Sen de Yapıyor Musun? ‘’Mikro Ataerkillik’’

Mikro Ataerkillik Hakkında

*İçerikle ilgili mini teste yazının sonunda ulaşabilirsiniz.  

İnsan davranışının özü detaylarda gizlidir. Alışkanlık haline getirdiğimiz, öylesine söylediğimizi zannettiğimiz ifadeler de bu detaylardandır. Sözcüklerimizin nereye varacağını bilmeden kurduğumuz cümleler bizi mikro ataerkilliğe sürüklüyor olabilir.

Mikro ataerkillik, bilinen ifadeleriyle ‘’microsexism, everyday sexism’’, ataerkil düzenin gündelik yaşamda normalleştirilen, küçük fakat cinsiyet eşitliğini zedeleyen tezahürleri şeklinde açıklanabilir. Bu tezahürleri şaka veya ‘’o manada’’ söylenmeyen pratiklerde görmek mümkün. Mikro ataerkilliğin en yaygın aracı dildir. Dil üzerinden inşa edilen eşitsizlik kavramlarda can bulur. Örneğin kadınların başarılarına, zekasına iltifat edilirken ‘’erkek gibi’’ denerek övülmesi; kadınlar konuşurken sözlerinin sık sık kesilmesi veya dinlenmemesi; bir erkeğin fikrinin bir kadının fikrine nazaran daha çok dikkate alınması ve benzeri birçok yansıma gündelik hayatımızda karşılaştığımız mikro ataerkillik pratikleridir.

Toplumda cinsiyete göre atanan roller de kadınları belirli kalıplara sokuyor, özellikle iş yerlerinde kadın-erkek kıyası bu kalıplar üzerinden yapılıyor. Bir erkeğin başarısı onun liderlik yönünün kuvvetine vurgu yaparken kadınların başarılarının genellikle ‘’şans’’ veya ‘’duygusal zeka’’ gibi benzetmelerle içi boşaltılıyor. Cam tavan metaforu da bu eşitsizliğin bir ürünüdür; aynı işi yapan kadın ve erkeğin farklı maaşlara çalışması, kadınların ‘’fazla duygusal’’ oldukları iddia edilerek liderlik pozisyonlarının kadınlara yakıştırılmaması ve benzeri eşitsizlikler kadınların iş dünyasında var olabilmek için herkesten çok efor sarf etmesi gerektiğine işaret ediyor. Yüksek pozisyonda çalışan bir kadın görüldüğünde de genellikle ‘’patronun gözdesi’’, ‘’şanslı’’, ‘’kadın kotası kontenjanı’’ gibi ifadelerle bu başarı küçültülmeye çalışılıyor.

Yalnızca iş yerinde değil, evde de mikro ataerkilliğin yansımalarını görmek mümkün. Ev işlerinin ‘’doğal olarak’’ kadınlara ait görülmesi yüzyıllardır aşılmaya çalışılan bir tabu. Oysa ki her yetişkin kendi yaşam alanında uygun koşulları, bizzat kendi, sağlamakla mesuldür. Bir babanın çocuğuyla geçirdiği vakit abartılı bir biçimde övülmeye değer değildir, eğer her gün anneyi de övmüyorsanız. Neticede iki bireyin evlatlarıyla ilgileniyor olması bir övgü kaynağı değil, sorumluluktur.

Kadınlar mevzubahis olan hiçbir konu olmasa dahi kıyafetleriyle davranışlarının etiketlendiği, saçını savurmasından gözünü kırpışına kadar eleştirildiği ve dolayısıyla mücadelenin içine itildiği bir hayat yaşıyor. Yanında bir erkek varsa kadına hitap edilmiyor, iş hayatına odaklanan kadınların ‘’evlenemeyeceği’’ gibi yorumlar yapılıyor, ilişkilerde dahi ilk adımı atamayacağı düşünülüyor.

Mikro ataerkillik kolay fark edilebilir olmaması sebebiyle toplumsal cinsiyet eşitsizliğini görünmez kılan ve normalleştiren en tehlikeli biçimlerden biridir. Tam da bu nedenle farkında olmak eylemi bir direniş biçimine dönüşür. Eşitlik yalnızca yasalarla değil alışkanlıklarla da inşa edilir.

Eğer siz de yüksek sesle değil, küçük adımlarla büyük eşitsizliklere sebep olduysanız hala geç değil. Bu yazının ulaştığı herkesi alışkanlıklarını sorgulamaya davet ediyorum.

‘’Sen de yapıyor musun?’’

 

Mini Test

Sizlerde farkındalık yaratabilmek adına, kadın/erkek fark etmeksizin, mikro ataerkillik hakkında kendinize birkaç soru sormanızı rica ediyorum.

·      ‘’Bir kadının sözünü sonuna kadar, can kulağıyla dinliyor muyum?

·      ‘’Kadınların başarılarını överken ‘’erkek gibi’’, ‘’adam gibi’’ ifadelerini kullanıyor muyum?’’

·      ‘’Erkek adam ağlamaz’’ gibi kalıplarla ataerkil dili destekliyor muyum?’’

·      ‘’Ev işlerinin asıl sorumlusunun kadınlar olduğunu mu düşünüyorum?’’

·      ‘’Bir baba çocuğuyla ilgilendiğinde ‘helal olsun’ derken annenin çocuğuyla ilgilenmesini normal sayıyor muyum?’’

Eğer birçok soruya ‘’evet’’ yanıtı verdiyseniz bu testin sizde bir farkındalık yaratmasına ve kullandığınız kalıpları dönüştürme niyeti edinmenize vesile olmasına izin verin. Yeni sorunuz ‘’Bugünden itibaren farklı davranmak için ne yapabilirim?’’ olsun.