Stendhal Sendromu
Stendhal Sendromu "Sanat Zehirlenmesi" Nedir?
Stendhal sendromu, sanat eseri karşısında kişinin baş dönmesi, bayılma veya hızlı kalp atışı hissetmesidir. Sanat zehirlenmesi olarak da bilinen bu durum için kültürel bir birikime sahip olunması gerekmez. Sanat eserinin güzelliği kişinin kendini kaybetmesine sebep olur.
Sanatın bireyde yarattığı zihinsel ve fiziksel tepkimeler olarak yansır. Kişilerde sevinç, öfke ve üzüntü gibi birçok duygu aynı anda görülebilir. Stendhal sendromunun tedavisinde kişinin gösterdiği duyguların çeşitliliğine göre tedavi uygulanır.
Floransa sendromu ve Hiperkültüremi olarak da bilinen Stendhal sendromu asıl ismini Stendhal mahlasıyla bilinen Fransız yazar Marie-Henri Beyle'den almıştır.
Fransız yazar, Santa Croce Bazilikası’nda gördüğü çiniler karşısında kendinden geçtiğini ve inanılmaz etkilendiğini söylemiş ve bu sendrom Stendhal Sendromu olarak anılmaya başlamıştır. 19. yüzyılda Fransa'yı gezen sanatseverlerin aynı duyguları yaşadıkları bilindiği içinde bu sendroma aynı zamanda Floransa Sendromu da denmektedir. Floransa için bu sendromun başkenti diyen kaynaklar da bulunmaktadır.
Müzik, resim, heykel gibi çeşitli sanat dallarına farklı duygusal tepkimeler veren kişiler için farklı tedavi yöntemleri uygulanır. İlk önce bu sendromdan etkilenen kişiye psikoeğitim verilir. Bu sendromdan hemen önce bireyin yaşamış olduğu farklı bir rahatsızlık varsa ilk olarak ona yoğunlaşılır. Panik atak gibi yüksek dereceli tepkime gösteren bireylere ise ilaç tedavisi uygulanır.
Stendhal Sendromu'nu anlatan bir filmde bulunmaktadır; La Sindrome Di Stendhal. Sendroma sahip bir seri katilin başından geçenleri izlediğimiz filmde karakter halüsinasyonlar görmekte ve baş dönmesi yaşamaktadır. Karakterin peşinde olan dedektif ise olanların farkına varmakta güçlük çekmektedir. Dedektif ve sendroma sahip karakter arasında gerilim dolu anlar yaşanmaktadır.