The Road Not Taken Üzerine
İnsanoğlu hiçbir konuda geçmişe dair pişmanlık ve geç kalmışlık hissinden kaçamayacaktır.
Robert Frost'un Gidilmeyen Yol veya Seçilmeyen Yol olarak çevirilebilecek şiiri hayat boyunca insanın yapması gereken önemli seçimleri konu alır. Fakat başlıktan da anlaşılabileceği üzerine Frost'un asıl odağı geride bırakılan seçimler ve bu seçimlerin yaşanmamış sonuçlarıdır.
Okuyucu asla bu şiiri Frost'un kendi gözlerinden göremeyeceği için şairin yapılmayan seçimler üzerine ne düşündüğünü tam olarak kestirmek zor olacaktır. Yine de şiirden yola çıkarak Frost'un geride bırakılan ihtimalleri düşünmemek, yaşam yolculuğunda hep ileriye bakmak gerektiğini öğütlemesine rağmen kendi içinde de bu geride bıraktığı ihtimalleri en azından bir parça hüzünle andığını söylemek yanlış olmayacaktır.
Frost'un kendi içinde yaşadığı bu öğüt ve pişmanlık ikilemini anlamak için son dizelerin iyi incelenmesii gereklidir. Şair, bir yandan buraya kadar ayrı ayrı tasvir ettiği yolların farklılığını sadece seçilen ve seçilmeyene indirgerken bir yandan da gelcekte bu seçimi iç çekerek anımsayacağını belirtir. Aynı zamanda açıkça görülmektedir ki tıpkı diğer şiirlerinde görüldüğü gibi Frost tekrar hayat ve yolculuk arasında imgesel bir bağlantı kurar ve bu sayede aslında daha büyük bir ikilem yaratmaktadır çünkü Frost bilir ki bu derecede basite indirgediği en ufak seçimler bile hayatın geri kalanını etkileyecektir ve her ne kadar ileriye bakmayı öğütlerse öğütlesin insanoğlu hiçbir konuda geçmişe dair pişmanlık ve geç kalmışlık hissinden kaçamayacaktır.
Kısacası Frost'un yarattığı döngü asla son bulmaz; Bu yolculuk aslında hayatın kendisidir, yollar arasındaki tek fark seçilen ve seçilmeyendir çünkü her ikisi de en nihayetinde ölümle son bulacaktır fakat aynı yol ayrımına kaç kez gelindiği fark etmeksizin insanoğlu yapmadığı seçim hakkında pişmanlık duyacak ve bu seçimin sonuçları hakkında meraklanmayı bırakamayacaktır.