Son

Bu bir veda değil demiyorum, bu bir veda şimdi

Bir veda bu şimdi. Ansızın girdiğim bir yolun sonundayım. Ya sonunu göremezsem diye çok telaşlandığım, heyecanlandığım bir sondayım. Ve ilk defa sadece kendi ağzımdayım. Sadece kendi duygularımda değilsem de, içtenlikle buradayım bir hoşça kal için her birinize. 

Çok kısa ama upuzun bir yol oldu yazmak hep, ara ara ve devamsız. Karalamak gibi bir kağıdı ve buruşturmak sonrasında bakmadan ne çizdiğine. Sonra zamanla denemek, yanılmak, kendi sesini bulmak için çabalamak. Benim çok sesim var kafamda, henüz hangisini dinleyeceğimi netleştiremedim ama gördüm ki hepsi benim tonumda aslında. Vazgeçmek ümidindeydim en azından birkaç tanesinden ve elemek en uyumsuzunu aralarından. Yok, yapamam bugün en azından, vazgeçemem kendi notalarımdan. 

En sevdiklerimi yazdım hep, en sevdiklerimin en hissettiğim yanlarını göstermek istedim. Filmleri yazdım sadece, karakterleri anlattım kafamda konuştuklarıyla. Kaçtığım filmleri seçtim, ağladıklarımı, sorguladıklarımı seçtim. Çoğu var olmayan cümleler kurdum, ölülere danıştım ve kaçanları tuttum yakalarından, anlattırdım. Hep kendi kafamı karıştırdım ve bulduklarımı bıraktım sağa ve yana, nereye gitmek isterlerse özgür bıraktım. Herkes gibi bıraktım bazen ellerimi iki yana. Çekiştirmedim, koşuşturmadım ve bekledim dönmeyi aranıza. 

Çok sevdim, bu şekilde anlatmayı ve ne şekilde olduğunu bilmeden dinlenmeyi. Üstünü kapatmayı ve açmadan kimseler, kimseler her şeyi olduğu gibi kabullendi. Bu bir veda değil demiyorum, bu bir veda şimdi. Güneşliyken bugün zihnim, karartmadan cümlelerimi teşekkür ediyorum herkese. Ve son kez sarılardan taç yaptım saçlarıma, el salladım henüz ardımda kalanlara.