Savaşla Savaşanlar | This War Of Mine

Bir oyundan çok daha fazlası.


Oyun oynamayı oldukça seven birisi olarak This War Of Mine (2014) oyunundan bu sene haberim oldu. Bu oyundan bunca sene habersiz oluşum beni oldukça üzdü diyebilirim. Ancak oyuna kısa zamanda o kadar çok bağlandım ki hissettiğim duygular beni bile şaşırttı.


Peki bu oyun neden ilgimi çekti?

Savaş oyunu denilince akla direkt sağ sola ateş edip, düşman askerlerini etkisiz hale getirerek ilerleyip kazanmak gelir. Ancak bu oyunda işler böyle işlemiyor. Çünkü bu oyunda savaşla savaşıyoruz.

Savaş ortamında kalmış insanların gözünden oynuyoruz. O psikolojiyi, o ortamı, o yalnızlığı, o umutsuzluğu iliklerimize kadar hissettiren bir oyun olduğu için oldukça ilgimi çeken bir başyapıt oldu.

Yaptığımız her seçimin dönülmez sonuçları olduğunu, savaşın ne zaman biteceği hakkında bir fikrimiz olmadan hayatta kalmaya çalışarak kendimizi oyunun içinde buluyoruz.

Oyunda ilgimi çeken bir nokta ise tek bir karakter yönetmiyor oluşumuz. Oyuna nasıl başladığınıza da bağlı olarak farklı karakterleri de yönetebiliyorsunuz. Bir karakter çok iyi yemek yaparken bir diğeri çok iyi pazarlamacı olup takas işlemlerinde daha başarılı oluyor veya bir başka karakterin dövüş yeteneği daha fazlaysa onunla yağmaya çıkıp tehlikelere karşı daha korunaklı olabiliyorsunuz.

Oyunun müziklerinin atmosferi oldukça iyi hissettirdiğini, o ruh haline bürünmemizi sağladığını başarıyla gerçekleştirdiğini söyleyebilirim.

Oyunun ilham kaynağı nedir?

Oyunun Polonyalı yapımcıları, 2.Dünya Savaşı'ndan bu yana en uzun şehir kuşatması olan 1992-96 Saraybosna Kuşatması sırasında Bosnalı sivillerin katlandığı kötü yaşam koşullarını ve savaş zamanı yaşamış oldukları vahşetten ilham aldıklarını açıklamışlardı.


Oyunda ne yapıyoruz?

Oyunda başladığımız andan itibaren bir şeylere karar veriyoruz, verdiğimiz kararların her zaman bir sonucu olup ona göre şekilleniyor.

Savaş ortamında hasar almış bir evde başlıyoruz oyuna, ister tek karakter isterseniz de daha fazla karakterleri yönetebiliyorsunuz. Hatta oyun içinde evinize gelip evde kalmak isteyen karakterleri kabul ederseniz onları da yönetebiliyorsunuz.

Oyunda temel mantık aslında savaş bitene kadar hayatta kalmak. Bunu yaparken bazen yaşlı çiftlerin evini soyacağız, onların eşyalarını almak için bazen de masum kişilere zarar vermek zorunda kalacağız (tabii bunları yapmayıp başka yollar da deneyebilirsiniz veya açlıktan öledebilirsiniz), ancak şunu da unutmayın ki başkaları da sizin evinize gelip sizin eşyalarınızı almaya çalışabilirler. Bunun için bir karakterle yağmaya gittiğinizde diğer karakterleri nöbette tutmayı unutmayın. Ayrıca bulduğunuz eşyalarla evinizi güçlendirip yağmacıların girmesini de engelleyebilirsiniz.

Tabii neye karar vereceğimiz bizim elimizde. Örneğin; yaşlı bir çiftin evini soyduğumuzda bunun sonucu olarak karakter depresyona girip kendisini suçlu bulacaktır, bu depresyon daha da ilerleyip intihara kadar gidebiliyor bunu da unutmamak lazım. O yüzden verdiğiniz her bir kararın dönülmez sonuçları olduğunu bilerek ilerlemekte fayda var.


Karakterleri iyi tanımamız gerekiyor, kimin yağmaya gittiğinde çantasına daha fazla eşya alıp, kimin daha hızlı koşucu olduğunu, kimin sigara bağımlısı, kimin kahve bağımlısı olduğunu bilmekte de fayda var çünkü yağmaya gittiğinizde tehlikeli bir yere gitmek isterseniz hızlı koşucu karakterle gitmek daha iyi olacaktır ancak sakin bir yere gideceksek çantasına daha fazla eşya alabilen kişiyi seçmemiz gerekiyor.

Yönettiğimiz karakterlerin mutluluk durumuna da dikkat etmemiz gerekiyor. Örneğin; aramızda sigara bağımlısı birisi varsa envanterimizde sigara bulundurup onu mutlu edebiliriz veya kahve bağımlısı birisi varsa kahve bulundurup onu mutlu edebiliriz.


Bulduğumuz eşyalarla evimizde bir şeyler yapıp kendi kahvemizi, kendi alkolümüzü yapma olanağı da mevcut. Bunları yapmaktaki amaç takasta kullanıp bunların yerine sizin işinize yarayacak şeyleri almanız olacaktır.

Oyunda silah bulduysanız işler biraz daha kolay gibi gözüküyor ancak kesinlikle öyle değil, bazen masum sivilleri vurup karakterin depresyona girmesine neden oluyoruz. O yüzden mümkün olduğunca az ateş edin, eğer edecekseniz de isyancılar ve işgal ordusuna karşı kullandığınızdan emin olun ancak şunu da unutmayın ki birilerine zarar vermeye çalışırken karşınızdaki de size zarar verebilir ve karakteriniz eve geri dönemeyebilir.

Oyun ne zaman bitiyor diye sorarsak, onu kimse bilmiyor. Oyunda gün sayacı var. Bazen 25. günde, bazen 40. günde savaş son buluyor, ne zaman son bulacağını önceden bilemiyoruz. Tabii bu süreçler hiç kolay olmuyor. Sadece yağmacılar, işgal ordusu size zarar vermiyor. Kış mevsimi geldiğinde soğuk hava da sizi çok etkiliyor, gerekli önlemleri almazsanız donarak ölmenize sebep dahi olabiliyor.


Gerçekçi bir deneyim kazanmak isteyen ve o savaş atmosferini hissetmek isteyen herkesin bu oyunu oynamasını tavsiye ederim.

Umuyorum ki bu savaşın içinde kalmış insanlar sadece oyunlardan ibaret kalır.

Gerçeğini hiçbir kimsenin yaşamaması ve yaşayanların da son bulması ümidiyle...