Rus Oligarkların Türkiye Açısından Sonuçları Ne Olacak?
Abramoviç, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve hükümetine yakın olduğu yönündeki iddiaları şiddetle reddediyor.
Rus milyarder Abramoviç'e ait iki süper yatın Türkiye kara sularına demir atması Türkiye'de yatırım yapacağı iddialarını gündeme getirdi. CHP'li Çakırözer bunun uzun vadede Türkiye'yi "sıkıntıya" sokabileceğini belirtti.
Avrupa Birliği (AB), İngiltere ve Kanada'dan gelen yaptırımlar sonrası, mal varlıkları için güvenli limanlar arayan Rus oligarkların Türkiye gibi ülkelere yönelebileceği haftalardır tartışılıyor.
İngiliz hükümetinin el koyduğu Chelsea Futbol Kulübü'nün sahibi, Rus milyarder Roman Abramoviç'in iki süper yatını Türkiye kara sularına demirlemesi, Batı'nın yaptırımlarına karşı varlıklarını Türkiye'ye taşıyabileceği iddialarını kuvvetlendirdi.
Abramoviç'in 600 milyon dolar değerinde ve 140 metre uzunluğundaki "Solaris" adlı süper lüks yatı önceki gün Bodrum'a demir atmıştı. Dün de ikinci bir yat daha Türkiye karasularına ulaştı.
Uzunluğu 162,5, genişliği 23 metre olan "Eclipse" adlı süper yat Marmaris Limanı'na demirledi.
Reuters'in haberinde Abramoviç'in yanı sıra başka Rus zenginlerin de yatırım için Türkiye'yi değerlendirdiği kaydedildi.
Türkiye ise ilkesel olarak Batı'nın yaptırımlarına katılmayacağını açıklamıştı.
Peki Batı ülkelerinin yaptırım listesine eklenen Abramoviç'in ve diğer süper zengin Rus iş insanlarının yatırımlarını Türkiye'ye taşımasının ne gibi sonuçları olur?
"Türkiye'nin itibarını zora sokar"
DW Türkçe'ye konuşan CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, "Batı'nın, Avrupa Birliği'nin, uluslararası kuruluşların, ABD ve birçok ülkenin ambargo uyguladığı, mal varlıklarına el koyduğu isimlerin Türkiye'de serbestçe dolaşması, mal varlıklarını burada koruyabilmesi ve hatta ticari ilişkilerini Türkiye üzerinden sürdürebiliyor olması durumu şu anda belki kısa vadede Türkiye için kâr gibi gözükse de uzun vadede Türkiye'nin itibarını zora sokacaktır" diyor.
Abramoviç'in geçen hafta özel jetiyle Moskova'dan İstanbul'a gittiği de tespit edilmişti. Hava yolu takip sisteminin verileri söz konusu jetin İstanbul ve Moskova arasında üç gün içinde iki uçuş gerçekleştirdiğini tespit etmiş, Abramoviç, İstanbul uçuşu öncesinde Tel Aviv'de havaalanında fotoğraflanmıştı.
Offshore üzerinden yatırımlar
Organize Suç ve Yolsuzluk Raporlama Projesi'ne (OCCRP) göre Roman Abramoviç'in çeşitli ülkelerdeki bilinen varlıklarının toplam değeri 8 milyar doları geçiyor. OCCRP'ye göre Abramoviç'in süper yatı "Solaris" Bermuda merkezli bir offshore şirket olan Beautiful Seascapes Limited'e kayıtlı. Rus milyarderin ayrıca başka bir vergi cenneti olan Jersey'e kayıtlı bir offshore şirket üzerinden bir Airbus M-SOLA helikopteri var. Uluslararası raporlamalara göre offshore şirketler üzerinden çok fazla yatırımı olduğu tahmin edilen Abramoviç'in Türkiye'ye yerel bir ortakla bu şirketler üzerinden yatırım yapıp yapmayacağı ise belirsiz.
İran ambargosu benzetmesi
Çakırözer, İran'a uygulanan ABD ambargosu sırasında Türkiye'de yaşananları hatırlatıyor.
"AKP hükümetleri buna benzer bir ambargo fırsatçılığını bundan 10 yıl önce İran'a yönelik ABD ambargosunu delerken de denedi" diyen Çakırözer, bunun sonrasında Türkiye'nin başına 'çok büyük işler açtığını' vurguluyor. Çakırözer, "Hala devlet bankamız Halkbank ABD mahkemelerinde yargılanmakta, bürokratlarımız orada hapis yatmak zorunda kaldı. Bakanlarımızın adı rüşvetçi çıktı. Bu iktidar yolsuzluklarla anılan bir iktidar oldu" diye konuşuyor.
İşin hukuki boyutunun yanı sıra insani boyutunun da olduğunu vurgulayan Çakırözer, Rusya'nın Ukrayna'yı işgal etmesinden yaklaşık 3,5 milyon kişinin ülkesinden ayrılmak zorunda kaldığını ve binlerce sivilin hayatını kaybettiğini söylüyor. Çakırözer, "Çok büyük trajedi, çok büyük acılar yaşanıyor. Bu acılar, trajediler nedeniyle konan ambargolardan faydalanmaya çalışan bir ülke algısı Türkiye'ye yakışmaz" ifadelerini kullanıyor.
"Türkiye zaten yakın gözetim altında"
DW Türkçe'ye konuşan ekonomist Doç Dr. Evren Bolgün de Türkiye'ye Rusya'dan sıcak para girişi olabileceğini, ancak kayıt altında girerse Batı'nın yaptırımları sebebiyle bunun Türkiye'yi zor duruma sokabileceğine dikkat çekiyor.
Bolgün, Türkiye'nin, 1991'den beri üyesi olduğu, Kara Paranın Aklanmasının Önlenmesine İlişkin Mali Çalışma Grubu (FATF) tarafından geçen yıl "gri liste"ye alındığına işaret ediyor. Bolgün, "Kara para aklama, terörün finansmanı konusunda birtakım riskleri içermesi noktasında Mali Çalışma Grubu ülkeleri yakın gözetim altına tutuyor. Dolayısıyla bu işin bir yönü, oradan gelecek olan paraların yasal olarak tabi ne şekilde kazanıldığı ve ne şekilde değerlendirileceği konusu sistem içinde dünyanın dikkatini çekecektir" diyor.
Türkiye'ye Rus oligarklar tarafından yapılabilecek olası yatırımlara ilişkin ikinci bir soruna değinen Bolgün, "Amerika'nın kendi vergi mevzuatı açısından FATCA diye bilinen yabancı hesapların vergi uyumuna ilişkin bir yasası var, kazançların vergilendirilmesiyle ilgili. Tabii bu Rus oligarkların Amerika ile olan mali işlerinin ne şekilde gerçekleşmiş olduğunu geçmişte bilmiyoruz" diye konuşuyor.
Türkiye'nin kara paranın önlenmesi, terörün finansmanının önlenmesi konularında üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmediği, alması gereken önlemleri almadığı için FATF tarafından "gri liste"ye alındığını hatırlatan Utku Çakırözer de "İktidarın tabii ki sıcak para beklentisi olabilir. Ama bunun ileride başımızı belaya sokacak, sıkıntıya sokacak sonuçlarını mutlaka dikkate alması gerekir" diyor.
Kaynak: Deutsche Welle Türkçe