Tarih Yazımının Öznesi

Bu yazıda tarih yazımının öznesi hakkında fikirlerimi belirttim.


Bu makalede, Serpil Çakır gibi birçok isme ve çeşitli kaynaklara dayanarak "Tarih yazımının öznesi erkekler midir? Öyle ise neden?" sorusunu kendi fikir ve görüşlerim ile cevaplamaya çalışacağım.

Öncelikle “Tarih yazımının öznesi olmak nedir?” sorusunu cevaplamak istiyorum. Tarih yazımının öznesi olmak, tarih yazımında konu alan bireylerin veya grupların perspektifine işaret eder. Bir tarih metni yazılırken, hangi bireylerin veya grupların öne çıkarılacağı ve hangi olayların vurgulandığı önemlidir. Bu, tarih yazımının belirli bir özneye dayandığı anlamına gelir. Peki tarih yazımının öznesi kimdir?

Tarih yazımının öznesi, tarih yazımının odaklandığı bireyler veya gruplar olarak tanımlanabilir. Yani, tarih yazımının öznesi, tarih yazımının merkezinde bulunan, üzerine odaklanan bireyler veya gruplardır.

Tarih yazımının öznesinin sadece erkekler olduğunu söylemek doğru olmaz çünkü birçok feminist, kadın tarihçi bu yargıyı yanlışlamıştır. Örneğin "[o]n dokuzuncu yüzyılın sonundan kadın hareketinin yükseldiği 1970’lere kadar akademi içinde ve dışında birçok kadın tarihle ilgilenmiştir.” (Feminist Tarih Yazımı: Tarihin Kadınlar İçin, Kadınlar Tarafından Yeniden İnşası, Serpil Çakır). Buradan yola çıkarak sadece erkeklerin değil aynı zamanda kadınların da güncel tarih öncesinde de tarih yazımı ile ilgilendiğini söyleyebiliriz. Peki, bu kadın tarihçiler hangi konuları ele almıştır? Bu kadın tarihçiler, kaynak, yöntem ve bakış konularıyla beraber bir dizi problemle ilgilendiler. Kadınların görmezden gelindiğini ve tarih yazımlarında yanlış yerleştirildiklerini vurguladılar. Geleneksel tarih yazımının önyargılı ve eksik bakış açısını ortaya koydular. “Süreç içinde, önce kadın tarihi kavramı ortaya çıkmıştır. Daha sonra feminist tarih kavramı kullanılmaya başlanmıştır. Son yıllarda toplumsal cinsiyet tarihi çalışmaları tercih edilmeye başlanmış, toplumsal süreçlerin ilişkisel bir şekilde nasıl işlediği ortaya konulmuştur.” (Feminist Tarih Yazımı: Tarihin Kadınlar İçin, Kadınlar Tarafından Yeniden İnşası, Serpil Çakır).

Peki, feminist araştırma sürecinin ilkeleri nelerdir? Bu süreç salt kadın bilgisine ulaşmakla yetinmez, ayrıca bu bilginin kadınların yaşamını özgürleştirme ve dönüştürme mücadelesinde katkıda bulunur. Buna ek olarak geleneksel tarih yazımını sorgulamak ve bunu değiştirmek, kadınların tarihsel deneyimlerini keşfetmek, bu deneyimleri analiz etmek, toplumsal cinsiyetin tarihsel olarak nasıl şekillendiğini ve değiştiğini öne sürmek, kadınları görünür kılmak gibi birçok amacı vardır.

Diğer bir soru olarak, tarih yazımının öznesinin erkek olduğu fikri nereden gelmektedir? Tarih yazımının öznesinin erkek olduğu fikri için birçok neden öne sürebiliriz. Kategorize etmek gerekirse bunlar:

