Sürü

Hiç düşündün mü?

''O camdan atlasa sen de atlayacak mısın?'' bu soru bize defalarca sorulmuştur değil mi? Aslında teknik olarak anlamsız olan bu soru toplumsal hayatın yönetiliş biçimidir. Öyle ki toplumlar böyle yaşar ve böyle yönetilir. Şimdi dediklerim garip geliyorsa birkaç örnek vereyim. Herhangi bir videoyu izleyip hiç bilmediğin bir ürünü satın aldın mı ya da bir şey çok övülüyor diye yaptın mı? Muhtemelen hepimizin cevabı evettir. İşte sen de o, camdan atladı diye atladın işte.

Daha önce bir yazımda ''Senin üzerine düşünmediğin hiçbir düşünce sana ait değildir.'' demiştim. Var olan bir kanıya sorgusuz inanmak gerçekten ait olduğunu hissettirmez çünkü. Ama dünya öyle bir yerdir ki düzen bunun üstüne kuruldur aslında: Sürü Psikolojisi. Siyaset, toplumsal hayat, moda, trendler ve daha nice şeyler. Bunların hepsi oluşturulan bir algıya birçok insanın inandırılma halinden geçer. Her şeyden önce Kapitalizm bundan geçer. Bir ürün belirlenir -bu illa fiziksel anlamda ürün olmak zorunda değildir- ve bu ürünün dünyaya PR'ı yapılır ve sen de o ürünü alırsın. Tıpkı bir mağazaya gidip aklında hiç olmayan bir şeyi almak gibi. Herhangi bir şekilde ihtiyacın yoktur aslında. Peki neden aldın? Onaylanmak, herkes tarafından beğeni görmek ve kendin gibi düşünen birilerinin olması için. Toplum beğeniyorsa güzeldir algısının da sebebi budur.


Siyasette böyledir aslında. Birçok insanın bir kanı etrafında toplanmasıdır. İnsanlara bir şeyi doğru kılmak ve ortak düşünceyi kabul ettirmektir. Mesela bir örnek verecek olursam. Bugün birinin yakılacağını söylesem bir canlilik olarak görürüz, haklıyız da birinin canlı canlı yakılması gerçekten de caniliktir. Fakat bundan yıllar önce biri yaptığı caniliği kabul ettirdi milyonlarca insana. Ve ona inanan kimse de bu yapılan caniliktir demedi. O yaptığı caniliği güçlü hitabeti ve manipülasyonlarıyla meşrulaştırdı. Bunu nasıl yaptığını da ''Hitler: Bir Kariyer'' belgeselinden izleyebilirsiniz.

Bugün hayatın temelini oluşturan Sürü Psikolojisi aslında insanları bir kanı altında toplarken bir yandan da onları düşünmekten ve aykırı olmaktan uzak tutar. Var olan düzene ait olmasını sağlar. Herkes aynı şeyi beğenir, aynı şeyleri düşünürse var olan çark işler, kazanan daha çok kazanır. 14 Şubat kimin için özel mesela? Neden herkes o günün özelliğine inanıyor ya da anneler günü ne farkı var diğerlerinden? Ama hepimiz o günlerde bir şeyler yapıyoruz değil mi? Aslından hiçbir anlamı içermeyen o günler tüketim için belirlendi ama biz toplum olarak buna inandırıldık. Bunun gibi sebebini bilmeden yaptığımız onca şey Sürü Psikolojisinin eseri aslında. Toplum bir sürü olacak ki yönetilmesi kolay olacak. Ne demişler bilirsiniz, ''Sürüden ayrılanı kurt kapar.''