Savunuculuk Faaliyetlerinin Önemi
Savunuculuk faaliyetleri sistematik hak arama aktiviteleri olup toplum refahı için önemli bir yer tutmaktadır.
Savunuculuk; bir bireyin kendisi ya da bir grup adına konuşması, temsilde bulunması ya da hak aramasıdır. Toplumda görülen ve değişimi istenen bir durumun değişmesi için yapılan aktivitelerin bütünüdür. Savunuculuk kavramı siyasi olabilmekle birlikte sadece bu alanla sınırlı kalmayıp eğitim, sağlık, sosyal durum gibi birçok alanda yapılabilir. Gerek sivil toplum örgütleri gibi yapılı bir şekilde gerekse bireyin kendi hayatında attığı küçük adımlarla, rahatsızlık duyulan ve farkındalık yaratılmak istenen herhangi bir konu hakkında çalışma yapmak savunuculuk olarak değerlendirilir. Demokrasiyle beraber gelen kuvvetler ayrılığı ilkesiyle ve topluma verilen yönetim üzerindeki güç ile savunuculuk faaliyetleri demokrasinin ve adaletli bir yönetim sisteminin devamlılığı için kaçınılmaz hale gelmiştir.
Savunuculuk belli bir plana göre yapılması gereken ve “bu kampanyayı yaptık bitti” diyerek yapılabilecek bir aktivite değildir, bir süreçtir. Organize bir halde ve büyük çaplı ise birçok farklı alanda eş zamanlı yürütülmesi gereken aktiviteler bütünüdür. Genelde etkileri kendini yavaş yavaş ve uzun sürede gösterir. En basit anlamda değiştirilmesi gereken durumların farkında olmak ya da sadece en basit tabirle bizi rahatsız eden bir durumun değişmesi adına attığımız ufak adımlar bile savunuculuk olabilir.
Günümüzde en sistematik olarak hak temelli savunuculuk karşımıza çıkmaktadır. Hak temelli savunuculuk; temeline insan hakkı ihlallerini alır ve ırkçılık, homofobi ya da cinsiyetçilik gibi toplumsal sorunları önlemek adına çalışmalar yürütür.
Savunuculuk, en temelinde her bireyin hak ihlaline uğramadan güvenli alana sahip olarak yaşama ve ifade özgürlüğü haklarından doğan toplumsal bir terimdir. Savunuculuk faaliyetleri saldırgan olmaktan uzak her bireyin düşüncelerine saygılı biçimde yürütülmelidir. Çünkü hak arama faaliyetlerinin amacı toplumdaki bireyleri ötekileştirmek ya da ayrıştırmak değil farklılıklarımıza rağmen herkes için güvenli bir dünya yaratmaktır. Bu bağlamda özellikle lise ve üniversite çağında savunuculuk faaliyetlerinde bulunmak hem toplumdaki sorunlar hakkında belli bir farkındalık seviyesine erişmek hem de hak ihlaline uğrayan taraf biz isek hakkımızı aramanın doğru yolunu öğrenmek adına çok önemli bir yer tutar. Ancak özellikle üniversitelerde savunuculuk adı altında kurulan kulüplerin bireylerin kişisel çıkarlarına alet olmaması ve hedefinden sapmaması çok önemlidir. Doğru yapılmayan savunuculuk güvenli alanı ihlal edilen tarafa çok büyük zarar verir.
Hak aramanın temel insan gereksinimi olduğu düşüncesiyle yetişen her bireye doğru savunuculuğun öğretilmesi ve bu faaliyetlerin cesaretlendirilmesi hem yeni yetişen neslin bireyselleşmesi hem de devlet dairesinin tekelleşmeyip tüm toplumun sorunlarını çözebilmesi adına çok önemlidir. Savunuculuğun doğru yapıldığı bir toplum tüm bireylerini tam refah düzeyine ulaştıracaktır. Bu anlamda bizi rahatsız eden durumlarda etkin konuşma becerileriyle hakkımızı aramak ve bu tarz faaliyetlerde bulunmak toplum refahı için her üzerimize düşen bir sorumluluktur.