Sümer Mitolojisinin Kral Tanrısı Enlil ve Başveziri Enki
Sümer mitolojisindeki tanrı hiyerarşisinin başında bulunan Tanrı Kral Enlil ve Başveziri Enki'nin hikâleri.
Sümerliler edebiyatın birçok alanında yaratıcı oldukları gibi efsanelerinde de bunu göstermişlerdir. Sümer inancında, tanrılarında tıpkı insanlar gibi oldukları düşünülmektedir. Tanrılarda insanlar gibi kavga edebilir; kin, nefret ve sevgi duygularına sahip olabilirler. Dünyada var olan olayları onların arasındaki olaylara bağlamakla beraber her bir eylemin bir tanrısı olduğuna inanırlar. Bu tanrılar bir hiyerarşi sistemi içerisindedirler. Tanrıların kralı Enlil, başveziri ise Enki’dir.
Kral Tanrı Enlil’in Varoluşu ve Dünya Üzerindeki Etkisi
Sümer mitolojisinde evrende en başta yalnızca su mevcuttur. Namma adındaki tanrıça var olan sudan bir dağ yaratır ve bu dağın üstü gök, altı da yer olur. Yani dünya bu dağın içindedir. Bu ikisinin birleşmesiyle hava tanrısı ve kral tanrı olan Enlil varolur. Böylece yer, gök ve hava üçlüsü yaratılmış olur. Enlil’in adındaki lil bizim atmosferimizdeki havayı temsil etmekle beraber bu havanın sürekli genişleyip hareket ettiği söylenir. Lil aynı zamanda soluk ve ruh anlamına da gelmektedir. Sümer şairleri yazılan konuyla ilgili olsun veya olmasın destanın veya efsanenin başına evrenle alakalı bilgiler içeren şiirler yazmışlardır.
Gılgamış Destanı'nda yer alan bir şiirlerden bir örnekte şudur:
Gök yerden ayrıldıktan sonra,
Yer gökten ayrıldıktan sonra,
İnsanın adı konduktan sonra,
An(gök tanrısı) göğü alıp götürdükten sonra.
Başka bir metinde ise:
Bey, gerekli olanları meydana getirmek için,
Kararları değişmeyen bey,
Yerden “ülkenin tohumunu çıkaran Enlil”
Yerden göğü ayırmayı planladı,
Gökten yeri ayırmayı planladı.
Bu şiirlerden de görüldüğü üzere dünya ilk oluştuğunda gök ve yer bir aradadır ve Enlil’in yani havanın varoluşuyla gök ve yer birbirinden ayrılmıştır. Tanrı Enlil yer ve göğü birbirinden ayırdıktan sonra yerden tohumlar çıkartır ve bu sayede yaratılanlar meydana gelmeye başlar.
Eridu Şehrinin Tanrısı ve Kral Tanrının Başveziri Enki
Dünya oluştuktan ve tohumlar çıkmaya başladıktan sonra bilgelik ve su tanrısı olan Enki kaderleri verir. Enki insanların ve de sihirbazların koruyucusudur. Kaderleri verdikten sonra gümüş ve lacivert taşından deniz ortasında bir ev yapar. Bu ev çok parlak bir evdir ve evin tuğlaları öneriler verir, fallar anlatır. Enki bu durum üzerine bu evi bir dağ gibi yükseltir. Bu şehri güzelleştirir ve adeta bir cennet bahçesi haline getirir. Enki bu evin Enlil tarafından kutsanmasını istediği için tanrılarla olan bir ziyafet için Nippur’a geçer. Bu ziyafet sırasında Enlil, Enki’nin yaptığı bu evi diğer tanrılara över. Bunun üzerine Enki’nin Eridu şehrine yaptırmış olduğu bu ev kutsanmış olur.
Eridu şehrinin bulunduğu yer şu anda Basra Körfezi’nin ağzında bulunur ancak bataklıklarla kaplıdır.
Tanrı Enki’nin kızı Ninsikila’ya verdiği yer ve Sümer Cennetine Dönüşmesi
Tanrı Enki’nin kızına verdiği yer Dilmun adında bomboş ve tabiri caizse kupkuru bir yerdir. Tanrıça Ninsikila buranın bomboş bir yer olmasından yakınır ve buraya tatlı su verilmesini ister. Tanrı Enki’nin verdiği emirle buraya tatlı su getirilir. Tanrıça Ninsikila’nın bu isteği sayesinde tatlı su geldiği için Dilmun şehri bolluğa kavuşur. Çayırlar, meyve bahçeleri olur ve bu şehir artık tanrıların cenneti haline gelir.
Dilmun şehrine gelen su şiirde şu şekilde ifade edilir:
Onun(tanrıçanın) şehri bol su içti ondan,
Dilmun bol su içti ondan,
Tuzlu su havuzları tatlı su ile doldu.
Tarlaları, kırları tahıl yaptı onun için.
Onun şehri elde edilen ürünlerle,
Ülkenin depo iskelesi oldu.
Bu yazıda Muazzez İlmiye Çığ’ın Uygarlığın Kökeni Sümerliler-1 adlı kitabı kaynak olarak kullanılmıştır.