Sadece Âşıklar Hayatta Kalır
Jarmusch'un Sadece Aşıklar Hayatta Kalır'ı Modern Vampirlerin Bohem Hikayesi
Jim Jarmusch, "Sadece Aşıklar Hayatta Kalır" filminde birbirine aşık, bohem ve alışık olmadığımız tarzda iki vampirin hikayesini anlatır. Adam ve Eve adındaki bu iki vampir, hayatlarını geceleri geçirir ve zamanlarını sanat, bilim ve entelektüel aktivitelerle doldururlar. Bu modern zaman vampirleri, insan öldürmeden hayatta kalmaya çalışırlar.
Adam, Detroit'te etrafına müzik ile duvar örerken, Eve ise kendine Tanca'da kitaplarla dolu bir hayat inşa etmiştir. Adam'ın depresyonu, Eve'i onun yanına getirir ve olay örgüsü başlar.
Bu bohem vampirlerden Adam, her zaman siyah giyinen ve olaylara negatif bakan biriyken, Eve ise her daim beyazlar içinde pozitif ve iyimserdir. Eve, Adam'dan yeniliklere daha açık ve uyumludur. Bunu, görüntülü görüştükleri sahnelerde elinde telefon olmasından ve aksine Adam'ın kablolu televizyondan görüşmesinden anlıyoruz. Onlar siyah ve beyaz olmalarına rağmen birbirlerine aşıktır.
Film boyunca birçok gönderme görmekteyiz. Mesela, Adam'ı depresyona sürükleyen Strangelove, Dr. Watson, Darwin, Dr. Caligari ve Fransızlar filmde yer alırken, Eve'in bavulunu toplarken içine koyduğu kitapların yazarları ve beraber Tanca'da yaşadığı Marlowe karakteri de birer göndermedir. Ancak bence en özel gönderme, zombilerin yaşadığı Los Angeles şehriyle yapılıyor. Aslında burada değinilen şey, Hollywood'un burada bulunmasıdır.
Her bir isim ve sahnede birçok anlamı olan bu özel film gerçekten de başarılı bir yapım. Alışılmışın dışında var olan vampir kavramı ve onun işleniş biçimi, özellikle zamanın kullanımı ve sanatın ihtişamıyla birleşen "Sadece Aşıklar Hayatta Kalır", hem iyi bir seyir zevki sunar hem de anlamlı bir hikayeyle izleyiciyi filmin içinde tutar.