Sanal Influencerlar

Sosyal medyanın hızlı dönüşümü yeni bir pazarlama alanı ortaya çıkardı: 'Influencer Marketing'. Öyle ki, sektörün pazar büyüklüğü 13.8 milyar dolar. Böylesine bir pazar büyüklüğüne sahip olması ve sanal gerçekliğe doğru evrilen dünya dolayısıyla karşımıza, geleceği şekillendirecek olan sanal influencerlar çıkıyor.

Sanal Influencerların, ilk adımının, 2016 yılında Lil Miquela ile atıldığını söyleyebiliriz. Başlarda, kendisinin, robot ya da sosyal deney olduğu düşünülse de aslında Brud adlı teknoloji şirketinin yarattığı sanal bir kişilik. Sanal influencerların etkisini de Lil Miquela ile anlamak mümküm. Kendisi, Samsung Galaxy'nin marka elçisi olmasının yanısıra, Nylon Germany'nin kapağına çıkmış ve Calvin Klein'ın 2019'daki reklamlarında Bella Hadid ile kamera karşısında yerini almıştır. Bu başarılı adımların ardından da, şirket Bermuda ve Blawko isimli yeni sanal kişiliklerini yarattı.

Margot,Shudu ve Zhi de diğer sanal influencerlardan bazıları. Bunlar arasında, ilk dijital supermodel olan Shudu, Samsung,Hyundai,Ellese gibi markalar ile çalışmış ve Vogue Korea, British GQ dergilerinde yer almıştır. Görüldüğü üzere dünyada birçok örneği ve başarısı mevcut olan sanal influencerların Türkiyede'ki ilk örneği ise, Migros için dijital içerik üreticisi olarak yaratılan Mia Starway. Çok yeni bir girişim olsa da zamanla Migros'u rakiplerinden öne çıkaracağı aşikar.

Markalar için sanal influencerların sektör adına birçok getirisinin söz konusu olduğunu da söyleyebiliriz. Örneğin; sanal influencerlar sayesinde kontrolün markaların elinde olması, gerçek bir influencera paylaşım başına ödenen maliyetin, sanal influencerlar ile çok daha az bir miktara denk gelmesi ve daha kolay büyük çaplı işler yapılabilmesi,sanal influencerların yaşlanma,hastalanma gibi yönleri olmadığından yaratılan hikayelerde istenilen biçimde sunulabilmesi gibi çoğaltacağımız birçok durum, markalar için dijital influencerların artıları olarak sayılabilir.