Kız Çocukları Politik Azim Sahibi Olmamaya Şartlandırılıyor

Yapılan çalışmaya göre kız çocukları büyüdükçe siyasi azim kaybediyorlar. Erkek çocukları için ise tam tersi oluyor.

Yapılan yeni bir çalışma kız çocuklarının erken yaşta politikada yerleri olmadığına inandırıldıkları sonucunu ortaya koyuyor. Çalışmada çocukların siyaseti erkeklerin hâkim olduğu bir alan olarak gördükleri ve bu algının kız çocukları büyüdükçe daha da güçlendiği bulundu.

2017'nin sonları ile 2018'in başları arasında araştırmacılar çocukların siyaset hakkındaki bilgi ve ilgilerini anlamak için röportaj yaptılar. Birinci ve altıncı sınıf arasındaki 1600 çocuğa kağıt ve boya kalemleri verilerek siyasi liderleri çizmeleri istendi. Çocuklara aynı zamanda siyasi liderin çizdikleri resimde ne yaptığı veya gündelik olarak yaptıkları işlerin neler olduğu gibi açık uçlu sorular soruldu.

Araştırmadaki küçük çocukların cevapları ve çizimleri farklı farklıydı. Ancak yaşça biraz daha büyük olan kız çocukların daha maskulen özellikler çizdikleri görüldü. Cevaplar bilinen liderlerin çizilip çizilmediği veya çizilen karakterlerin kadın veya erkek giysileri içinde olup olmadığına göre kategorilere ayrıldı. Aynı zamanda çocukların bu liderleri tanımlamada kullandıkları sıfatlar da maskulen ve feminen olarak ayrıldı.

Çocukların dünyayı öğrenirken aynı anda iki farlı süreçten geçtikleri bulundu. İlki çocukların cinsiyetin ne olduğunu öğrenmeleri. Bu çocukların yetişkinlerin dünyasında erkek ve kadınların nasıl davrandıkları ve nasıl roller üstlendikleri gibi gözlemler ile gerçekleşmekte. Aynı zamanda çocuklar politika ve siyaset de öğreniyorlar. Çalışmalar çocukların 6 yaşından itibaren politikada neler olduğunu gözlemlemeye başladıklarını gösteriyor. Siyasi liderlerin kim olduklarını, örneğin başkanın kim olduğunu biliyorlar. Yüksek pozisyonlarda kimlerin olduklarını öğrenirken bir yandan da bu pozisyonların çoğunlukla erkeklerden oluştuğunu ve kadın liderlerin nasıl muamele gördüğünü de gözlemliyorlar. Zaman içinde kız çocukları bu tür rolleri içselleştiriyor ve kendilerini siyasi pozisyonlarda görmekte zorlanıyorlar çünkü siyaset çoğunlukla maskulen bir meslek olarak algılanıyor.

Kız çocuklarının bu kadar erken yaşta siyasi azim kaybetmelerinin önemli sonuçları var tabii ki. Bunlardan bir tanesi eşitlik sağlayabilmek için kız çocuklarını siyasi alana kazandırabilmek için şimdiye kadar olduğundan çok daha erken yaşta müdahale yapılması gerekliliği doğması. Çalışmada çoğu zaman lise veya üniversite öğrencisi olan hatta yetişkin kadınların bile siyaset ile ilgilenmeleri için şevke ihtiyaç duydukları görüldü. Sonuç olarak bu çalışmalara daha erken başlanması gerektiğine karar verildi.

İkinci bir gereklilik ise siyaset ve siyasi liderler hakkında nasıl konuştuğumuzun değişmesi. Hem okullardaki hem de çocukların evlerindeki siyasi konuşmaların büyük bir kısmının tarihteki en büyük olaylar ve en büyük liderler üzerinden yapılıyor olması önemli bir etken. Yıllardır süregelen ataerkillik nedeniyle de büyük liderler ve büyük olaylar pek fazla kadın karakter içermemekte. Dolayısıyla sınıflarda bahsedilen başkanlar veya savaş komutanlarının hepsi erkek ve bu da kız çocuklarının sanki kadınlar bu rollerde var olamazmış gibi düşünmelerine sebep oluyor. Elbette ki çocuklar önemli liderleri öğrenmeliler, erkek oldukları için tarihteki önemli figürler silinmeli demiyorum tabii ki. Ancak tarihte önemli şeyler başarmış kadın liderler de elbette ki var, ancak okullarımız da sadece savaş tarihi öğretildiği için bu liderlerin bahsi geçmiyor.

Toplumumuzda var olan kadın erkek eşitsizliğini kolay kolay değiştiremeyeceğiz. Ancak tarih derslerinde askeri tarihinin dışında tarih öğretilmesi bile önemli bir adım olacaktır, böylece kız çocuklarının tarihteki önemli kadınları öğrenmeleri ve onları rol modeli olarak görerek kendilerinin de genel olarak şimdiye kadar genellikle erkeklerin dominant oldukları alanlarda yer alma azimleri gelişecektir.