Tanrının Damlaları

Şarap temalı "Drops of God" dizisine genel bir bakış.

Uzun zamandır seyrettiğim en iyi şarap temalı dizi olduğunu belirtmek isterim. Konusu; bir kadın, görüşmediği babasından kalan dünyanın en büyük şarap koleksiyonunu keşfeder ve mirasını almak için onun himayesindeki kişiye karşı yarışır.

Dizide ilginç birkaç nokta var. En çok ilgimi çeken kısım; bir bölümde Alexandre Leger büyük Chateau(şato)'ların aslında eskisi kadar iyi şarap yapmadığını savunuyordu. Burada 1855 Medoc ve Sauternes sınıflandırmasına gönderme yapıldığını düşünüyorum. Bu sınıflandırmanın amacı; Bordeaux'un en iyi şaraplarını seçmekti. Birinici büyüme, ikinci büyüme diyerek alt kategorilere ayrılıyor. Bu alt kategorilerden beş tane var. 100 yılda bir liste yenilenmelidir. En son yenileme 1955'te olması gerekirken tam olarak böyle olmadı. 1856'da Château Cantemerle eklendi ve 1973'te de Château Mouton Rotschild 2eme(ikinci büyüme)'den 1er(birinci büyüme)'e yükseldi. Bu kadar iklim değişikliği ve floksera salgınından sonra akıllara şu soru gelmiyor değil; "Bu büyük şatolar gerçekten hala 1855'teki kadar iyi şarap yapıyor mu?".

Aşağıda fragmanını koyduğum belgeseli izlemenizi şiddetle tavsiye ederim. Olic kaliteli şarap yapmak uğruna apelasyon kurallarına karşı geliyor ve 6 ay hapis yatıyor. Floksera salgını öncesinde nasıl şarap yapıyorlar ise aynısını yapıyorum diyor. Günümüzdeki şarapları çorbaya ve kolaya benzetiyor. Şarapları 30.000 Euro ve üzerine satılıyor. Neden bu kadar pahalı olduğunu sorduklarında, aslında bu parayı şaraba değil Napolyon ile aynı şarabı içtiğiniz için verdiğinizi söylüyor.