Şizofren Ressam Bryan Charnley

Aldığı İlaçların Dozajlarıyla Oynayarak Kendini Resmeden Şizofren Ressam Bryan Charnley

Bryan Charlyn çocukluğundan beri birçok zorluklar yaşamıştı. Küçük yaşta ataklar geçiriyordu. Bu duruma şizofreni etkisi de eklenince hayatında inanilmaz zorluklarla karşılaşmıştı. Bryan Charlyn, yapmış olduğu resimler üzerinden bir günlük tutmaya karar verdi. Sanatçı, aldığı çeşitli dozda ilaçlarla deneysel çalışmalar yaparak hastalığının özünü betimleyebilecek imgeyi yakalamayı planlıyordu. Bıraktığı ilacın da etkisiyle aylar boyunca kendisini gizlemeye başladı ve 1991 yılında son otoportresini yaparak 42 yaşında hayatına son verdi.

Bryan Charlyn bıraktığı ilacın da etkisiyle yapmış olduğu resimler için farklı farklı yorumlar yapmıştı. Onlardan bazıları;


"Zihnim adeta inanılmaz bir boyutta düşünce yayını yapmaktaydı ve bu konuda bir şey yapabilecek iradeye sahip değildim. Bu durumu, beynimi benden bağımsız hareket eden devasa bir ağız olarak çizerek resmettim."


"Zihinsel iş yaşamımın davetsiz misafirleri, kapı eşiğinden her birinin bir ayağı uzanmış gibi. Ağız çivilenmiş ve dil düğümlenmiş, ki bu da onlara etkili bir karşılık veremiyor oluşumdan."

"Belki de hepsinin suçlusu kırılmış bir kalptir. Can yaktığı aşikar."


Resimlerinde genellikle çiçekleri ele alan sanatçı 1982 yılında odak noktasını değiştirdi ve şizofreniyle ilgili çalışmalar yapmaya başladı.


“Yumurtalar boş, aynen içeriğinden arındırılmış bir kafa gibi. İçerisinde hiçbir şey kalmamış. Sırlar gitmiş; başka birinin, üzerimde güç sahibi olan birilerinin iştahını doyurmaya gitmişler. Onlar da her lokmanın tadına fazlasıyla varmış.”


Şizofreninin etkisindeyken kendini gördüğü gibi resmetti ve bu otoportrelere “The Self Portrait Series” adını verdi.

Son portre sanatçının intihar ettiği stüdyodaki şövalenin üzerinde durmaktaydı.