Ruhunu Portakal Kabuğu Gibi Zorla Sıkarlar

Asidik Bir Zihin Patlaması!

İletişim

reklam

1.

Kişiler arasında, duygu, düşünce, bilgi, haber alışverişi, duygu, düşünce, bilgi ve haberlerin, akla gelebilecek her türlü biçim ve yolla, kişinin karşılıklı olarak aktarımı.

2.

araştırmacıların açıklaması.

3.

telefon, telgraf, radyo, televizyon vb. gibi aygıtlardan, yazı, simge ve benzeri araçlardan yararlanılarak bilgi alışverişi yapılır.

 

“Yazılı olarak oldukça net olan bir kavram hayat içinde muhtemelen ayaklar yerden kesiliyor.” Bu cümlem bile yazılı olarak oldukça net ancak sistemde açılan matruşka dosyaları gibi hızla fermente oluyor. Sorun da bu zaten! Bunu sorun olarak bana algılayan etiketlere hiç değinmiyorum bile.

Ve işte belanın adını veriyor: POSTMODERNİZM.

Adının daha sonradan konulacağı bu dönem içinde kırıldıkça kırılıyor, ufalandıkça ufalanıyoruz. Maddenin en küçük yapıtaşı atomu yani o derece bilemeyebilir. Tamamı abarttım ama bu da post modernizmin yan etkisi, çok özür diliyorum.

Yukarıdaki tanımın tüm taşlarını ayrıntılarından önce, bu belanın bize neler olduğuna inceden bakalım.

  1. Yabancılaşma hissi
  2. “Ben de mi riyakârım, Brütüs müsün?” etki
  3. “Bırakınız yapsınlar, öyle de olur” ya da Orhan Gencebay'ın dediği gibi “Bence, sen de haklısın…” deyişinin ortasında

Genel çerçeve olarak bu üç başlık altında ve sonra da dallandırıp budaklandırabiliriz ki zaten sarmaşık gibi sarpa sarar bu bela hep içimizde ve dışımızda, biliriz.

Geri dönüyorum, “iletişim” yoluyla parça pinçik etmeye çünkü hıncımız büyük, belamız da çok.

Varan 1:

duygu

reklam

1.

duyularla algılama, duyumsama.

2.

Bir olay, kimsenin ya da nesnenin insanın iç dünyalarında yaşanan, uyandırdığı yansıma, etki, tepki, izlenim.

3.

önceden sezebilme yetisi, önsezi.

4.

Bazı eşyaların estetik, estetik açıdan değerlendirilebilmesi yeteneği.

 

İş bu yerde sarmaya başlıyor çünkü dağıldığımız atomun en derinine inerek ondan zavallı ve çaresizlik bir biçim nasıl da medet ummak zorunda kalmamızı gözlerin önüne seriyoruz. Yani haydi yukarı!

Cümlelerde onu bir kavram haline getirerek tuzla buz olmuş durumda ama kuyruklu dik tutarak yiğitliğe devam ediyoruz. Hepimiz jiletiz, jilet! (Bu cümle post modernizm içermemektedir: cümlesi post modernizm içermektedir.)

İçimiz, dışımız homojen, yolumuz heterojense biz o zaman ne anladığımız bu işten ayrıldık! Kaçış yok, eyvallah! Sağımız solumuz sobe, yandık ki hem de ne yandık!

 

 

 

Varan 2:

kabahat

reklam

1.

Düşünmenin tekdüzesine ulaşılan, düşünmenin ürünü olan görüş.

2.

dış evrenin kişinin zihnine devam eder.

3.

düşünme yetisi.

4.

tasarı, Niyet.

5.

kaygı, sıkıntı, tasa.

6.

bir kimseye özgü görüş.

7.

FELSEFE TERİMİ

düşünme eyleminin içeriği; ilke, yönetici sav.

8.

RUHBİLİM TERİMİ

zihinsel olayların sonucunda oluşan karmaşık ürün.

 

geldigelenler.com

Yıkık, viran bir bina var, hava kar, boran, fırtına ve siz hasta olmadan soğuk suyla duş almak istiyorsanız. Böyle bir durumda niyetiniz, tasarınızı nasıl şekillendirirsiniz? Hemen cevaplayayım: Yandı gülüm keten helvası!

 

Varan 3:

bilgi

reklam

1.

İnsanın aklının alabileceği gerçek, olgu ve özetlerin tümüne verilen reklamlar.

2.

bir konu ya da iş konusunda öğrenilen ya da öğretilen şeyler.

3.

bir şeyden haberi olma durumu, bir şeyi bilme durumu.

4.

araştırma, gözlem ya da öğrenme yoluyla elde edilen gerçek.

5.

insan zekâsının çalışması sonucu oluşan düşünsel ürün.

6.

FELSEFE TERİMİ

genel olarak ve ilksezi durumunda zihince kavranan temel düşünüler.

