Seul'de bir Üniversite Öğrencisinin Eğlence Hayatı
Seul'de bir üniversite öğrencisi eğlenmek için neler yapar?
Uzakdoğu’dan bahsedildiğinde akla ilk gelen ülkelerden Güney Kore’nin başkenti: Seul.
Kore dalgasının etkisiyle birlikte tüm dünyayı müziği ve dizileriyle kasıp kavuran Güney Kore, son yıllarda, özellikle de geçtiğimiz birkaç yıl içinde Batı’nın ilgisini çekmeye başladı. Covid kısıtlamalarının da neredeyse tamamen kaldırılmasıyla birlikte de ülkeye yeniden turistlere kapılarını açan Güney Kore’nin başkenti hakkında konuşmanın tam zamanı olduğunu düşündüm.
Elbette, herkes dizileri, müzik grupları ve filmlerinden gördüğü kadarıyla bilse de, aslında gerçek hayatlarında her şey sadece, tahmin edileceği gibi bunlardan ibaret değil. Geçtiğimiz okul döneminde Seul’de değişim öğrencisi olarak beş ay kaldım ve bu süreçte neler öğrendiğimi paylaşmak istedim. Tam olarak nerelere gitmeniz, nerelerde yemek yemeniz gerektiğinin yerine, Seul’de yaşayan yerlilerin, özellikle de üniversite öğrencilerinin günlerini nasıl geçirdiğinden bahsetmenin daha ilgi çekici olduğunu düşündüğüm için o konu hakkında yazmaya karar verdim.
Öncelikle Seul’ü tamamen bir yerli gibi deneyimleyebilmeniz için, Seul’e yolunuzun ne şekilde düştüğünün önemi oldukça büyük. Eğer Seul’e bir turist olarak geldiyseniz ve kısa süre kalacaksanız, kısa süre içinde görmeniz gereken birçok yer var, katılabileceğiniz de birçok etkinlik de var. Belki de görmeniz gereken onlarca saray, onlarca tarihi eser bulacaksınız. Ya da, bunları yapmak yerine, konserlere katılacak, festivallere gidecek veya tema kafelerde gezeceksiniz. Herkesin ilgi alanına göre birçok şey bulabileceği bir yer olan Seul’de garanti olan tek şey, asla ve asla sıkılmayacak olmanız. Ancak eğer Seul’e uzun süreli yaşamaya geldiyseniz ve yaklaşık beş altı ay kalmayı düşünüyorsanız, bir noktadan sonra üzerinizdeki turist hissini atacağınız için, sanki bir yerliymişçesine yaşamaya başlıyorsunuz. Tabii ki, o noktada, Korece’yi de en azından günlerinizi idame ettirebilecek kadar konuşabiliyor olmanız gerekiyor. Fakat, Seul’de bir yerli gibi yaşamak, ne anlama geliyor?
Ben, bu yazımda bir üniversite öğrencisi olarak yaşamımı anlatacağım. Öğrenciler, Kore’de, iyi üniversitelere girebilmek için, gece gündüz sınav için hazırlanıyorlar. İyi üniversitelere girmek, Türkiye’de olduğundan daha zor, hatta bazı insanlar için oldukça ulaşılmaz. Ancak, bu ders çalışma disiplini ve yoğun eğitim hayatı üniversiteye başladığında bitmiyor, aksine daha da artıyor. Fakat, tüm öğrenciler bu yoğunluğun içinde stres atabilecekleri birçok aktivitenin de tadını çıkarıyor. Örneğin, haftaiçleri sabah erken uyanıp okula gittikleri günlerde, çıkışta da biraz ders çalıştıktan sonra, genellikle arkadaşlarıyla birlikte yemek yemeye gidiyorlar. Yemekten sonra da ayrılmadan önce ülkenin dört bir yanında, her mahallede bir sürü olan fotoğraf kabinlerinde günlerini ölümsüzleştirmek için fotoğraf çekiliyorlar diyebilirim. Ancak, eğer ertesi gün dersleri yoksa- benim gittiğim okulda genellikle öğrencilerin Cuma günleri dersleri olmuyordu, olduğunda da iki saatti- hafta içi de olsa o günü arkadaşlarıyla eğlenecekleri bir gün belirleyip hep birlikte yemek yiyip içki içebilecekleri yerlerde geçirmeyi tercih ediyorlar. Bu seçilen gün, sınav haftalarında dahil, buluşma günü. Normalde tüm restoran doluyorsa, sınav haftalarında buluşmaya gelen insan sayısında düşüş yaşansa da, yine de buluşma gerçekleştiriliyor. Bunun yanında da, üniversite öğrencileri genellikle Hongdae ve Itaewon’da vakit geçirdiği için, bu semtlerin her saat oldukça hareketli olduğunu görebilirsiniz. Gangnam civarı bölgeler üniversitelere biraz uzak olduğu ve diğer semtlere göre daha pahalı olduğu için genellikle öğrenciler tarafından çok fazla tercih edilmiyor. Yine de, Apgujeong için her ikisinin ortası diyebiliriz. Oldukça pahalı bir semt olmasına rağmen, gençlerin sıklıkla takıldığı bir semt.
Eğer bu toplu buluşmalardan hoşlanmıyor, kendi küçük arkadaş grubunuzla eğlenmek istiyorsanız, yapabileceğiniz başka bir sürü aktivite de bulunuyor. Bunlardan ilki atari salonuna gidip bir sürü oyun oynamak.
Burası Hongdae'de bulunan bir ZZang Games, oyun salonu. Aklınıza gelebilecek her türlü oyunu oldukça ucuza bulabilir, arkadaşlarınızla stres atabilirsiniz. Ancak, benim gitmekten en çok keyif aldığım sanırım Türkiye'de de oynarken aşırı iyi olduğum için darttı. Dart her ZZang Games'te var mı bilmiyorum, ama en büyüğü Hongdae'de dört katlı bir salon olduğu için muhakkak bulabilirsiniz.
Gelelim sonuncu etkinliğe. Bu etkinlik sanırım herkes tarafından biliniyor olsa da bu yazıya eklemeden olmazdı. Öğrencilerin, hatta Kore'de yaşayan herkesin en sık gittiği etkinlik, yukarıdaki her şeyden de sık yaptığı şey Karaoke salonuna gitmek.
Bu karaoke salonları "Noraebang" olarak geçiyor ve içeri girdiğinizde sizleri sıra sıra şarkı söyleyebileceğiniz odalar karşılıyor. İstediğiniz boş odaya girip, odadaki makinenin içine para atarak, istediğiniz kadar şarkıyı söyleyebiliyorsunuz. Ancak, o kadar çok karaoke salonuna gitmeme rağmen, hiçbir karaoke salonunda Türkçe şarkıya rastlamadım. Bazı fransızca ve ispanyolca şarkılarla birlikte, binlerce çince ve japonca şarkı da mevcut. Eğer korece okuyamıyorsanız ve sadece turist olarak da denemek isterseniz, neredeyse tüm popüler İngilizce şarkıları bulabilir, onlara eşlik edebilirsiniz. Karaoke salonlarının ücretleriyse oldukça düşük olsa da, Gangnam gibi bazı semtlerde, bazı karaoke salonlarının diğer üniversite çevresindekilere kıyasla daha pahalı olduğunun da altını çizmek gerekli.
Umarım bu blog yazımı beğenmişsinizdir!