. Sarayda kendisine gözükmeyen ama istediği her şeyi yapmaya hazır hizmetkarları varmış. Eros güneş battıktan sonra Psyche’nin gönlünü almaya gelmiş. Eros, Psyche’ye onun sadık sevgilisi olacağını, sadece geceleri gelip yalnızlığını gidereceğini ve hizmetkarların onun emrinde olduğunu ancak sadece 2 şeyi isteyemeyeceğini söylemişti. Psyche, sadık ve esrarengiz sevgilisine asla adını sormayacak ve onun yüzünü görmek için çabaya girmeyecekti. Psyche, bu şartları kabul etmişti. Her gün sarayda ve bahçesinde vakit geçiriyor akşamları da sevgilisi ile yalnızlığını gideriyordu.

Bir süre sonra ailesini merak eden Psyche hizmetkarlarından kız kardeşlerini getirmesini istemiş. Adaya gelen kardeşleri, Psyche’nin yaşadığı hayatı kıskanmış ve ona bir canavarla evleneceği kehanetini hatırlatmışlar. İçine kurt düşen Psyche kız kardeşlerinin kışkırtmasıyla sadık sevgilisini merak etmiş ve o gece sevgilisi uyurken ufak bir lamba ile ona yaklaşmış ve yüzünü görmeye çalışmış. Korkunç bir canavar beklerken Eros’un muhteşem güzelliği ve parlayan mermer gibi bedenini görünce şaşkınlıktan donakalmıştı Psyche. Onu uyandırmamak için sessizce onu izleyen Psyche, Eros’a iyice yakınlaşmış ve farkında olmadan vücuduna lambadan yağ damlatarak onu uyandırmıştı. Durumu fark eden Eros, Psyche’yi affetmemiş ve gökyüzüne doğru süzülerek Psyche’yi terk etmişti. Gözyaşlarına boğularak uyuyakalan Psyche sabah uyandığında ortada ne bahçe vardı ne de saray.


Psyche uzun yürüyüşler sonucunda bir mağara bulmuş ve Tanrılara aşkını geri kazanmak için yalvarmış. Bu yalvarışlarını duyan Demeter, ne Tanrıların ne insanların karşı koyabildiği Eros’u geri getirmek için annesi Afrodit’i ikna etmesi gerektiğini söylemişti. Tavsiye üzerine Psyche Afrodit’e gitmiş ve kendisine hizmet etmek için yalvarmıştı. Afrodit’in Psyche’ye olan öfkesi hala geçmemişti. Onun isteğini kabul etmiş ama Psyche’ye imkânsız görevler vermişti. Her görevde Eros, Psyche’ye hissettirmeden ona yardım etmiş ve Afrodit her seferinde daha çok öfkelenerek daha zor görevler vermişti. En son Afrodit Psyche’den Yeraltı Krallığı’na giderek Hades’in kraliçesi Persephone’dan solan güzelliği yerine getiren sihirli yığından bir kutu almasını buyurmuş. Aşkına kavuşmak için her türlü zorluğu göze alan Psyche bir “iç ses”in yönlendirmeleriyle Yeraltı Krallığı’ndan kutuyu alarak sağ salim geri çıkabilmişti. Çok yorulan ve bitkin düşen Psyche bu kutudaki yığından bir miktarını kendi için kullanmaya karar vermiş ve kutuyu açmış. Kutudan etrafa yayılan “Uyku Ruhu” Psyche’yi derin bir uykuya yatırmış. Sevgilisini uzaktan takip eden Eros hemen yanına süzülmüş ve “Uyku Ruhu” ile kutusuna geri dönene kadar savaşmıştı.

Sevgilisini uyandıran Eros ona tüm sıkıntıların bittiğini ve artık yanından bir daha ayrılmayacağını söylemişti. Birlikte Olimpos’a dönüp Zeus’un karşısına çıkan Eros Tanrılardan aşklarına merhamet göstermelerini istemiş ve Psyche’ye ölümsüzlük bahşetmelerini rica etmiş. Bu isteği kabul eden Yüce Zeus’tan sonra Afrodit de Psyche’nin Eros’a layık bir eş olduğuna ikna olmuş ve isteklerini onaylamış çünkü Psyche (Ruh) gerçek mutluluğu bulmak için daima Eros (Aşk) ile yaşamalıdır.

Hikâyeden gördüğümüz üzere, güzeller güzeli Afrodit kendi kibirine yenik düşerek Ruh ve Aşk’ı birbirinden ayırmış zamanında. Aşk, Ruh’u terk etmiş çünkü Ruh’un merakı ilişkilerindeki güveni zedelemiş. Ancak, Aşk Ruh’u affedemese bile onu sevmeyi ve korumayı hiç bırakmamıştı. Ruh, Aşk’ına kavuşmak için her türlü zorluğu göze almıştı. Bu yolculukta çok yıpranmış ve bitkin düşmüştü. Ruh’u tekrar canlandıran ve mutlu eden Aşk’ın ona geri dönmesiydi. Psyche’nin ilişkinin iki kutbu olan ihanet ve sadakat arasındaki serüveni bize hatırlatıyor ki Ruh ve Aşk birbirinden ayrı uzun süre duramaz ama kavuşmaları için de önce kendi engellerini aşmalılar. Eros mutlaka Psyche’yi affedecektir, yeter ki Psyche bu yolculuktan vazgeçmesin.

Zorlu yolculuklarınızın sonunda ruhunuzun aşka kavuşması dileğiyle.

 

*Hikaye Emilie Kip Baker’in Antik Yunan ve Roma Hikayeleri kitabından kısaltılarak alınmıştır.