7.

FELSEFE TERİMİ

bir yargılama yapabilmek ve bir yargıya varabilmek için gereken öğelerin her biri.

8.

bilim.

9.

(bilişimde) kurallardan yararlanarak kişinin veriye yönelttiği anlam.

Ve işte zurnanın zırt dediği yerdeyiz. Dış dünya, bizden süzülüyor, damıtılıyor ve bir kaba akıyor. Bu kabın şekli, maddenin kokusu ve rengi gözümüze gerçekten yansıyan mıdır?

 

Varan 4:

haber

ad

1.

son zamanlarda geçen bir olay, yer alan bir olgu, değişen bir durumla ilgili olarak edinilen bilgi, duyulan söylenti.

2.

ülkede ve dünyada son gün ya da günlerde yer alan olaylarla ilgili olarak basın, yayın ve iletişim organlarıyla kamuya iletilen her türlü bilgi.

3.

bilme işi, bilgi.

4.

haber ajanslarının ilgili yerlere ulaştırdığı haberler metni.

5.

radyo ve televizyonda sunulan, iç ve dış olaylarla ilgili bilgiler veren kısa metin.

6.

kimi kuruluşların kendi haberlerini duyurmak için belli zamanlarda yayımladıkları bülten.

7.

(bir durumu) bildirmek, duyurmak.

8.

bir olayın, bir durumun belirtisi olmak.

 

Buyurunuz çarşamba pazarına!

 

Varan 5:

akıl

1. Düşünme, anlama ve kavrama gücü, us.

 

2. Öğüt, salık verilen yol

 

3. Düşünce, kanı

 

4. Bellek

 

Varan 6:

zihin

ad

1.

insanda anlayış, kavrayış, algılama yetisi.

2.

yaşantıları, öğrenilenleri, bunların geçmişle olan bağlantılarını bilinçli olarak kafada saklama gücü, bellek.

3.

düşünme yetisi, akıl, beyin, bilinç.

 

Akıl yalanla gerçeği, doğru ile yanlışı ayırabilme, bir konuda düşünce yürütebilme ve görüş bildirme yeteneğidir. İnsan olgunlaştıkça aklı gelişir. Zekâ ise bir olayı önce anlama, ilişkileri kavrama, yargılama ve açıklayarak çözme yeteneğidir.

 

Varan 7:

anlamak

1.

bir sözün, sözcüğün, bir simgenin, bir olay, olgu ya da davranışın ne demek olduğunu, neyi gösterdiğini kavramak.

2.

yeni bilgileri eskileriyle birleştirerek bir sonuca ulaşmak, bir tür çıkarsama yapmak.

3.

sorup öğrenmek, bilgi edinmek.

4.

duygu ve düşünce yoluyla bir şeyin değerini ayrımsamak ya da bir durumu görmek.

5.

bir şeyi doğru, uygun, yerinde bulmak.

 

6.

birinin duygu, düşünce ve isteğine katılmak, ona hak vermek.

7.

bir şeyi sezmek.

8.

hoşgörülü davranmak, anlayışlı olmak.

9.

öyle değerlendirmek, öyle kabul etmek.

10.

bir konuda özel bilgisi, geçerli uzmanlığı olmak.

11.

(daha çok olumsuz biçimi kullanılır) tadına varmak.

12.

TEKLİFSİZ (SENLİBENLİ) KONUŞMADA

birinin yediği, içtiği ya da kullandığı bir şeyden yararlanmayı istemek.

13.

(daha çok olumsuz biçimi kullanılır) doğru ve yerinde bulmamak, kabul etmemek, hak vermemek.

 

Tüm bu malzemeleri bir tencereye koyup kaynattığınızda, tadından yenmez bir füzyon mutfağı ürünüyle karşılaşırsınız. Kuşku yoktur ki burada amaç hiçbir zaman karın doyurmak değildir. Aslında Size bir sır vereyim mi? Burada amaç da yoktur, olamaz da!

Kollarınızı açıp, “Dur, gitme!” diyebileceğiniz bir sevgili adayınız bile değildir. Sarılmaz, sarılacak kadar yakınlık da kurmaz Sizinle bile isteye. Hiç güven vermez. Doluya koyarsınız almaz, boşa koysanız dolmaz. Cins mi cinstir, Sizin anlayacağınız. Ah, yasaklı kelimeleri de kaçırıverdim ağzımdan: Anlam, Anlama, Anlamak. Yasaklı oluşları, Adem ve Havva’dan. Ezeldendir ezelden. Ebedidir, tez elden.

Adım adım gizliden girmeye çabaladığınız bir dehlizden farksızdır. Ucundaki balçık ayaklarınıza dolanacak. Kuruyan damarlar toz dumanla gözünüze kaçacak, oradan hop sinirlere ileti var!