Sadece Bizim İçin Mi?
Bu sonsuzluk sadece bizim mi?
Yedi milyar insandan sadece birisisin ve bu yedi milyar insan Dünya adlı bir gezegendeler. Dünya gibi sayısız gezegen, sistem, samanyolu ve sonsuz Evren. Bu koskoca Kainat'ta yaşayan bir insansın ve yedi milyar insansa bir gezgene ait. Peki koskoca Evren gerçekten bir gezegen için mi yaratıldı? Bu sonsuzluğun içindeki insanlar Evren'in tek misafirleri mi?
Filmlerde, dizilerde kıyametten sonra başka bir gezegende yaşama konusuna değinilir çoğu zaman. Dini inancı olsun ya da olmasın gerçek olan tek şey varlığın sonsuza kadar sürmeyeceği. Tıpkı insanların ölümü gibi bir gün bu dünya da ölecek. Çünkü aslında dünya da insan gibi bir yandan gelişirken diğer yandan kendini tüketip sona yaklaşmak üzere. Peki, gerçekten de alternatif bir dünya bulunabilir mi? Ya da bulduğumuz o dünyada bir tek biz mi yaşarız yoksa yeni komşularımızla mı tanışırız, kim bilir?
Derler ki insan gerçekten var olmayacak şeylerin hayalini kuramaz. Yani bugün hayalini kurduğumuz şeyler yarının gerçekleri olur. İnsanoğlunun da ''Bizden başka birleri yaşıyor mu?'' sorusuna karşılık bundan 67 yıl önce başladı uzay yolculuğu. Haklıydı da çünkü bu koskoca kainatta yalnız olmayacak kadar büyüktü Evren. Bize benzeyen ya da bizden farklı birileri daha olmalıydı Evren'de. Belki bizden daha gelişmiş bir ırk ya da bizden daha geride birleri var ama bu koskoca kainatta yalnız başımıza olmamız saçma. Belki de bu yüzden NASA oklarını denizden çevirip uzaya yönlendirdi. Ve birçok gidiş oldu uzaya. Bazılar bir süre durmasını bile NASA uzaylıları buldu o yüzden artık gidilmiyor, diyordu. Bazıları gidildiğine bile inanmıyordu. Aslında buna inanmak ya da inanmamak önemli de değil. Önemli olan şeyse bunun Dünya'nın bir gerçeği oluşu. Var olan her şey yok olmaya mahkumsa belki de alternatif bir gezegen bulmamız gerekebilir. Ve belki o gün geldiğinde ya da gelmeden önce biz farklı komşularla tanışma ihtimalimiz bile olabilir. Sonuçta koca kainatın ev sahipleri sadece bizler değilizdir. Belki de yeni komşularımız bizim bugün çözemediğimiz soruları, şifasını bulamadığımız hastalıkların ve hatta yeni kapıların, ufukların anahtarıyla bizlere gelecektir. Ya da belki de tam tersi. Fakat ne olursa olsun, bir şey kesin: Evrenin içinde yalnız değiliz. Dünya’nın sonu gelse de, insanlık bu geniş evrende yeni bir yer, yeni bir umut arayışı içinde varlığını sürdürmeye devam edecek. Belki de asıl soru, bu keşifler sırasında bizlerin nasıl bir varlık olacağımız. Geleceğe dair bilinmezlikler içinde, insanlık kendi evrimsel yolculuğunda yeni bir adım atarken, Evren'in sessizliğinde yalnızca gezegenleri değil, kendi içindeki derinlikleri de keşfedecek.
Ve belki de, bu sonsuz evrende, bir gün tüm soruların cevaplarını bulduğumuzda, insanlık kendini sadece başka bir gezegenin misafiri değil, evrenin kendisinin bir parçası olarak hissedecek.