Steve McCurry: Bir Hikâye Fotoğrafçısı

Korkusuz bir modern fotoğraf sanatçısı.

Steve McCurry 1950’de Pensilvanya’da doğmuştur. Klasik “beyaz Amerikalı” olsa da hayatı diğer beyaz Amerikalılardan çok farklı olmuştur. Dünyadaki en önemli modern fotoğraf sanatçısı olarak bilinen McCurry’nin birçok ödülü de mevcuttur.

O fotoğrafçılığı şu şekilde tanımlar: “Fotoğrafçılıkta, düşündürücü ve meditasyon niteliğinde bir şeyler var ve bu yüzden onu huzur verici buluyorum. Dünyayı dolaşmayı, yeni kültürler ve manzaralar deneyimlemeyi çok seviyorum.”

Standart bir Amerikan ailesinde dünyaya gelen Steve McCurry, Pensilvanya Eyalet Üniversitesi’nde iki yıl eğitim gördükten sonra gazeteciliğe başlamıştır. Daha sonra hayatında ilk defa Hindistan’a gider ve kaderi değişir. Hindistan’da küçük bir köye gittiğinde bir grup Afgan sığınmacı ile tanışır. Afganistan’a gidip, Rusya ve Afganistan arasındaki savaşın fotoğraflarını çekmek istemektedir ancak Rusya, Afganistan’ın sınırlarını batıdan gelen gazetecilere kapatmıştır. Tanıştığı bu sığınmacı grup onu gizlice ülkeye sokar. McCurry sakallarını uzatır, geleneksel kıyafetler giyer ve fotoğraf filmlerini kıyafetinin içine diker. Afganistan’a geçtikten sonra fotoğrafçılık hayatı orada Rusya’nın yaşattığı vahşeti kaydetmesiyle başlar. En çok bilinen eseri “Afgan Kız” fotoğrafıdır. 

Afgan Kız

McCurry, korkusuzca mesleğini icra etmiştir. Afganistan’da bir savaşın ortasında fotoğrafçılık yapmış ve o günden sonra dünyada yaşanan birçok felakette fotoğraflar çekmiştir. Yeteneğinin yanı sıra başarısının bir başka sırrı ise neyi çekeceğini bilmesidir. Onun fotoğraflarına baktığınızda yaşanan ‘an’ bir romanda anlatılmışçasına bünyenize tesir eder. Çektiği portre fotoğraflarda ise kimin gözlerinin bir hikâye anlattığını bilir ve modelini seçer. 

Aldığı ödüllerin yanı sıra dünyanın her yerine, büyük bir hassasiyetle dokunan bir sanatçı olan McCurry, alanının en başarılı fotoğraf sanatçısı olmaya devam edecektir. Çünkü o nasıl anlattığı bir yana neyi anlattığını çok iyi bilmektedir.