1. Toplumsal Cinsiyet Normları ve Erkek Egemenlik:

Geçmiş toplumlarda tarih alanında erkek egemenlik hakimdi. “Tarih yazımı, kadını aşağılayan klasik miras tarafından biçimlendirilmiştir. Antik idealler üzerinde biçimlenen bu mirasta, kadın deneyimleri küçümsenmiş, kayda geçirilmemiş, sadece kamu alanı ve bu alanın özneleri olan erkeklerin deneyimleri tercih edilmiştir. Bu mirasın uzantısı olarak uzun yıllar kadınlar, üniversitelerde akademisyen olmak bir yana öğrencilik hakkını bile elde edememişlerdir” (Feminist Tarih Yazımı: Tarihin Kadınlar İçin, Kadınlar Tarafından Yeniden İnşası, Serpil Çakır). Bu tür bir yaklaşım çerçevesinde kadınlar, toplumsal cinsiyet normları ve erkek egemenlik nedeniyle tarih yazımının oluşmasında kısıtlı bir etkiye sahiptir.

2. Erkek Tarihçilerin Perspektifi:

Tarih yazımının çoğunluğu, geçmişte genellikle erkek tarihçiler tarafından yapılmıştır. Bunun nedenlerinden birini birinci maddede açıklamıştım. “Kadınların tarihi temsili, erkek yazarlar tarafından ve erkeklerin çıkarları üzerinde şekillenmiştir.” (Feminist Tarih Yazımı: Tarihin Kadınlar İçin, Kadınlar Tarafından Yeniden İnşası, Serpil Çakır). Bu nedenle de kadınlar tarih yazımında sınırlı bir yetkiye ve imkana sahip olmuştur. Sınırlı yetki ve imkana sahip olan kadınlara kıyasla erkek tarihçiler ise tarih yazımında deneyimlerini ve başarılarını daha fazla vurgulamıştır.

3. Kültürel ve Sosyal Normlar:

Toplumun kültürel ve sosyal normları da tarih yazımının erkek odaklı olmasını, kadının geri planda olmasını etkilemiştir. “Erkek düşmanlığı ve ayrımcılık, akademide de kadınların peşini bırakmamıştır. Üniversitedeki varlıkları dünyanın her yerinde eril kültür için tehdit olarak algılanmıştır. Kadınların diploma alması istenmediğinden, ziyaretçi öğrenci statüsü icat edilmiş, ziyaretçi kadın öğrenciler, erkek öğrencilerden tahta perde ile ayrılmış bir yerde oturmaya zorlanmıştır. Tüm bu ayrımcı tavırlar kadınlarda sadece dışlanma duygusunu yaratmakla kalmamış, kamuoyunda onların araştırmaya, okumaya uygun olmadıkları duygusunun gelişmesine etki yapmıştır. Bahaneler benzerdir, hemen her yerde: Genç erkeklerin kadınların varlığı yüzünden akıllarının başlarından gitmesini önlemek!” (Feminist Tarih Yazımı: Tarihin Kadınlar İçin, Kadınlar Tarafından Yeniden İnşası, Serpil Çakır). Bu nedenle, kadınların katkıları ve deneyimleri tarih metinlerinde daha az yer almıştır.

4. Yazılı Kaynakların Eksikliği:

Tarih yazımında erkeklerin öne çıkması aynı zamanda yazılı kaynakların erkek deneyimlerine fazla odaklanmasından da kaynaklanıyor olabilir. “Akademide, tarih yazımında ve incelemesinde kadınların yurttaş olmadığı, böylece tarih alanının dışında oldukları düşüncesi erkeklere öğretilmiştir.” (Feminist Tarih Yazımı: Tarihin Kadınlar İçin, Kadınlar Tarafından Yeniden İnşası, Serpil Çakır.) 

Sonuç olarak, tarih yazımının sadece erkeklere ait olduğunu söylemek doğru değildir. Ancak geçmişte kadınların yaşadığı ayrımcılıklardan, kısıtlı imkan ve yetkilerden dolayı tarih yazımında erkekler daha ön planda olmuştur fakat bu durum tarih yazımının erkeklere ait olduğu anlamına gelmemektedir.


KAYNAKÇA

Kadınların Tarihi Var Mıdır?, Yeşim Karadeniz.

Feminist Tarih Yazımı, Serpil Çakır.

Tarihin Vazgeçilmez İnsanları: Kadın, Nuri Dadak

Feminist Tarih Yazımı: Tarihin Kadınlar İçin, Kadınlar Tarafından Yeniden İnşası, Serpil Çakır.