STONEWALL İSYANI

LGBT+ hakları açısından bir dönüm noktası olan ve milyonlarca kişinin hayatını değiştiren ayaklanma.


ABD'de bundan tam 52 yıl önce polisin New York'taki bir eşcinsel barına düzenlediği baskın bugün LGBTİ+ hakları açısından bir dönüm noktası olarak kabul ediliyor. O dönemin tanıkları, yarım düzine kadar polisin yaptığı bu baskının gelecek nesillerin hayatını şekillendirecek bir harekete yol açacağından habersizdi.


Stonewall Ayaklanmaları, 28 Haziran 1969'da New York polisinin gey kulübü olan Stonewall Inn'e baskın düzenlemesiyle başladı. Polis memurları ve mahalle sakinleri arasında, polisin çalışanları ve müşterileri kabaca bardan dışarı çıkardığı, Christopher Caddesi'ndeki barın dışında, komşu sokaklarda ve yakındaki Christopher Park'ta altı gün süren protestolara ve kolluk kuvvetleriyle şiddetli çatışmalara yol açtığı için bir isyan başlattı. Stonewall Ayaklanmaları, Amerika Birleşik Devletleri ve dünya çapında büyük ses getirdi.

Mark tek bir taş bile atmadı. Polis memurlarına karşı çıkmadı. Ancak belki de kurşun kadar etkili bir şeyi vardı: tebeşir. Stonewall Inn barının dışında kaos yaşanıyor, polise bozuk para ve şişeler atılıyordu.  Evsiz genç, yukarıya doğru yürümeye başladı ve kaldırıma üç kelime yazdı. Sonra aynısını yolun daha yukarısındaki tuğla duvara da yaptı.

Tarihi değiştiren o üç kelime "Yarın gece Stonewall" idi.

Ağırlıklı olarak lezbiyen, gey, trans ve evinden kaçmış diğer gençlerin oluşturduğu yaklaşık 200 müşteri Christopher sokağına atılmışlardı. Kalabalık, güvenlikleri için içeriye saklanmış polislere saldırıyordu. Eşcinseller polisten kaçmaya alışkındı ancak bu sefer, saldıran onlardı, kaçanlar ise üniformalılardı.

LGBT+ hakları hareketi o gece başlamadı ama ilerleyen saatler ve günlerde olacaklarla güçlenecekti. O zamandan sonra atılan bütün adımları, örneğin eşcinsel evliliklerinin yasallaşmasını ve daha hoşgörülü bir toplumun oluşmasını, polisle çatışan gençlere ve sonrasındakileri organize eden eylemcilere borçlular.

Peki onları 28 Haziran 1969'da aniden karşı koymaya teşvik eden neydi?

Yıllar süren dışlamalar... Ayaklanmanın olduğu dönemde, erkek ya da kadınların kendi arasında, rızaya dayalı cinsel ilişki ABD'nin Illinois eyaleti haricindeki bütün eyaletlerinde yasa dışıydı. Eşcinseller federal hükümet ya da orduda çalışmıyorlardı ve cinsel tercihinizi açıklamanız, sizi hukuk ya da tıp gibi pek çok meslekten mahrum edebilirdi. New York kentinde alkol satışına yönelik yasalar, eşcinsel erkek ve kadınlara alkol satmayı, mekanın "uygunsuz" bulunmasına ve kapatılmasına yol açabilecek şekilde yorumlanıyordu. Aynı cinsiyetten biriyle dans etmek "ahlaksız davranış" olarak görülebiliyordu.

Şehirdeki eşcinsel barlarına yönelik baskınlar 1960'ların başında başladı. 1969'un yazında, belediye başkanlığı seçimlerinden hemen önce, Stonewall açık bir hedef haline geldi ve baskınların sıklığı arttı.

Yale Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden Profesör William Eskridge, eşcinsellerin bunu engelleyecek siyasi gücü olmadığı için çok fazla öfkenin olduğunu söylüyor: "Tutuşmayı bekleyen dinamit fıçısı gibiydi."

25 yaşındaki Martha Shelley ayaklanmadan tam 1 ay sonra Stonewall yakınlarındaki bir parkta bulunan bir çeşmenin üzerine tırmandığında, hayatından endişe etti. Ancak birkaç yüz kişiden oluşan kalabalığa önemli bir mesajı vardı "gölgelerden çıkıp, güneş ışığında yürümek".

Onun çağrısından ve Marty Robinson'ın coşkulu konuşmasından sonra hep birlikte, el ele ve slogan atarak, Stonewall Inn'e yürüdüler. Oraya vardıklarında, kalabalıktan dağılmalarını istedi. Daha fazla şiddet olaylarının yaşanmasından korkuyordu.

Bu, New York'ta eşitlik talep eden eşcinsellerin ilk kez özgür bir şekilde yürümesiydi.

Stonewall'dan önce aktivistler topluma uyum sağlamaya ve gemiyi sarsmamaya çalışıyorlardı. Ancak ayaklanmadan sonra, nazik ricalar öfke dolu taleplere dönüştü. Shelley ve Robinson tarafından düzenlenen yürüyüş, bir sonraki yıl düzenlenecek ilk onur yürüyüşü kadar tarih kitaplarında yer almıyor. Ancak önemi çok büyük. İlk cesaret verici adım atılmıştı.

llk Onur yürüyüşünden sonra, ilerleme hızı arttı. Sonraki on yılda gey ve lezbiyenlere yönelik kısıtlamalar kaldırıldı ve tıp bilimi, eşcinsellerin psikiyatrik tedaviye ihtiyacı olduğu yönündeki uzun süredir koruduğu görüşünü değiştirdi.

1977'de Harvey Milk, San Fransisco'da ABD'nin ilk seçilmiş açık eşcinsel yetkilisi oldu. İki yıl sonra Washington'a yapılan ulusal yürüyüşte 100 bin kişi yer aldı. Eşcinsel ilişkiye ceza veren yasalar 1980'lerde iptal edildi ve eşcinsellik uygulamada yasal oldu. Ancak eşcinsel evlilik 2015'te federal düzeyde tanınan bir hak oldu.

Yıllar süren dışlamalar sonucunda verilen mücadele ve kazanılan haklar umut vericiydi fakat eşcinseller yine birçok eyalette, birçok insan tarafından hala kabul göremeyebiliyorlar.