Sosyal Medyada Değişen Zaman Algısı

Sosyal medya uygulamalarını kullanırken zamanın nasıl geçtiğini bazen analayamıyoruz bile. Peki sosyal medya bunu nasıl başarıyor?

Sosyal medya; günlük yaşamın her anında elimizin altında olup bizleri gündemde tutan, farkındalık yaratırken çeşitli içeriklerle eğlendiren veya ilham kaynağı olan vazgeçilmez bir mecradır.

Sosyal medya uygulamaları, kullanıcılarını kesintisiz bir akış içerisinde tutabilmek ve uygulamada geçirilen süreyi arttırabilmek için çeşitli değişikliklere gittikçe ekran başında geçirdiğimiz süre de artıyor. Peki, içerik tüketimiyle zaman algımız arasında nasıl bir bağlantı var? Neden telefonu artık bir kenara bırakmayı düşündüğümüz anda sosyal medyada saatlerce vakit harcadığımızı fark ediyoruz?


Ekran başında geçirdiğimiz sürenin artmasıyla birlikte zaman algımız da biz fark etmeden bir dönüşüm içerisinde oluyor. Ekranı yalnızca bir hareketle kaydırarak sürekli bir akış halinde olmak ve sizin için oluşturulan algoritmasıyla ilginizi çekecek içerikleri bu akışta sunuyor oluşu odaklanma süresinin değişmesiyle yakından ilgili.

Aynı zaman diliminde farklı farklı bir sürü içeriği algılamaya çalışıyoruz. Sürekli farklı görüntü ve sesleri hızlıca tüketip bir sonrakine geçiyoruz. Kısa süreli bir unutma ve ardından tekrar algılanması gereken bambaşka bir içerikle karşı karşıya kalıyoruz. Uzun bir süre geçiriyoruz ama zaman algımız bunu böyle adlandıramıyor. Adeta zamanda bir kırılma yaşanıyor.


Alışkanlıkları ve hayata bakış açımızı etkileyen sosyal medya, vaktimizi verimli geçirdiğimiz sürece faydalı olmaya devam ediyor ancak algıladıklarımız gelip geçici anlık duygulara hizmet ediyorsa ve zihinsel bir tasnife uğramadan öylece unutulacaksa vaktin ne kadar kıymetli olduğunu kendimize hatırlatmakta fayda var.

Sosyal medya hesaplarımız, kendimize ait konfor alanlarımızdır belki de. Paylaşarak, görerek birlikte olduğumuzu hissediyoruz ve zaman işte böyle fark ettirmeden hızlıca akıp gidiyor.